palmira antik kentinin ışid'den sonraki hali

• şurası dikkat çekici:
  
  "arkeolog halid esad’ın oğluyla yaptığı röportaja göre ise ışid palmira’da 2 ton altın olduğunu düşünüyordu ve esad’a bu altınların yerini sordu. altın olmadığını söyleyen esad katledildi."
  
  bu altın muhabbeti o kadar tanıdık ki, insanın isyan edesi geliyor. anadolu'da yüzlerce tarihi eser aynen bu şekilde, "burada kesin altın vardır/varmış" söylentileri yüzünden mahvedilmiştir. misal şavşat'ta, çocukluğumda yıkık dökük haliyle bile ihtişamlı görünümünü hatırladığım tibet kilisesi'nden geriye bugün hiçbir şey kalmadı. köylüler altın arama sevdasına kazdılar yıktılar güzelim eseri. bu eserlerin kendilerinin altından kıymetli olduğuna kafası basmayan cahil tipler her yerde aynı, türkiye olsun, suriye olsun farketmiyor. eskiden beri böyle bu. hatta gerçekliğini bilemiyorum ama , zamanında kazı yapmaya gelen alman arkeologlara ikinci abdülhamit'in "taş çıkarsa sizin, altın çıkarsa bizim" diye izin verdiği rivayet olunur. adamların zaten altın değil taş aradığını, bulduklarını da yüklenip avrupa'ya götürdüklerini anladığımızda zaten iş işten geçmişti. neticede şaşırılacak bir durum yok yani.
  
  bu arada merak edenler için canım kiliseden kalan şu kapı sadece:
  
  http://www.artvindernegi.com/… kilisesi 03 copy.jpg