• cumhuriyetin idealist kuşağından bir insan. öğretmen, müzeci, folklorcu, arkeolog, sanatçı, yazar.

    asıl adı osman feyzi bayatlı. manisa kırkağaç'ta 1892 yılında doğdu. babası çiftçiydi; cemal. genç yaşında annesini kaybetti. kırkağaç'ta ilköğrenimini tamamladıktan sonra izmir öğretmen okulu'na gitti. 1913'te mezun oldu ve ilk görev yeri, soma muallim mektebi oldu. kısa bir dönem izmir'de gazetecilik ve öğretmenlik yaptı. 1919'da memleketi kırkağaç'a döndü, muhasebe memurluğuyla hayatını kazandı.

    12 haziran 1919'da yunan ordusu bergama'ya girdikten ve 3 gün sonra kuvayı milliyeciler yunan askerlerini bozguna uğrattıktan sonra osman bayatlı, izmir'e gidip direniş içinde yer aldı. resmi görevi, izmir sıhhiye mektebi'nde başmuallimlikti. düşman kovulunca osman bayatlı'nın ilk yaptığı tayinini, "direnişin sembolü" bergama'ya çıkartmak oldu. 1923'te gazipaşa numune mektebi'ne müdür olarak atandı. sadece ders veren bir öğretmen olmadı. hemen, bir izci takımı kurdu; trampet takımı oluşturup bunu modern kıyafetler ile birleştirdi.

    bergama eşrafından, karaosmanoğlu ailesi'ne mensup payende harputlu ile evlendi. bir kızı oldu; güngör (aydemir). sırf erkekler okula geldiği için okula önce kendi kızını getirerek, karma eğitime öncülük etti. türkiye'de halk oyunu oynayan ilk kız öğrenci bergama'dan çıktı; osman bayatlı'nın kızı güngör'dü. o bir cumhuriyet öğretmeniydi; sadece okulla yetinmedi; bergama folklorunu kayıt altına aldı. deve oyunu, çingene oyunu, bebek oyunu, değirmenci oyunu, gece oynanan orta oyunu "tehniye" gibi oyunlar hakkında sayfalarca notlar yazdı. saz çalanları ve türkü söyleyenleri de kayıt altına aldı.

    bergama'nın folklorunu belgelendiren osman bayatlı diğer yandan bölgedeki şifalı otları yazılı kayıt altına aldı. biliyordu ki, ege coğrafyasına yüzlerce yıl şifa dağıtmış olan bergama asklepion (sağlık merkezi) burada ise şifalı otlar da bu bölgedeydi.

    bayatlı, şehir merkezindeki çarşı camii avlusunda bulunan bir odayı çalışma yeri yaptı. ışıksız ve birçok kitapla dolu bu sade oda, cami cemaatinin gelip tarih anlattıkları bir "bilim yuvası" oldu. bayatlı, köy düğünleri ya da yörük aşiretlerine gider, adetleri inceler ve köylülere en ince detaylarına kadar sorular sorar; efsaneleri öğrenir; yaptığı sohbetleri defterine not alırdı. ileride kuracağı etnografya müzesi için yerel kıyafetler; tarım ve ev araç gereçleri vs. topladı.

    bayatlı, anadolu'daki ilk arkeoloji müzesini kuran öncülerden biriydi. 1923'te ilçeye adım atar atmaz, neredeyse yollara serpiştirilmiş tarihi eserlerle karşılaşınca çok şaşırdı. okul bitimi soluğu ilçenin tepesinde yer alan kale görünümündeki akropol'de almaya başladı. saatlerce heroon, dionysos ya da athena tapınağında inceleme yapıyordu. bölgede almanlar kazı yapıyordu. alman arkeologlarla arkadaşlık kurdu, onlarla çalışmaya başladı. bergama'ya "uygarlık tarlası" adını verdi. bıkmadan usanmadan tarla halini alan yerleri kazdı; sütunları yardım istediği bergamalı köylüler ile birlikte zorluklarla dikti ve harabeleri düzene sokmaya çalıştı. musalla bayırı'ndaki telli dere'de yatan amfitiyatro'nun meydana çıkarılmasında katkısı büyüktü.

    bayatlı; zeus sunağı, athena tapınağı'nın girişi ve athena heykeli'nin almanlar tarafından kaçırılıp berlin'de sergilendiğini öğrenince kazı yapan yabancı arkeologların yanında muhafızlık yapmaya başladı. bergama müzesi'ni kurmak istedi. kolay oldu; çünkü, bergama'daki tarihi uygarlık yerlerini görünce heyecanlanan biri daha vardı: mustafa kemal. atatürk, 13 nisan 1934'te bu ilçeye gitti. osman bayatlı rehberliğinde tarihi yerleri gezdi. müze yapılması teklifini hemen kabul etti; 2 yıl sonra müze açıldı. bu süreçte osman bayatlı'nın tayini çeşme numune mektebi'ne çıktı. gitmedi. müze yapılana kadar antik eserlerin bulunduğu müzede muhafız memuru olarak çalıştı. sonra müze müdürü oldu. arkeolojik kazılara bizzat katılmaya devam etti. bergama heykelciliği tarihini öğrenmek için kendi parasıyla yunanistan ve adalarına giderek araştırmalar yaptı.

    bayatlı, çalıştığı alanlarla ilgili 23 kitap yazdı. türk tarih kongresi'nde tebliğ sundu. 1934'te başkanlığını yapacağı bergama halkevi'ni açtı. 15 kadın 429 erkek üyesi vardı. burada her yıl ramazan ve kurban bayramı'nda yoksul 100 ile 150 çocuğu sevindirmek için bayram hediyesi olarak elbise hediye etmişlerdi. yoksullara her gün yemek yapıp veriyorlardı. düğünler, konserler (bergama'da caz grubu vardı), tiyatrolar, spor karşılaşmaları halkevi'nde halka açık bedava yapılıyordu. kütüphanesinde 6 bin kitap vardı.

    türkiye'de ilk festival de bergama da kuruldu: kermes. atatürk, bergama'nın adının turistik açıdan tüm dünyaya duyurulması için kermes düzenlenmesini istedi. dönemin izmir valisi fazlı güleç, osman bayatlı ve ileri görüşlü bazı arkadaşları ile beraber kermes'i kurdu. kermes günlerinde efeler milli oyunlar oynarlar, cirit oyunları, deve güreşler yapılır; lunaparklar kurulur, dışarıdan yabancı halk oyunları getirilir; yarışmalar yapılır; eğlenceler düzenlenirdi. uluslararası bergama kermesi her sene düzenleniyor.

    osman bayatlı 1 ağustos 1957'de yaş haddinden emekli oldu. ancak bergama müzesi'ni bırakmadı, vefat edene kadar müze müdürlüğüne devam etti. ölmeden bir yıl önce, türkiye müzeleri milli komitesi‘ne üye seçildi. 15 nisan 1958'de vefat etti.

    bugün bergama unesco tarafından "dünya mirası" sayılıyor ve bunda osman bayatlı'nın emeği çok büyük.

    kaynak: soner yalçın'ın 21 eylül 2014 tarihli yazısı.
hesabın var mı? giriş yap