8 entry daha
  • yani her şeyi yolunda gitmek tabirini biraz abartılı buluyorum aslında, dertsiz insan yoktur, illa ki herkes bir şeyle sınanır diye düşünüyorum. ama başlığa konu bir insan modeli var ve ondan kastedilen şeyi çok iyi anlıyorum. şu "sülalem rahat" insanları aslında. yani hayat denen cangılda birincil, hatta ikincil ihtiyaçlarını karşılama derdi ile hiç ama hiç karşılaşmamış, anasının babasının prensi, prensesi olmuş, düzgün bir okul, düzgün bir iş, düzgün bir eş silsilesi ile "beyaz, sünni, heteroseksüel, liberomüslüman türk" olarak başlamış insandan bahsediyoruz. plazalarda çok var, özellikle orta-üst ve üst yönetimde. bir de evet bazı it çalışanları da eklenebilir. orta yönetim içerisinde de ailesinin "adresi belli olsun" diyerek yerleştirdiği, o maaşın on katı harcayan, maaş sonrası tutar için ailesinden destek gören bir grup daha var tabii ki.

    şahsen ben hakikaten sohbetlerine pek katılamıyorum ve first world problems tadındaki dertlerine katlanmakta da zorlanıyorum . genelde ya seyahatlerinden, ya ilişkilerden, ya da fazla "niş" bir ilgi alanından (ne anlarım ben tekne,yat fiyatlarından?) konuştukları için çok beni açmıyor. hazzetmediğim insanlar olduğundan uzak duruyorum ve mümkün olduğunca şımarık hallerine maruz kalmamaya çalışıyorum.

    bir yandan kendini gerçekleştiren bir sınıfsallaşma yaratıyor bu tür hareketler zaten. sen ay sonunu getirmeye ya da üç beş bir şeyler arttırıp ileriye bir şeyler bırakmaya çalışırken, aynı işyerindeki arkadaşının yeni aldığı lüks arabasının deri döşeme yırtığını dert olarak 10 saat anlatmasına şahit olunca o kişi ile bir daha pek konuşasın gelmiyor.
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap