107 entry daha
  • tüm tecrübesi özel sektörde (finans ve mühendislik) geçmiş ve girişimci olmuş biri olarak cevaplıyorum:
    kesinlikle evet.

    özel sektör bencildir, tabiatı gereği bencil olmak zorundadır. en nihayetinde zarar ettiğin müddetçe yoksun. bir daha da var olamıyorsun.

    özel sektör bu nedenle risk alamaz. ben diyarbakır’a gidip üretim tesisi kuramam. devlet istediği kadar teşvik versin özel sektörün büyük kısmı her daim kısa yoldan para getirecek, az riskli bölgelerdeki az riskli işleri tercih eder.

    zaten teşvik de; büyük şehirlerdeki nitelikli işçiyi teşvik verilen taşra bölgelerine ikna etmek için harcanacak para ile heba oluyor, geriye lojistik masrafı (uzak bölge = daha yüksek taşıma maliyeti = daha az karlılık) da eklenince şirket sahipleri şirketi marmara bölgesinden çıkarmak istemiyorlar.

    bu nedenle hala inşaat sektörü ve marmara bölgesi fetişi devam ediyor.

    devlet ise risk alabilir; çünkü parası bitince enflasyon pahasına para basabilir, veya zarar ederse ses etmeyen hissedarlarından (halk) sermaye toplayabilir (vergi).

    ancak bir şirket; parası biterse para basamaz,
    sermaye artırımı isterse tüm hissedarlar artırıma gitmeyebilir, uzun süre zarar halinde ise şirketi kapatabilirler. yani şirketlerin ömürleri devletlere göre bir hayli kısa olmakla beraber, pamuk ipliğine bağlıdır.

    velhasıl kelam; özel sektörün, ülkedeki istihdam artışını, gençlerin geleceğini, şehir planlamalarını düşünmesi beklenemez. onun sorumluluğu sadece kâr etmektir.

    tüm bu gerekçelerle, uzun vadede kar etmek adına on sene bile zarar etme lüksü olan tek “şirket” olan devlet; fabrikayı kurar, işçiyi getirir, taşrayı şehirleştirir, tüm bunların ardından iyi bir fiyata özel sektöre anahtar teslim olarak devreder.

    türkiye ancak böyle gelişir, teşvik ile özel sektörden medet umarak değil.
hesabın var mı? giriş yap