1 entry daha
  • siir sevmeyen biriyseniz ve bir kitap kitligi durumunda "eh, siir de olur" diyerek tanismissaniz siirleriyle, okurken sasirmaniz, hayran olmaniz, icinizin kararmasi, gogsunuzun daralmasi, bunalmaniz, siirden iyice sogumaniz, gununuzun icine edilecek kadar keyfinizin kacmasi olasiligi yuksektir.

    sonrasinda siir sevmemeye devam edersiniz ama dergilerde, antolojilerde gozunuz adini arayabilir, ustelik bulmaktan mi bulamamaktan mi daha memnun olacaginizi da kestiremeyebilirsiniz.

    zira okudugunuz kadariyla;
    kimi kederle beslenmistir kelimelerinin,
    kimi kelimeleri paslidir.
    ne kadar kafiyesi varsa siirlerinin,
    hepsi de olumle cinaslidir.

    sairin kendisinin de siirlerini cok ic acici buldugu soylenemez. bir kitabi hakkinda soyledigi su sozler vardir mesela:
    "cikacak kitabimi, kimseye imzalayip vermek ya da gondermek istemiyorum. ne dostlarima ne de sevdigim, saygi duydugum kisilere, hic kimseye. kendini begenmislikten falan degil, bir insanin kendi eliyle - alin, acimi okuyun - demesinin yakisik almayacagina inandigimdan."

    hele bir de kedisiyle karsilikli cekildikleri koselerinde nasil usul usul olduklerini, ve hayati sehvetle tirmaladiklari eski gunleri nasil ozlediklerini anlatan bir "kedileri severken aglayiniz" siiri vardir ki,
    okumayiniz.
    ya da illa okuyacaksaniz,
    okurken aglayiniz.
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap