• bilim ve düşünce dünyasında var olan algıya karşı gelip "hayır" diyebilmiş insanlardır. örneklemek gerekirse:

    "antik grek, bilimin ve felsefenin doğduğu yer olarak kabul edilir. zira antik grek, ilk kez bilimi, felsefeyi ve düşünü, inançlarından ayırarak bir mantıksal dizgede irdeleyebilmiş olmakla bu yakıştırmayı hak eder. ilk filozof ve ilk bilim insanı olarak kabul edilen thales, ilk “hayır”ı diyebilmiş bir kimse olarak bu sıfatı elde etmiştir. söylediği şeylerin bugün için elle tutulur hiçbir yanı yoktur. ama tarihsel olarak thales “hayır” demenin ne demek olduğunu göstererek söylediği şeylerden bağımsızca, tarihe birçok şey katmıştır. ondan sonra gelen anaksimenes, herakleitos ve diğerleri “hayır” demenin türlü yolunu keşfettikleri için bin yıllar sonra da anılır durumdadır. sokrates’in “hayır”ı ise ona geri dönülmez bir bedel ödetmiştir. sokrates’in yargılanması olayını herkes bilir. –bilmeyenler okumayı burada kesmelidir- sokrates’e yöneltilen suçlamalar, şehrin tanrılarını aşağılamak, güzel söz söyleme sanatıyla gençlerin başını döndürmek ve akıllarını çelmektir. bu suçlamayı yönelten ise apaçık otoritedir. sokrates bellidir ki oldukça güçlü bir “hayır” demiştir ki otorite bundan rahatsız olmuştur. hoş, bundan çok uzun yıllar sonra sembolik bir mahkemede aklanan sokrates’e iade-i itibar yapılmıştır. çünkü şimdinin otoriteleri, geçmişteki otoritelerin hatalarını örtbas ederek kendi hatalarına yer açmak konusunda uyanık sayılırlar!

    antik grek’ten rönesans’a bir sıçrama yapmak durumundayım sevgililerim, zira ortaçağ bir “evet” mekanizması olarak gerileticidir. kaydadeğer ne bir bilimsel gelişme, ne bir sanatsal hareket ne de felsefî bir ilerleme ortaçağ’da görülmez. fakat ortaçağ’dan sonra, tarihin en büyük karşı çıkışı, en güçlü “hayır”ı kopernik devrimi ile vücut bulmuştur. temel olarak kopernik devrimi, yüzyıllar beri süregelen aristotelesçi-batlamyusçu evren anlayışı ve fizik sâikleri –ki bu fikirler kilise tarafından çılgınca korunmaktaydı, zira tanrı anlayışına oldukça uygun bulunurdu- yerle bir eden bir yeni kozmoloji ve fizik dizgesidir. kopernik’le başladığı kabul edilen süreçte, dünyanın evrenin merkezinde hareketsiz durduğu ve diğer tüm gök cisimlerinin onun etrafında döndüğü fikri tarihe gömülecektir. bu, kilise için oldukça sakıncalı fikirleri, bir kısım bilim insanı, uğrunda bedeller ödeyerek savunmuşlardır. kepler, galileo, bruno, tycho, newton ve birçokları. yüzyıllarca savunulan ve üstüne söz bile söylenemeyen bir konuda “hayır” demeyi başarabilmiş ve uğrunda bedeller ödemiş bilim insanlarının ne kadar haklı oldukları onlardan çok sonra anlaşılabilmiştir. fakat “gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.” "

    yazının tamamı için tıklayınız.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap