3 entry daha
  • türk insanı organik bir cemaat anlayışı içerisinde yaşar. kadim feodal anlayış böyledir. mahalle kültürü vesaire, işte bu organik kültürün tezahürüdür, insanlar birbirlerinin her işine burnunu sokar, alâkadar olur, elinden geldiğince samimileşir vesaire. bu sebeple türk insanı batı tipi mekanik bir ilişki çeşidinden yoksundur: kapitalistik modus vivendi ahlâk. bundan yoksun oluşu, ancak sevdiği ve hürmet beslediği eşhasla birlikte yaşayabilmesine imkân verir. türk insanının arasında karşılıklı saygı değil, sevgi vardır.

    o sevgi çöktüğü zaman, birlikte yaşamasına imkân yok bizim insanlarımızın. meselâ isviçre'de apartmandaki komşunuz ses yapsa, polisi ararsınız ve onun bir daha bu davranışı yapmayacağınızdan emin olursunuz. türkiye'de ise polisi arasanız, şikâyet edilen kişi sizin yaptığınızı öğrenirse, size zarar vermek için fırsat kollar. polis de bir şey yapmaz, ''böyle küçük şeyler için bizi çağırmayın, aranızda halledin'' der. yani orman kanunlarına mecbur bırakır sizi. ''kol kırılır, yen içinde kalır'' yani... bu anlayışa göre o apartman bir ''community''dir, kendi işini kendisi çözmelidir falan.

    işte bunlar hep toplumumuzdaki bu kadim sevgi anlayışının kapitalist dönemde çalışmamasıyla alâkalı. insanımızın arasında saygı, medenî kayıtsızlık hali hiçbir zaman olmadığı gibi, sevgi de tükenmek üzere.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap