103 entry daha
  • bir arkadaşımın dayısı, bosna savaşı'nda srebrenitsa'dan kurtulan kişilerden birisi. dediğine göre, o günden beri bir daha hiç konuşmamış. hiç.
    adamı görseniz, yemyeşil gözleriyle sürekli boşluğa bakıyor.

    şu an oturduğum ve bu entry'i yazdığım otuz daireli apartmanda yaşamış olan 75 kişiden, sadece altısı kurtulmuş auschwitz'den, sobibor'dan, mauthausen'dan ve daha nice toplama kamplarından. yol boyunca, her bina önüne koydukları altın rengi plakaların üstüne yazmışlar isimlerini, bitmek bilmez biçimde sıralanıyorlar kaldırım üstünde.

    daha çocuk yaşımda, savaştan kaçan çeçenler tanıdım. grozni'de bıraktığı kızkardeşine, bombalamalardan sonraki günlerde ulaşamadığı için günün yarısını yarı baygın yaşayan kadınlar kaldılar aylarca evimizde.
    hamileliğinin son aylarında olan bir kadının, bir tank tarafından duvara sıkıştırılarak öldürüldüğünü gördüm.
    önce babasının, sonra sırayla annesinin, abisinin ve en son kendisinin kurşunlandığı, arkada yanan evi ve hayvanlarıyla, bir diğer genç kadının görüntüleri geliyor gözümün önüne.

    abhazya-gürcistan savaşına giden gencecik insanlar anlatılır ailede. ben yaş itibariyle pek hatırlamasam da hatıraları yaşıyor. ölüm haberi gelince bir gencin, annesinin ağlamaktan gözleri akmış. göremez olmuş.

    annemin halasının kızı, abidet, geride üç çocuk bırakıp öldükten sonra annemin halası "benim kızım soğuk toprak üstünde yatıyor" diyerek ömrü boyunca bir daha ne kanepede oturmuş ne yatakta yatmış. ölene değin toprak üstünde uyumuş o yaşlı kadın.

    roket görse dili tutulacak sefiller de gelmiş ortadoğu goygoyu yapıyor. savaş çıksa açlıktan ağaç kabuklarını kemirmeye başlarız, haberleri yok; eğleniyorlar burada. milletin evladı nasıl da ucuz geliyor bunlara. savaş çıkarsa, umarım önce sizin gibi heyecanlı delikanlıların kıçını keserler diyeceğim de vallahi ananıza babanıza yazık.
933 entry daha
hesabın var mı? giriş yap