35 entry daha
  • klasik müziği dinlemeyi severim, ancak itiraf etmem gerekirse ne nedir, ne değildir hiç bilmem. bugün bilgisayara girmem gereken veriler var ve ben de açayım nokturnleri dinlerken gireyim dedim. öyle olunca zaman kuş gibi akıyor; hem ben hafifliyorum hem de elimdeki iş.

    neyse, kimden dinleyeceğime karar vermeye çalışıyorken youtube'de brigitte engerer ve maurizio pollini icralarına rastladım. aralarında karar vermem gerekirken ben taraflı davrandım ve tercihimi kadın piyanistten yana kullandım ilk etapta. sonra içim rahat etmedi, adil olmak adına diğerini de dinleyip öyle karar vereyim dedim (bu arada iş de öyle duruyor tabi).

    arkadaş, daha ilk notalarda maurizio pollini'nin parmakları canlandı resmen gözümde, sanki kuş gibi çalmış, tuşlarda süzülür gibi çalmış adam. kadın piyanist de ilk dakikalarda iyi geldi kulağıma; ama o daha güçlü ve bastırarak basmış sanki tuşlara ve bu da o ilk anın büyüsünü, belli belirsiz duyulan sesin ihtişamını almış götürmüş. muhtemelen bana öyle gelmiştir; başta da dediğim gibi ben ne anlarım klasik müzikten. lakin şu an maurizio pollini'den dinliyorum chopin'i.

    size de naçizane tavsiye ederim.

    şu da brigitte engerer yorumu. zevkler ve renkler elbette tartışılmaz. belki onun yorumunu pollini'den çok seven vardır.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap