9 entry daha
  • boşuna zahmet edip uzun uzun yazmışsın kardeş ama madem yazdın al sana uzun uzun girsin...

    --- spoiler ---

    aslında gerçekleşmiş olan sadece bizans’ın iran karşısında askeri bir başarı kazanacağı iddiasıdır. evvelâ mevzûyu doğru algılama adına, biraz iredeleyelim. bakalım âyet ve meali ne demekte ?

    1- elif, lâm, mîm.
    2- rum (orduları) yenilgiye uğradı.
    3- yakın bir yerde. ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir.
    4- birkaç yıl içinde…

    âyette ne kadar zamanda bizans’ın gâlip geleceğine dâir net bir kehanet yok. “birkaç yıl içinde” diye verilmiş. mâdem, mülkün sâhibi allah’tır. neden kesin zaman vermez de, insanların tahmin yapması gibi, olacakları geniş bir zamâna yayarak muğlâk konuşur?
    bakınız mevdudi’nin tehfimu’l kur’an adlı eserinde konu ile alâkalı şu bilgi var. “bu ayetler nazil olduğunda, mekkeli müşrikler bunlarla çok alay ettiler ve ubeyy bin halef, hz. ebu bekir’le (r.a) romalılar üç sene içinde zafer kazanması şartıyla on deve üzerinde bahse tutuştu. hz. peygamber (s.a) bu bahsi duyunca şöyle dedi: “kur’an, bid’i sinin- ifadesini kullanıyor. arapça “bid” kelimesi, ona kadar olan sayıları kapsar. o halde bahsi on seneye, develerin miktarını da yüze çıkarın.” bunun üzerine hz. ebu bekir (r.a) , ubeyy’le tekrar konuştu ve bahis on yıl ve yüz deve üzerinden yapıldı.” bakalım türkçeye ‘birkaç yıl’ olarak çevrilen kelime hangisi ve anlamı ne ?

    fî bıd’ı sinîn(sinîne), lillâhil emru min kablu ve min ba’d(ba’du), ve yevme izin yefrahul mu’minûn(mu’minûne).

    1. fî : içinde
    2. bıd’ı : birkaç (3 ila 9 arası)
    3. sinîne : seneler, yıllar
    4. lillâhi (li allâhi) : allah’a aittir
    5. emru : emir
    6. min kablu : önce
    7. ve min ba’du : ve sonra
    8. ve yevme izin : ve izin günü
    9. yefrahu : ferahlayacak, sevinecek
    10. el mu’minûne : mü’minler

    görüleceği üzere bıd’ı kelimesi, birkaç demek iken, parantez açıp (3 ilâ 9 arası) deniyor. parantezlerden ya da arapça bir kelimenin birden fazla anlamlar taşımasından faydalanıp, vaziyete göre anlam icâd ederek ‘mûcize’ üretiliyor. evvelâ ebubekir’in iddiaya girmesini ele alalım. ebûbekir ile iddiaya giren müşrik ubeyy bin halef arap değil mi ? arapça’yı bilmez mi ? ebubekir arap değil midir ? arapçada yer alan bıd’ı kelimesinin ne kadar zamanı kasdettiğini bilmez mi ? kelimenin anlamından şüphede olsa, iddiaya girmeden evvel islâm peygamberine danışmaz mıydı ? muhammed bakmış ki iş ciddi, duruma müdâhele edip “on’a kadar” demiş. hadiste “on’a kadar sayılar” diye yine muğlâk bir ifâde var. on’a kadar denince on rakamı bu sürenin içine girmez. ama mevdudi mucize üretmek için ‘on yıl içinde’ diyor. “mûcize” edebiyatına dikiz. hâdise nasıl gelişmiş; mevdûdi’nin bu hususdaki açıklamalarını özetleyelim. pers kralı hüsrev bizans’a 603 yılında saldırmış ve bizans ilk yenilgisini bu yıl almış. persleri durdurmak için kastantinapolis’e gelen ve hükümdar olan herakliyus da muvaffak olamamış. 613 teb şam düşmüş. 614’te parsler kudüs’e girmişler. 617’de, bu günki ıstanbul sınırları içerisnde olan kadıköy’ü ele geçirip, 619 da mısır’ı fethetmişler. pers saldırı ve fetihleri 603 den 619' kadar geniş bir zaman dilimine yayılmış. bizans imparatoru herakliyus ise, karşı saldırıya 623’te başlamış. 624’te azerbaycan’a girmiş.627 tarihinde perslerin başkentine kadar yaklaşmış. iki ülke arasındaki savaşlar 627-603= 24 yıl sürmüş hâdiseyi ‘3 ilâ 9 arası’na sıkıştırmak için hangi tarihi ölçü almaktasınız ? eğer âyetin indiği zaman kasdedilmekte ise, bu zamanla alâkalı olarak bakın mevdûdi ne diyor ? “adı: sure, rum adını, içinde “ğulibet’ir-rum” ifadesi geçen ikinci ayetten alır. nüzul zamanı: bu surenin nüzul zamanı, surenin başlangıcında değinilen tarihsel olaylar gözönünde bulundurularak tespit edilebilir. surede “rumlar en yakın bir yerde yenildiler” denilmektedir. o günlerde arabistan’a yakın bizans yönetimindeki ülkeler ürdün, suriye ve filistin’di ve bu ülkelerde ms. 615’de bizanslılar iranlılar’a yenilmişlerdi. ” dikkat edilirse ilgili âyet’in nüzûl zamanı bile bilinmiyor. işâret ettiği hadiseler esas alınarak bir tahmin yürütülüyor. âyetin nüzûl zamanı bir tahmine dayandırılarak, bu tahminden ‘mûcize’ üretilmekte. “yakın yerde yenilme” denince, 613’te antakyanın düşmesinden tutun, 619’daki mısır’ın persler tarafından ele geçirilmesine kadar altı yıllık bir zaman dilimi var. bu süre içierisnde 615 târihinin ölçü alınmasının dayanağı nedir ? eğer bu tip zorlama yorumlardan ‘mucize’ üretirseniz; spor toto kuponu doldurup 13+1 tutturanların, altılı’yı tutturanların bu yaptığını betimleyecek kelime bulamazsınız. persler, 613 ‘te bizanstan antakya ve şam’ı alıyorlar. heraklius karşı saldırıya 623’te başlıyor; 624’te azerbaycan’a giriyor. yâni herakliyus’un net bir başarısı 624’te. süreyi on’a tamamlayıp ‘mûcize’ üretmek için, perslerin antakya ve şam şehrlerini ele geçirmesi ölçü alınırken; herakliyus’un 623’te karşı saldırıya başlaması dikkate alınmakta. halbuki herakliyus esaslı bir fütuhat’ı 624’te azerbaycan’ı alarak gerçekleştirmiş. yâni arada tam 11 yıl var. kaldı ki imparator’un persler üzerine hareket tarihi olan 623’ü eas alsak bile, 623-613= on yıl çıkıyor.

    ben burada bir mucize göremiyorum da, ‘sinekten yağ çıkarma’ hesabı, ‘mûcize’ üretme gayeretlerini takdir’le karşılıyorum yeri gelmişken bir nasreddin hoca fıkrasıyla işi tatlıya bağlayalım. anadolu’yu işgâl eden timur, nasreddin hoca’nın medhini duyup yanına çağırtmış. hoca huzûra çıkınca, biraz da lâtife kabilinden; – “hoca, sen eşeklere bile okuma yazma öğretirmişsin öyle mi ?” demiş nasreddin hoca hiç istifini bozmayıp; – “söylenenler doğrudur hünkârım lâkin; bu biraz müşkil iştir. bana on yıl mühlet verin. bu süre zarfında sarayınızın mutfağında ne pişer ise, aynısı bizim eve de gelmeli” timur iddiayı kabul etmiş. nasreddin hoca ise pek keyifli vaziyettte ağzı kulaklarında eve gelmiş. haberi duyan hanımı; – “allah canını alsın herif!… sen aptal mısın; hiç eşek okuma yazma öğrenir mi ? on sene sonunda kellenin gideceğini hiç düşünmedin mi ? hoca hanımının bu telâşını görmezden gelerek cevaplamış. – “amaaan hanım; korktuğun şeye bak. on sene içinde ya timur ölür, ya ben ölürüm, ya da eşek ölür”
    konu mucize görülemez %50 tutma ihtimali olan bir iddadır eminolun bu ayet tutmasaydı muhammed bir mazeret ayeti döşer allah rumları şu, şu nedenle cezalandırdı der konuyu kapatırdı. kuran mucizeyse edebi yönden daha tutarlı, gerçekci ve öğretici olan cin ali serisi nobel edebiyat ödülüne layık eşsiz bir eser demektir… kuran kitap bile değildir karma karışık keyfi uydurulmuş sayfaları düzensiz toplanmış, konu, anlam ve mana bütünlüğü olmayan çıkar için yazılmış sayfalar bütünüdür… kitap süsü verilmiş müsvetteler bütünü demek daha doğru olur.. “kuranı takip etmeyin çünkü o muhammed ve ekibinin çıkar sofrasıdır”
    --- spoiler ---

    edit: emekleri için bağlantıdaki üstada teşekkürler.

    aklingozu
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap