9 entry daha
  • akıl almaz bir güney amerika uygarlığı...

    birçok bilim adamı bölgede yoğun araştırmalar yapmıştır. işte ünlü rus bilimadamı alexander kazantsev'in vardığı sonuçlar:

    "güneş kapısı'nın dikili taşları üzerine kazınmış sembolik resim ve yazılar, çağımız astronomlarına ve bilim adamlarına uzun ve yorucu bilmeceler teşkil edecekler. çizimleri yapılmış olan resim ve desenler gezegenler arası ulaşım fikrini ima ediyorlar. güneş kapısı üzerinde görülen "kondor kuşu" ideogramının baş kısmı içine bir uzay gemisi resmi işlenmiştir. yan figürlerde görülen jaguar başı kuvveti ve yer yüzündeki hayatı ifade eder. piramit enerjiyi, akbaba ise gökte yolculuğu anlatır. bu semboller günümüzde de çevre yerlileri arasında aynı anlamlarla kullanılmaktadır."

    inkalar - güneş diski
    and dağları insanları şu yıllarda yeni bir çağa girmekte olduğumuzu ve bu çağın paçakutek'in, yani işık'ın dönüşü olacağını söylüyorlar. bu, inanışlarına göre, dördüncü boyuta geçeceğimiz bir zamanın başlangıcıdır, ve böylece daha önce görmediğimiz pek çok şey bize görünür olacaktır. bunların arasında kayıp şehir paititi ve titikaka gölü'nün altındaki eterik şehir de vardır.

    lemurya kıtasının sular altına gömüldüğü zamanlarda lemurya'nın büyük yöneticilerinden aramu muru'ya güneş tapınağı'nda bulunan altın güneş diski alıp daha güvenli olan titikaka gölü'ne getirme görevinin verildiğini anlatan bir efsane vardır. inkalar zamanında güneş diski cusco kentine getirilip ana güneş tapınağı olan qorikança'ya yerleştirilmiş ve ispanyollar gelene kadar orada korunmuştur. bu olaydan sonra güneş diski titikaka gölü'nün içindeki ebedi eterik şehir olarak anılan şehre geri yerleştirilmiştir. inkaların köken efsanelerine göre, burası ilk inkalar olan m'anko qapak and mama oqllo'nun yeryüzüne indikleri yerdir.

    inkaların anlattığına göre, güneş diski, galaksinin ortasında bulunan evrensel akıl kaynağı wirakoça'dan gelen ışık bilgilerini almak için bir kozmik bilgisayar olarak kullanılıyordu. önceleri lemuryalılar, daha sonra da inkalar güneş tapınağı'na girip kendilerini açtıklarında kutsal bilgilere ulaşabiliyorlardı. kutsal güneş diskinin tekrar aktive olup kozmik bilgiye ulaşımı sağlayacağı zaman şimdi içinde bulunduğumuz zamanlardır. yerli öğretmenlerle pekçok spiritüel dünya lideri 1987 yılında gezegen enerjisinin tibet'in eril enerjisinden peru'nun dişi enerjisine, daha da enterasanı titikaka gölü'ne, maçu piçu'ya ve inkaların gizli vadi'sine kaydığını belirtmiştir. bu bölge, yeni dişi enerjinin dünya ana'ya, "paçamama"ya giriş yaptığı ana kapı olarak bilinmektedir. ve tüm bunlar yeni bir çağın habercisidir…

    inkalar

    yine venus gezegeni ve gökten gelen tanrılar
    inka harabelerinde bulunan taş bloklar üzerine işlenmiş takvimler olduğu görülmüştür. ancak 18.-19. yüzyılda hesaplanabilen bazı astronomik esaslar, 10 binlerce yıl önceye tarihlendirilen bu takvimlerde şaşırtıcı bir doğrulukla uygulanmıştır. inkaların venüs takvimi 225 günden, mars takvimi ise 687 günden oluşur. bunlar göksel bağlantının şaşırtıcı delillerdir. zaten inka inançlarına göre "tanrı" geldiği yerden uzayın sırrını, yazıyı, tarım bilgisini, sanat ve mimari anlayışı ve daha nice bilginin kullanılma esaslarını da birlikte getirmiştir.

    inka kenti tiahuanako'nun beyaz tenli, beyaz elbiseli uzun sakallı yaratıcı tanrı virakoşa tarafından bir gecede yaratıldığı söylenir. virakoşa yanından hiç ayırmadığı inti kuşu ile birlikte gezer, insanları eğitir; inkalar'a buğday ve mısırı getiren de odur.

    tiahuanako efsanelerinde bir de tanrıça orejana'nın adı geçer. bu efsane ile ilgili kayıtlar harabelerde dağınık bir halde bulunan taş bloklardan biri üzerinde yer alır. bu taş bloğa özel elbiseler taşıyan astronot resimleri, uzay gemisi şekilleri işlenmiştir. bloğun üzerindeki petrogliflerin tercümesi şöyledir;

    " insanlığın ilkel çağlarında, titikaka gölü'ndeki güneş adası'na güneş gibi parlayan altın bir kuş indi. bu kuşun karnından bir kadın çıktı. bu kadın öbür kadınlara çok benziyordu. yalnız başı konik biçimde, kulakları uzun, 4 parmaklı ve parmakları birbirine ince bir zarla bağlıydı. adı orejana idi. oigh'den geliyordu. oigh'te yaşam şartları hemen buranın aynıydı. o çok bilgiliydi, görevi indiği yeni dünyada yeni bir ulus yaratmaktı. yerli erkeklerden birçokları ile birleşti. doğurduğu çocuklar analarına çektiler. çok akıllı bir ırk meydana geldi. bir zaman sonra orejana'nın görevi sona erdi. yine altın kuşuna bindi, tekrar geri döneceğini söyleyerek göklere uçup geldiği yere gitti. "

    ne gariptir ki, ya da ne açıklayıcıdır ki, halen peru'da yaşayan kabilelerden birisi orejana adını taşır. bu kabilenin insanları tarifi yapılan orejana gibi uzun kulaklıdır.
46 entry daha
hesabın var mı? giriş yap