621 entry daha
  • bundan 3-4 sene öncesi. ankara'da öğrenciydim. yarıyıl tatili ve ben istanbul'a dönüyorum.

    otobüste yanıma başörtülü bir kız oturdu. hemen hemen aynı yaşlardayız. kaç yaşındasın, ne okuyorsun gibi klasik sorular sordu, bir kaç dakika sohbet ettik. sonrasında ben kitabıma döndüm zaten. konunun nasıl ilerlediğini hatırlamıyorum ama nereden bağladıysa erkek arkadaşını anlatmaya başladı. sonra bana sordu,

    kız: erkek arkadaşın var mı?
    ben: var evet.
    kız: el ele tutuşuyor musunuz? sorunun absürtlüğü karşısında şaşırdım doğal olarak, "e yani tabi ki, sevgilim sonuçta" gibi bir şeyler söyledim.
    kız: ama bu çok yanlış.
    o dakikadan sonra saçma bir muhabbeti sürdürmek istemediğim için "hıhı anlıyorum" deyip sustum.

    kız da sustu ama bir kaç dakika sonra dayanamadı ve aynen şunu söyledi: "sen az önce söylediğimi saçma buldun dimi? sana öyle gelebilir ama ben yine de uyarayım. el ele tutuşmak çok sakıncalı. baş parmağımızla işaret parmağımız arasındaki boşluk var ya hani, orada muhabbet bağlarımız var. el ele tutuşunca etkileşim olabiliyor, fiziksel yakınlaşma isteği oluşuyor. o yüzden söyledim. tabi sen bilirsin ben uyarmış olayım da.."

    kızın saçmalaması ve bunun zerre farkında olmayışı, ciddi ciddi 'benim iyiliğim için(!)' beni uyarıp vicdanını rahatlattığına inanması, benim hayatımda ilk defa 'muhabbet bağları' diye bir şey duymuş olmam ve her durumda aklına -sanki lanetli bir şeymiş gibi- cinsellik gelen dindarlara hayret edişim.. kafamda deli sorular...
1021 entry daha
hesabın var mı? giriş yap