1 entry daha
  • libya'nin kanayan yaralarindan biridir.
    ve akli selim kimselerin buraya bakmalari, nereden nereye geldigini gormeleri, anlamalari zaruridir.

    bilindigi uzere, libya'da iki buyuk merkez trablus ve bingazi'dir. aralarindaki bin kusur kilometrelik kiyi seridinde irili ufakli, cogunlukla sakin, alcakgonullu, misafirperver akdeniz kasaba / kentleri siralanmistir.
    taverga da bu kasaba / kentlerden biriydi.

    berberi dilinde "yesil ada" anlamina gelen bu kasaba / kentin ozelligi, bin kusur yil once kara derili kolelerin buraya yerlestirilmesiydi. zamanla kolelikten kurtulan bu halk, libya sahil seridindeki tek kara derili kasabasinin / kentinin mukimi oldular.

    ve sonra savas patlak verdi.
    ne kadar farkina varabiliyorsunuz, hissedebiliyorsunuz bilemiyorum, ama ozellikle son yedi-sekiz yilda filan civarimizda, yoremizde masallardan, tragedyalardan firlamis dehsetli, acikli, korkunc manzaralar yasaniyor. atalarin bin yil oncesinden gorup, yasayip, kulagimiza kupe olsun diye ninnimize, masalimiza, oyunumuza, turkumuze filan kattigi feci vakalar tekrarlaniyor.

    2011 subatinda dogu libya'da kaddafi karsiti isyan patladiginda, misurata kenti ivedilikle isyancilarin eline gecmisti.
    agzi kan kokulu bir canavar olan kaddafi, birliklerini dogu'ya yuruttugunde ilk duraklardan biri (civarin belki en onemli kenti olan) misurata idi.
    burada gucunu ispat etmek, dusmanlarina korku salmak, destekcilerine guven saglamak icin duraklamisti. kenti kusatmaya aldi. su hatlarini kesti. havanla, topla, tufekle, agir bombardimana tuttu. o gune kadar coklukla sokak gosterileri, ufak catismalar seklinde suren arap isyan dalgalari, iste bu noktada tam olarak cigrindan cikmisti.
    kaddafi gucleri misurata'nin cok buyuk bolumunu tas ustunde tas kalmayacak bicimde (felluce'deki a.b.d. ordusu gibi) yikti. binlerce cenaze, on binlerce canli cenaze cikti kentten. tecavuz, iskence, katliam, tutsaklarin organlarinin kesilmesi filan siradanlasti.

    dikkat, nicin akli selim bunlari gormeli dedik?
    cunki arap isyanlarinda burada baslayan sapma, kisa surede suriye'nin, irak'in guzelim kentlerini, kasabalarini enkaza cevirdi. libya'nin sakin bir kiyi kentinde bunlar olurken, suriye'de, irak'ta islerin purussuzce ilerleyecegini, birkac haftada sam camiilerinde sukur namazlari kilinacagini hesap eden andavallilar daha is basindaydi. kuresel olcekte muktedirler de, muhalifler de cokluk ongoru duyusunu yitirmis, hatta bazan busbutun kor olmustu.

    misurata'da katliamlar, iskenceler, kadina cocuga tecavuz edilen dunya savaslarindan kalma manzaralar surerken, kaddafi icin onemli operasyon merkezlerinden biri 40 km guneydeki taverga kentiydi.
    derler ki misuratali isyancilar, kusatmadan, isgalden kurtulduklarinda artik kandan, atesten, korkmaz, acimaz, hissetmez bir cehredelermis. (kaddafi'yi feci sekilde olduren, trablus'ta ic karisiklik gunlerinde pekcok kez catisma cikaran birlikler hep misurata'dan gelenlerdi).
    ve tanikliklara gore tavergalilar, komsu kente saldiran kaddafi birliklerine variyla yoguyla yardim etmisti. misurata'daki vakalarda tecavuzlere, katliamlara katilan tavergali erkeklerden, tutsaklarin uzerine iseyen tavergali kadinlardan soz ediliyordu.

    malum-u aliniz, 2011 ortalarinda kaddafi birlikleri bingazi'nin bati mahallelerinde fransiz ucaklari tarafindan bombalandiginda ic savasin seyri degisti.
    ustunlugunu yitiren, geri cekilemeye baslayan birliklere karsi isyancilar yuruyuse gecti. ve dogudaki kentler, kasabalar bir bir kaddafi yanlisi birliklerden geri alindi.
    misurata'nin kurtulusunun ardindan, burada cehennemden cikmis, ve azmis ve kudurmus isyanci birlikleri, ilk hedeflerden biri olarak komsu kent taverga'ya girdiler.

    bu noktada bir ayrac daha acalim.
    kaddafi yillardir siyahi libyalilara bazi destekler sagliyordu, arka cikiyordu. cad sinirlari icindeki libya hak talepleri ve operasyonlari ile de ilgili olan bu durum, etki tepki sonucu kaddafi muhalifi kitlelerin kimileyin siyahilere sovmesiyle somutlaniyordu. (isyan oncesinde yerel halktan "kimsede sicak para yok, bir tek bu s...n zencileri halinden memnun" filan gibiz lakirdilari cokca isitmisizdir, bingazi'de el-ahli ile ittihad arasi futbol rekabeti, cikan taraftar kavgalari vesair de bunun baska bir izdusumu idi). isyan surecinde "afrika'dan getirilen lejyoner zenciler ogullarimizi kizlarimizi olduruyor" soylentileri cok yaygindi, isyan atesine benzin tasiyordu. ve lakin libya'da siyahilere karsi tepkiyi de buyutuyordu. son olarak, libya'da buyuk dehset yaratan misurata kusatmasi, ve burada tavergalilarin katilimi, siyahilere ofkeyi daha da alevlendirdi.

    sonucta agustos 2011'den itibaren misurata'dan intikam icin, kana kan icin taverga'nin yolunu tutan birlikler komsu kentte feci kiyimlar, fenaliklar yapti.
    30 bine ulasan nufusun tamami kentten suruldu, kent bosaltildi, yakildi.
    erkekler toplanip goturuldu, kimi yillar sonra kuytuda bir zindandan cikti geldi elleri kollari yarali. kimi daha kayiptir. kadinlar, cocuklar, yaslilar libya'nin dort bir yanindaki temerkuz kamplarinda cadirlarda, barakalarda ayakta kalmaya calisti. tecavuz, hakaret olaganlasti. tavergalilarin bulundugu kampa gidip ates acmak filan yaygindi. erkekleri toplayip dovuyorlar, yesil bayragi (kaddafi bayragi) yediriyorlardi. "koleler, pislikler!" diye bagiriyorlardi.
    gorsel-1
    gorsel-2
    gorsel-3
    bu durum bes yil kadar surdu, agustos 2016'da tunus'ta biraraya gelen taraflar (misuratali ve tavergali temsilciler) yerel halkin taverga'ya donusu konusunda uzlastilar. ancak surec henuz neticeye ulasmadi.

    dikkat! yine basa donelim. nicin akli selim'e buralari, taverga'nin yanmis yikilmis sokaklarini isaret ettik?
    libya'daki bu kiyim, katliam, tecavuz, iskence; gorulmedi, vaktiyle anlasilmadi, degerlendirilmedi. nacizane kanimce ne muktedirler, ne muhalifler islerin nereye varacagini kestiremedi.
    ki suriye'deki manzaralar ortaya cikti. sozle anlatilmaz, fotografini ceksen inanmazlar, yahut uzayin bir kosesinden gelmis gibi bakarlar. oluler, vahset, fecaat artik tarihte esi benzeri zor bulunur bir seviyeye geldi. daha da durmadi, sur'daki, yuksekova'daki dehset, musul'daki, sengal'daki vahset gerceklesti.
    ve simdi artik mevzu taverga degil, yil 2011 degil, carpisanlar yalniz libyalilar degil. tacikler, turkler, arnavutlar kesiyor, tecavuz ediyor, yakiyor artik suriye'de. ve simdi artik bize sormak dusuyor; buradan nereye? sirada ne var? 2011'den 2017'ye boyle geldik, 2018'e 2020'ye nasil girecegiz? turk kentleri mi yagmalanacak? iran kirsali mi bombalanacak? suriye'de nukleer silah mi kullanilacak? fransa'da teror saldirilari, 2015-16 turkiye'sini mi aratacak? bizde bu korluk olduktan sonra, isler daha nereye varacak?

    bakin, simdi kalabalik bir muhalif kutlede akit'e, sabah'a, a-haber'e filan gunde uc vakit sovuluyor ya.
    umit alan, medyalamacilarin buraya suruklenisine iliskin korlugumuzu ne guzel tarif etmisti gecenlerde:
    "(...) 'ne kadar çok sevgisizlik varmış bu babıâli’de. kimse kimseyi sevmiyor (…) tabii biraz da nefret…' bu sözler romanda gazetecilik ortamını yakından incelemek zorunda kalan meslek dışı bir karaktere ait. bu sevgisizliğin, kişisel hırsların ve büyük egoların sonucu ne oldu diye soracak olursanız, büyük sermayenin gazeteleri ele geçirirken meslek örgütlenmesini kolayca kırması oldu. bu köşede yıllardır tekrarladığımız bir gerçek ama faturası ağır. sermayenin bu kadar kolay ele geçirdiği gazeteciliği, iktidarın ele geçirmesinden doğal bir şey yoktu ve oldu."
    http://www.birgun.net/…ciyi-kim-oldurdu-159918.html

    dogan holding hurriyet'i ele gecirirken, basin calisanlarinin sendikal birikimini parcalarken, gazetecileri sira neferi gibi cephe hatlarina dizerken kitleler sessizce izlemisti. sermayenin elinde oyuncak olan medya, oligarklarin hayrina haber kurarken, bir mansetle hukumet dusururken kitleler cekirdek citliyordu.
    eh, sermaye elinde oyuncak eder de, muktedirler edemez mi? sur'da acilmis gedikten hukumet komiserleri girdi, baski, yildirma, isten kovmalar, para cezalari, hapisler, surgunler, kapatmalar, alo fatih'ler girdi, ve simdi sizin hincla sovdugunuz netice dogdu.

    demem o ki, neticeye sovmekle, bela okumakla, kufretmekle birsey olmuyor.
    taverga'da ne olmus, halep'te ne olmus, sabah'da ne yasanmis, star'da ne olup bitmis? bunlari anlamadan, kavramadan, sovup saymakla, ofkemizi bosaltmakla hicbirsey olmuyor.
    olan, biten; kapimizi calan canli cenazeler, burnumuzun diregini kiran kan kokusu, gozlerimize yerlesen dehset ve huzursuzluk duygusu, falan filan.
    ve daha fenalari, daha niceleri, bir cisim yaklaşıyor gibi golgesini gunumuze, ruhumuza dusurmektedir artik.
    gozumuzu ne kadar kacirsak da.
hesabın var mı? giriş yap