19 entry daha
  • karizma mıdır bilemem de, zamanınız varsa bir hikaye anlatayım:

    sene 2001, daha iki haneli yaşların yeni heyecanındayım, koalisyon hükümeti sırasında ecevit'in ortalığı toparlamaya çalışırken bahçeli'nin "apo'yu asacağız" kükremeleriyle kürsüleri eskittiği, mesut yılmaz'ın eee'leri arasında nasıl da kötü şeyler sakladığını anlamaya yeni yeni başlıyorum. kriz patlak verdi, dolar fiyatları yükseldi, annem babam devlet çalışanıyken bile evde bir anda huzur kalmadı. ben de yeni oluşum akp'ye bir miktar sempatiyle baktım o aralar.

    sene 2002 oldu, o seçimlerde eski partilerin %10'u geçmesini heyecanla bekledim, hepsi %9'larda kalınca, akp %34 oyla %66'ya varan temsil kazanınca "var bu işte bir şeyler" dedim, ama ilk sene içindeki konuşmaları yine de kötü bir intiba bırakmadı. hatta "acaba bunlar iyi adamlar mı" dedim.

    sene oldu 2004, iki haneli yaşların heyecanı hala üzerimde, ben bu adamlardan vazgeçtim, hem de öyle basmakalıp laflar sloganlar üzerinden değil. kendilerine yontma, iktidardayken dahi mağdur olma, bazı işlerin gizli kapaklı yapılmış olma hissini verme alışkanlıkları açısından anap'tan hiçbir farkı yoktu bu yeni adamların, hele ki liderlerinin mesut yılmaz'dan, demirel'den aşağı kalır yanı da yoktu, hesap soramazdın bu adamlardan. o an akp'den ümidimi kestim.

    ilk oyum 2010'da yetmez ama evetçi furya arasından hayır'a gitti, ondan beri de pişman değilim.

    edit: ergenekon soruşturmalarıyla beraber akp'nin söylemleri sertleşince, ülkenin bir yarısını sevip geri kalanına hayırsız evlat gibi davranıp, günaşırı hakaret edip dövmeye başlayınca, taraf tutturmaya zorlayınca ben de seçimimi yaptım.
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap