• sanat mahal'in yeni oyunu. 30 ocak'ta prömiyer yapacak. 8 şubat'ta bkm'ye gelecek.

    emel çölgeçen, erkan bektaş, kerem atabeyoğlu ve şenol önsel oynuyorlar.

    https://www.sanatmahal.com.tr/…inlik/68/sempanzeler

    bir aksilik çıkmazsa 8 şubat'ta izleyip yorum ekleyeceğim buraya. şansı bol olsun.

    izledikten sonra edit'i:

    sanat mahal'in bu ilk oyununda istanbul'daki ilk gösterim olmasından mütevellit salon ünlü sima doluydu. görüp ismini çıkartabildiklerim: haldun dormen, meral çetinkaya, bülent emin yarar, mert fırat, melisa sözen, sevinç erbulak, volkan yosunlu, didem balçın.

    açıkçası diğer oyunculara da aşinalığım olsa da özellikle emel çölgeçen'i tiyatro sahnesinde izlemek istediğim için merak etmiştim ama hem sahnedeki süresi görece azdı hem de oldukça sinir bozucu bir karakteri canlandırmış kendisi. stevie güçlü bir kadın ve bence sonuna kadar haklı ama sevgilisi mark'a karşı tavrı bir hayli sıkıntılı. bence yer yer şahit olduğumuz dilindeki sertlik de gereksiz abartılı (mark da bir noktada buna isyan edince bir katharsis olmuyor değil.) evet stevie can sıkıyor ama mark daha çok can sıkıyor. tamam 'erkekler hiç büyümeyen çocuklar' anladık da, bu arkadaş biraz abartmış. mark'ı canlandıran erkan bektaş zaten hiç ısınamadığım bir oyuncu, burdaki oyunculuk da vasat. maalesef bu çiftin diyalogları bir süre sonra kopartıyor seyirciyi oyundan. arkamda oturan gruptaki kulak misafiri olduğum kadınlardan biri oyun öncesi niye sevgilim yok diye yakınıyordu, oyundan sonra ilişkiden tiksindim iyi ki yalnızım dediğini duydum.

    'uzman'lar ve onları canlandıran kerem atabeyoğlu ile şenol önsel ise bizi uzun uzun tartışan çiftin kopardığı oyunun içine tekrar sokmayı başarıyor ve adeta nefes aldırıyorlar. komedi zamanlamaları ve performansları çok iyi. oyunun hemen başında diyebileceğimiz bir kısmında kendileriyle ilgili öğrendiğimiz sürpriz gerçeği çok başarılı bir şekilde yansıtıyorlar.

    lakin oyun genel olarak çok uzun. gereksiz bir uzunluk yani. bence yarım saat daha kısa tutulsa çok daha iyi olurmuş. sadede gelin diye beklemekten içim şişti.

    son olarak, oyun ne kadar çok tanıdık ilişkileri anlatsa ve belki de bu yüzden bir miktar iç daraltsa da, yalnızlıkla ilgili söylenen tek cümleyle aklımda kaldı. kelimeleri tam olarak hatırlayamıyorum ama "bir yaştan sonra yalnız kalmak dünyanın en kötü şeyi" manasında. düşündürdü.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap