8 entry daha
  • atıp tutmak ne kadar kolay, değil mi? neymiş sonu masko'da bitermiş, işi bilmemekmiş.

    deneyimden yola çıkarak net konuşacağım. basic değil, orta ve üst segment mobilyalar alırsanız hiçbir şey olmuyor. evinizi ortadoğulu orta sınıf evi gibi yeni gelin evleri sayfasındaki masif, iç karartıcı, estetik düşmanı istikballerle, gece su içmeye kalktığınızda görünce ürktüğünüz korkunçlu modako eşyalarıyla, bir odadan bir odaya taşımak için eşi dostu çağırdığınız bir tonluk mobilyalarla doldurmak yerine insan gibi minimalist, hafif ikea'larla döşeyin. 60-70 metrekarelik o kutu kadar evlerinizin salonuna 3 metekarelik yemek masasını koyunca, yarım metre kolçaklı koltuk takımlarını tetris gibi tüm boştaki duvarlara tıkıştırınca zevk mi alıyorsunuz, nedir? merter esnafı ağzıyla yabancı sermayeyi boklayanlara kulak asmayın. bir senede falan dağılmıyor. kitaplığını, sehpasını, ayakkabılığını, rafını zaten geçtim, koltuk, karyola, gardırop, masa gibi en çok kullanılan demirbaş mobilyalar bile 6 senedir bana mısın demedi. hatta sıkıldık masanın ayağını, koltuğun kılıfını falan değiştirdik. bu tarz esneklikleri de cabası. sonuç olarak aldığımız ne varsa ilk günkü gibi kullanıyoruz.

    kaldı ki sevdiğiniz insan ve en yakın arkadaşınızla evinizin eşyalarını beraber kurmak falan da güzel şeyler hep. öyle adamlar gelip hazır mobilyaları yanık çoraplarıyla odaya mıh gibi oturtup gitmiyorlar. onun yerine güle oynaya siz yapıyorsunuz. anı dağarcığınıza artı olarak yazılıyor hep bunlar. gerçekten ev kurmuş gibi hissediyorsunuz. yıllar sonra o günleri tebessümle anıyorsunuz.
84 entry daha
hesabın var mı? giriş yap