136 entry daha
  • --- spoiler ---

    ana hikayenin sonuna çok yaklaştığım oyun. tüm harita gezildi, tüm kuleler açıldı. çoğu üs basıldı ve görevleri tamamlandı. bütün yan görevler yapıldı, 40. level olundu ve üzerimde altın renginden aşağı şey yok, bütün upgradeler yapıldı ayrıca. yani belli ki grind'ın allahını yapmışım. bu süre zarfında bence ne olmuş ne olmamış buyurun bakalım:

    başarılı yada başarılı sayılabilir şeyler:

    - witcher 3'ten çakılmış mı, dibine kadar. o kadar çok şeyi benzettim ki oynarken, oyunun ac oyunu olduğunu unuttum çoğu sefer. çok zorluk hastası değilimdir, dark souls serisiyle aram sıfır ve keyif aldım oyunun dövüş sisteminden. baist ama etkili, silah çeşitliliği tatmin edici. skiller çok şey katıyor mu şüpheli, en azından bir yerden sonra çok kafa yormadım yatırım yapmadım onlara. ok kullanımına geç alıştım oyunda, ama 3 farklı tipi var ve her tür oynayışı seveni tatmin edebilir, başarılı bir uygulama.

    - oyunu bana baya süre sıkmadan oynatan şey keyifli kasma hissiydi. yan hikayeleri her çok övüyor ya, gaza gelmeyin. içleri eski oyunlara göre daha dolu ama yine de sunum kötü. çok odun karakterler ve animasyonlar. ben heralde özlemişim böyle kasmayı bir oyunda, arada sıkılsam da genel olarak eğlenerek yaptım tüm yan görevleri ve altboss görevlerini. hayvanlarla etkileşim zaten ubisoft'un iyi yaptığı bir hadise. farcrylardan aşina olduğumuz şekilde timsahlar, yılanlar, antiloplar, aslanlar, hipopotamlar vs hepsini avlayabiliyorsunuz ve derilerini kullanabiliyorsunuz. malzeme topla, deri topla, upgrade yap, güçlen, daha güçlü silaha erişimin olsun, daha çok exp topla, dön başa ekseninde saatlerce arşınladım mısırı. ana hikayeye sonra gelicem ama eğer sararsa o da hoş da, bence vasat kalıyor.

    - harita bence başarılı. bu adamlar zaten bu işi başından beri iyi yapıyorlar. helenistik dönem mısırı ve yunanlılar romalılar gibi yan etkenler çok hoş aktarılmış. devri bilmeyenler çok temel de olsa bişiler öğrenecek, bilenler keyifle gezecek. en çok daha antik mısır kentlerini gezmekte ve çölleri arşınlamakta keyif aldım. çok geniş cidden, gez gez bitmedi 2 kere dedim artık heralde bişi kalmamıştır yine şehirler kasabalar ve manzaralar çıktı karşıma.

    -ubisoftun bir huyu var ya, zamanında ne bulmuşsa hepsini bir sonraki oyununa aktarıyor. bazen batırıyor bazen yüzeye çıkıyor. buradada yine kuleler var ama ac oyunlarında bize o dünyanın ve dönemin güzelliklerini tanıtmak amaçlı kullanıldığından genelde işliyor farcry'ın aksine. üs basma klişesi ise, hani görevlerin de bir parçasıyken belki gidebilir ama tabii ki monoton bir noktadan sonra. denk geldikçe yaptım ama her kampı bitireyim demedim. senu güzel olmuş ama biraz amaçsız. yani kartalların ac lore'u ile ilgisine temel olsun diye yapılmış sadece, makyaj biraz. çünkü oyun her seferinde ama her seferinde uyarıyor seni senuyu aç da hedef belirle diye ve sadece 10 saniyelik bir girçıktan ibaret oluyor. senu bir drone gibi evet ama her taraftaki item ve düşmanları göstermek dışında özel bişi yok.

    başarısız şeyler:

    -başarısız bulduğum en büyük öğe hikayenin kendisi, verilişi ve hatalı tercihler. bu hikayenin baş kahramanı, saatlerce oynayıp mısır halkının hizmetine sunduğumuz kişi bayek. onun oğluna özlemi, mısır halkının acılarına olan tepkisi, medjay olarak üstünde hissettiği sorumluluk vs bize hep bayek sunuluyor aktif oynarken. ama scripted senaryolu yerler var önemli hikaye noktalarında ve bunlar hep aya karakteri ile, bayekin sevgilisi ve ölen çocuğunun annesi. hikaye bayekin ve ayanın intikam öyküsü ile başlıyor sonra onların peşine düştüğü gizli tarikat mısırdaki güç savaşının temelinde çıkıyor. bir yandan cleopatra bir yanda firavun ptolemy ve romalılar mısırın kontrolü için bir iktidar savaşına girmişler. burada hikayede bence kimin ekseninde ilerlenecek kime başrol verilecek yada paylaştırılacak mı karar verilememiş. aya çok çok önemli gibi gösteriliyor ve önemli anlarda dümenin başında o var. onun çocuk acısı zamanla mısırın kurtuluşu misyonuna evriliyor, bayekse derdi intikam olan ve asla çok o kulvardan çıkmayan biri. evet bir ayrışım var ama iyi verilememiş, senaryonun temposu sıkıntılı bazen çok ağır (bayek'in altboss suikast görevleri) bazen şak şak şak çok hızlı ( tüm cleopatra-sezar-iskenderiyedeki savaş vs). şunu dedim, sezarla cleopatra hangi ara böyle bağ kurdu, ittifakları pekleşti. ana kötümüz flaviustu sanırım o kadar önemsizdi ve hızlıca girip çıktı ki sindiremedim. bayek ve aya cidden neden aynı yoldan yürüyemedi de ayrı düştüler iyi verilmemiş ve en önemlisi, suikastçilerin kuruluşu, kuruluş sebebi ve nedeni iyi aktarılamamış. lore'un altı boş. hani en basitten aklıma şu geliyor: bir yerde aya diyor ki bayek'e sonda, "açıkça yapmamız eylemlerimizi ve öldürmelerimizi iyi olmadı. artık gölgelerden yürümeliyiz." iyi hoş da canım benim, naptınız da açık oldu diye tepti ? hani halkı kendi yanlarına çekmek için hep şeffaf olsalar ve açık davransalar ama halk anlamadı ve ayaklarına dolandı desek, eyvallah. o zaman derim ki tamam, derslerini aldılar ve artık gizli çalışacaklar. kısaca örgütün kuruluş temeli, amacı ve doğuşu iyi verilememiş sönük kalmış bence, hiç gaza gelemedim ne yazık ki bazı arkadaşların dediğinin tersine. sırf zamanında amunet denen bir ablamız cleopatrayı öldürdü diye lore'da bişi var diye aya karakteri zorla sokulmuş sanki. onun davası bende zerre duygu uyandırmadı yada düşünce, ben hep bayek'in oğluyla ilişkisini ve intikam çabasını umursadım, o da umursadığım nadir anlarla. ana hikaye bence zayıf yeni. sonraki oyunlarda bu konu iyi irdelenir umarım da adam gibi bir tarikat gelişimi izleriz.
    --- spoiler ---

    özetle: hikaye adına aradığımı bulamadım ama oynanış keyifli. güzel mekan ve tarihsel dönemlere gidildikçe 1 yada 2 oyun daha (eğer öyle senede bir değil de adam gibi periyotlarda piyasa çıkarsa) keyifli zaman geçirebilir.
247 entry daha
hesabın var mı? giriş yap