113 entry daha
  • öncelikle şu 'sanat filmi severler' 'gişe filmi severler' muhabbetinden bıktık artık. bağımsız sinemaya bayılan sinemaseverler olarak çekilen her sanat filmini beğenmiyoruz herhalde. bakınız 68. cannes'da jüri büyük ödülü alan filmi (bkz: son of saul) filmekiminde izleyip sıkıntıdan patlamış ve hiç olmamış demiştim, hala inanamıyorum ödüle.

    gelelim the lobster'e. evet lanthimos'un (bkz: kynodontas)ı kadar çarpıcı olmamış ama yönetmen yine tarzını konuşturmuş. bu distopya işinde edebiyatta (bkz: george orwell) neyse sinemada lanthimos odur bence.

    senaryo başta çok etkileyici evet, ikinci distopik alemimizde başlangıçtaki heyecanı yakalayamıyoruz kopuk sahneler var ama bu durumun filmin genelinde büyük bir sorun yarattığını düşünmüyorum. görsel açıdan bir şölen olmasa da renkler,açılar oldukça iyiydi. müzik bir filmde duyguyu pekiştiren en önemli şeylerden biri bence ne yazık ki derdini görüntüyle veremeyen yönetmen ancak sık sık müzik kullanır görüşüne katılamıyorum, her ses kıvamındaydı dingding gerilim seslerine bayıldım. oyunculuklara da söyleyecek sözüm yok lanthimos'un da filmlerinde vazgeçemediği oyuncuları var,onları görmek hoştu.

    gelelim filmin konusuna; ünlü "bir şey hissetmediğin halde bir şey hissediyor gibi yapmak bir şey hissettiğin halde bir şey hissetmiyor gibi yapmaktan daha zor." repliğinin filmin her anına sirayet ettiğini görüyoruz. nitekim filmde duygular pek ön plana çıkmasa da kahramanımız ikinci distopik alemde daha mutlu eskisi kadar zor bir hayatı yok çünkü artık bir şeyler hissediyor. yönetmenin derdi yine aile,ilişkiler,ahlak,toplum olduğundan toplumsal dayatmalara dikkat çekiyor ve bu dayatmalara dayanamazsanız hayvan olursunuz diyor. evet filmde bir kara mizah da var ve bunu satır aralarında okumak güzel. yönetmen yer yer kynodontas'a göndermeler yapmış ve bunu filmden okuyabilmek insanı o an gülümsetiyor; kan,diş, gitar çalma anı...) neticede yönetmen soruyor: insanlar kendilerine benzeyen insanları mı sever? noksanlıklar ve fazlalıklar mı yalnızları bir araya getirir? sevmediğin biriyle bir hayat kurda kuşa yem olmaktan iyi midir?

    --- spoiler ---

    bu arada baştaki eşek öldürme sahnesinin filmin sonu gibi tartışmaya açık bırakıldığını düşünüyorum. kadın tek başına yolculuk yaparken bir çift eşek görüyor ve inip birini vuruyor üstelik arabadaki hallerinden kafasında hiç de böyle bir düşüncesi olmadığını hissediyoruz. 'yalnızlar çiftlere dayanamıyor' diyor belki bize yönetmen, bilemiyorum.
    --- spoiler ---
440 entry daha
hesabın var mı? giriş yap