3 entry daha
  • hayatı ile beni benden alan bir başka japon olan osamu dazai'ciğimin sonunda japon yayınlarından basımı yapılmış (çev. hüseyin can erkin), bizi sahaflardan kurtarmıştır olan romanı. (herhalde istanbulda sormadığım sahaf kalmamıştı.)
    neyse bu sabahtan elime aldım kitabı, bir solukta yarı varoluş krizlerine girerek bitirdim.
    ve başlangıç sayfalarında çocuk hallerinin hislerini yazan karakterimizin insan hakkında düşünceleri bile aslında beni ürpertmeye yetti: "karşılıklı olarak birbirlerini kandırıp, üstelik ne tuhaftır ki hiçbir yara almadan, sanki karşılıklı olarak birbirlerini kandırdıklarının farkında değillermiş gibi gerçekten çarpırıcı berrak ışıltılar yayan şen inançsızlık örnekleriyle dolu insan yaşamı"
    genel olarak kitap sanırım ikinci dünya savaşını görmüş olan japonların içbunalımlarının ve depresyonunun varoluş üstüne vuku bulmuş hali. kitapta neredeyse sıfır derecede toplum, siyasal baskı, asker vs. olmasına rağmen karakterin çoçukluktan itibaren yaşadığı aşırı mutluluk ve mutsuzluk hali, neden yaşıyorum sorusu, bedene sıradanlaşma, yabancılaşma ve genel olarak varoluş sorguları, alkol bağımlılığı, (hatta ve hatta) delirium hali büyük bir travmanın sonucu olabilir diye tahmin ediyorum. bu nedenle belki de kitapta adı karakterimiz için örnek geçen ressamlar (van gogh ve modigliani) bunun göstergesi ya da sembolleri bile olabilir. (van gogh- kişilik bozukluğu, modigliani alkolizm)

    nedense gene aynı dönem kitaplarından olan mişima- bir maskenin itiraflarına da bazı bölümlerini benzetmedim değil. her iki kitapta yazarların otobiyografik hikayeleri ve çocukluktan başlayıp, orta yaşa kadar olan serüvenlerini içeriyor. (ki bu serüvenler japonyanın askeri ve siyasal durumundan etkilenmiş varoluş sorgularının yapıldığı eserler)
    ve dipnot kitap ilginçtir natsume sosekinin kokoro romanından sonra ' japonyanın en çok satan ikinci romanıymış.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap