56 entry daha
  • bizim yazliktaki ocak biraz agir pisirir. mekanik sorununun ne oldugunu bilmiyorum ben sozelciyim, ama mesela kahve mi yapacaksin, o kahve 68 saatte ancak kopurur de kaynar. oyle oldugundan, mutfak masasini toplamaya baslarken kahveyi ocaga koyar altini da kisarim ki, ortalik toparlanana kadar agir agir olsun o kendi kendine. bu sabah da oyle yaptim.

    eszamanli olarak, enistem ve babam yola cikiyordu. adana'ya gidiyorlar, babam orada kalacak. enistemin de izni bitti, yasadiklari yere donecek. yazlikta annem, ablam, yegenim ve ben kaldik.

    ablam calisiyor, annem de hep calisti ama artik emekli. annemin babamdan para isteyecek bir hali zaten olmadi, ablamin da istemesi hic gerekmedi. ama enistemi bilmesem de, babam ne zaman annemi yazlikta biraksa, "hanim al uzerinde bulunsun" diye bir miktar nakit birakir.

    ben kahvalti masasini toplayip kahveyi ocaga koyarken, iki koca, iki hanima para birakiyordu. bir an komik geldi bana bu, cunku o esnada ben kahve yapiyordum.

    burada bekarligi ajite etmiyorum, "kimse beni dusunmuyor :/" gibi bir ima icinde degilim. benim, dusunulmek gibi bir algim gelismedi bile ve komik gelen de bu. yani ben bir yere giderken kendi uzerimdeki nakiti zaten kendim dusunur ya da ihmal ederim, benim icin bunun "gelisi boyle" ve bu bana kendimi kotu hissettiren bisey degil.

    ama kalkip evli olmayi "sirtini birine yaslamak" olarak da dusunmuyorum, yani tabi ki bir evlilik bunun uzerine kurulu da olabilir bana ne, ama bahsettigim o degil. annem de ablam da, ozellikle maddi olarak, kocalarina ihtiyac duyan kadinlar degiller. kocalari da biliyor bunu. ama bu baska bir sey, "ihtiyacin var ya da yok, ben eksigin olmadigindan emin olayim da." dusuncesi.

    neyse, kocalar gitti, ben babami da enistemi de "ocakta kahvem var" diyerek kapinin onunden ugurladim. o esnada annemle ablam ortadan kayboldu, saniyorum ki kapinin biraz daha disindan kocalarini ugurluyorlar.

    kahveyi fincanlara koyup bunlara seslenmeye gittim, baktim ki te otoparka inmisler de oradan yolculuyorlar.

    bu da benim kafamin disinda olan bir sey mesela. ben kahvenin derdindeyim, kopugu inmeden icilsin derdindeyim, ama hanimlar kocalarini ugurluyorlar. yine guldum napicam.

    bekarlik veya evlilik, ast ust iliskisine tabi seyler degil. bambaska varoluslar. elmayla armut gibi.

    bizim yazlik, insanlik onuruna aykiri derecede ufaktir. o evde 5 yetiskin bir de 4 yasinda cocuk dusunun, vallahi dusunemezsiniz.

    evdeki kocalar gidince, ister istemez bir sakinlik sessizlik geldi. oyle ki, ablamla annem denize bile girmek istemeden, evde kalip o sessizligin keyfini cikardilar. yani bunu acikca soylemediler ama oyle oldugunu biliyorum, hem kendimden, hem de bu kadinlari tanidigim icin.

    ya evlilik ne acayip.

    gittigi zaman "cok sukur eve bir sakinlik geldi" dedigin insanla hayatini gecirip bir de onunla cocuk yapiyorsun.

    ben denize geldim, yuzdum, "sevgilim beni neden aramadi hala ya, napiyor bu adam?" diye kendi kendime soylenirken telefonum caldi.

    bu haftasonu o da ailesiyle. ailenin erkekleri, kendilerine gore bir alan yaratmis olduklari isyerlerine gitmisler pazar pazar, takiliyorlarmis. erkek arkadasim bundan "bizimkilerin hanim dirdirindan kacma halleri" olarak bahsetti.

    hanimlar da o esnada gezmede disarida artik bir sekilde takiliyorlar.

    ya bu evlilik vallahi acayip.

    hayatim boyunca seni sevicem demek degil bu, hayatim boyunca sana tahammul edicem demek.

    asiri fazla buyuk bir soz.

    "ne kadar sikilirsam sikilayim, nereye gidersem gideyim, done dolasa yine de aksam eve gelip seninle sacma sapan tv programlari izleyip sonra yine seninle yaticam."

    korkunc bir sey bu, korkunc derken mecaz mubalaga falan yok bu sozumde.

    "soz vermis bulunduk" demenin, "nezaketen dogru" hali.

    cift tarafli bir korkuncluk bu. adamlar pazar gunu "hanim dirdirindan kacmak icin" bir yerlere gitmeyecek olsalar, bu kez hanimlar "e hadi gitmiyor musun sen?" demeye baslayacak. ki adamlar gitsin de onlarin da kendi "serbest zamanlari" baslasin.

    peki salt bunlara baktigin zaman, bekarlik kendiliginden ve gercekten bir "sultanlik" olarak gorunuyor mu?

    32 yasindayim ve bekarim, ama bu sorunun cevabini inanin bilmiyorum.

    bir yandan evet cok net sultanlik. cunku kimsenin seninle salt bir sosyal gereklilik ugruna olmadigini biliyorsun. ki ben egosu yuksek insanim, fazlalik hissinin oldugu yerde bulunamam. hele biri benim icin "takilsin oyle kendi kendine" deyip kendi alanimi bana "bahsetmis" olacak, shdhssh saka yapiyorsunuz herhalde.

    bekarsan kimseyi dusunmen gerekmiyor kismina ise katilmiyorum, arkadaslari ve sevgilisini de dusunur ve onlarin ne yaptigini da bilmek ister insan. hatta bu son derece iyi gelen bir seydir, dusundugu ve kendisini dusundugunu bildigi kimsesi olmayan insan bekar degil yapayalnizdir. bu kotu bisey, oyle olmayin.

    evlilik, varolusunu evliligin bir mesai oldugunu ve mesainin selametini de bu serbest zamanlarin saglayacagi gercegi uzerine kurabilme hali galiba.

    kabullenme ve uyumlastirma gerektiriyor.

    bekarlik da, o varolusu, her seyi kendi kendine halledecegin ve kafanin da her zaman "kendi kendine" olacagi uzerine kurgulayabilmek.

    bu da bir kabullenme ve bu kez esinle degil tum dunyayla uyumlastirma gerektiriyor. cunku artik seni anlamasini bekledigin ve iyi gecinmek "zorunda oldugun" belirli biri yok. seni anlamak, bir gorev olarak kimseye yuklenmis degil ve her bir kisiyle ayri ayri iyi gecinmek zorundasin.

    o halde, entry'ye baslarken aklimda boyle bir soru yoktu ve yazmanin iyi tarafi da bu zaten,

    here comes the soru:

    hangisini kabulleneceksin?

    biriyle sozlesip ve hayatlarinizi bu soz hurmetine uyumlastirip, bir gun kendinizi artik isteseniz de birbirinden vazgecemeyecek "asker arkadaslari" olarak bulmak mi,

    kimseyle sozlesmeyip, hayatinizi tek kisilik kurup, her halti kendi kendinize halledip, yaninizda asker arkadasi da olsa birinin hic olmayabilecegi ve fakat kimsenin sizden bunalmis da olmayacagi bir hayat mi?

    yollarin ikisi de ayri zor, ikisi de ayri acayip.

    daha iyi veya kotu degil. elmayla armut. ikisi de vitaminli ama fazlasi zarar.
45 entry daha
hesabın var mı? giriş yap