99976 entry daha
  • akrabamızın iddaa bayii vardı, şans oyunları da oynanıyordu. yanlarında çalışan kişiyle sorun yaşadılar. rica ettiler benden bir süre yanlarında çalıştım birkaç ay kadar yardım ettim.

    o süre boyunca şunu fark ettim ki, şans oyunları oynayanların büyük çoğunluğu yaşlı insanlar. kimisi emekli, kimisinin emekliliğine az kalmış, kimisi ise emekli olmasına rağmen çalışıyor. gençler daha çok iddaa oynuyor, şans oyunlarını yoldan geçerken gözüne çarparsa oynuyorlar. yaşlılarsa hem iddaa oynuyor hem de şans oyunları ve şans oyunlarını takip ediyorlar hangisi hangi gün çekiliyor biliyorlar.

    ilk başlarda "bu saatten sonra çıksa ne yapacak ki bunlar parayı" diye alaycı yaklaşıyordum. sonra bir çoğuyla sohbet etme imkanım oldu, ne de olsa üç aşağı beş yukarı aynı insanlar geliyor tanıyorsun bir süre sonra.

    onları tanıdıkça şunu fark ettim ki, hepsinin hayali var. o yaştan sonra ne hayaliymiş hayal mi olurmuş gelmiş kaç yaşına diyebilirsiniz belki ama hepsinin de güzel düşleri vardı; sahil kasabasına yerleşeyim, balıkçı kasabasına yerleşeyim balık tutayım, hanımla sessiz şirin bir yere gideyim gibi...

    bu insanlar hayatları boyunca çalışmışlar. kimisi işçi emeklisi, kimisi memur. içlerinde okul müdürlüğünden ya da memurluğun daha üstünden emekli olanlar da vardı. görece hali vakti iyi olanlar da vardı yani içlerinde. kimisi de emekli olmasına rağmen çalışıyordu hala, yetmiyordu emekli maaşı.

    bir süre sonra şunu fark ettim, daha doğrusu biraz kafa yorunca şunu anladım ki, bu insanlar hayatları boyunca çalışmışlar fakat çalışarak hayallerini gerçekleştirememişler. bir çoğunun hayali hayal olarak kalmış. bu işlerin çalışarak olmayacağını görmüşler. ya aileden yüklü bir miras gelecek ya da işte şans oyunlarından bir şeyler çıkacak. bundan dolayı şans oyunları oynadıklarını fark ettim.

    aslında gençlerin hayallerini gerçekleştirmek için bu tip şeylerle uğraşması beklenir daha çok. belki de gençler için hayalleri henüz o kadar uzakta olmadığındandır. belki de çalışarak hayallerini gerçekleştireceklerine inanıyorlardır. belki de emekli olunca hayallerini kurdukları yaşama kavuşacaklarına inanıyorlardır. ama şu da var, bu insanlar da bir dönem gençti ve onlar da bizim gibi düşünüyorlardı. "çalışacağım, daha çok çalışacağım, hayallerimi gerçeğe dönüştüreceğim." sonra bir baktılar ki, yaşlanmışlar ve hayallerinin bir çoğu hala hayal. çalışarak bu işin olmadığını gördükleri için de artık son bir umut, şans oyunları oynuyorlar. insanoğlu ne kadar çok yaşarsa yaşasın, illa ki pişman ölür ama bunlarınki öyle bir şey değil. hayallerinin bir çoğunu yaşamamışlar ki.

    bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz, bu konudaki düşüncelerinizi görüşlerinizi de paylaşabilirsiniz isterseniz.

    aslında bir çoğumuz hatta bu sözlükteki neredeyse herkes, aç kalmamak için çalışıyor. ne öldürür ne güldürür dedikleri şey var ya, tam olarak öyle bir durum bizimkisi. aç kalmamak için çalışıyoruz. ileride yaşlanınca emekli olunca elden ayaktan düşünce kimseye muhtaç olmayalım diye çalışıyoruz, hayallerimizi gerçekleştirmek için değil. belki de hayallerimiz için çalıştığımızı zannediyoruz ama öyle olmadığını henüz idrak edemiyoruz, daha yolun başında olduğumuzu düşünüyoruz, heyecanımızı yitirmedik henüz, çok şeyler başaracağımıza inanıyoruz. belki de bu yüzden yaşlılardan daha umutlu görünüyoruz. yaşlanıncaysa bir çoğumuz da bu yaşlılar gibi hayallerimizi gerçekleştiremeyeceğiz, belki bizler de son bir umut şans oyunlarına sarılacağız. çünkü biz de bir zamanlar çalıştık çalışarak olacağına inandık ama olmayacağını göreceğiz.

    yaşlıların, hayata karşı yaşadığı bu hayal kırıklığıyla ilgili arthur schopenhauerin şu muazzam sözleri geldi aklıma:

    "doğuştan gelen bir kusurumuz var; hepimiz mutlu olmak için dünyaya geldiğimizi sanıyoruz. bu kusurumuzu gidermedikçe, dünya gözümüze çelişkilerle dolu bir yer görünecektir. çünkü her adımımızda, ister büyük ister küçük bir şey yapmış olalım, dünyanın ve insan hayatının, mutlu bir yaşam sürdürmeye olanak verecek biçimde tasarlanmadığını anlayacağız. işte bu yüzden bütün yaşlıların yüzlerinde aynı ifadeyi, yani düş kırıklığını görmek mümkündür."
174148 entry daha
hesabın var mı? giriş yap