27 entry daha
  • sene 2007, aylardan nisan. evlilik hayalleri kurduğum hatundan ayrılmışım. o kadar moralim bozuk ki salonda sermişim kendimi koltuğa, bahar ayında üzerimde battaniyeyle beşiktaş'ın maçını* izliyorum. derken telefona arka arkaya mesajlar gelmeye başlıyor ve o zamanlar istanbul'da okumakta olan high speed dirt dışarı çıkıp ikişer bira içmeyi teklif ediyor. moralimin bozuk olduğunu, canımın hiçbişeyyapmak istemediğini söylesem de, alttan girip üstten çıkıyor ve beni ikna etmeyi başarıyor. neticede çekiyoruz arabayı güzel bir manzaraya, o zamanlar favori biramız olan tombul efeslerden üçer tane seri bi şekilde patlatıp evin yolunu tutuyoruz. ne oluyorsa bu anda oluyor; evime 100 metre kala çevirmeye denk geliyoruz. jandarma trafik aracının önünde birçoğu ayakta durmakta zorlanan ama kendi arasında keyifle sohbet etmeye devam eden uzunca bir kuyruk var. meğer o akşam civarda bir meyhane açılışı varmış ve biz de habersizce bu bağlamda yapılan çevirmeye takılmışız. cezayı yiyen rahatlayıp olay yerini terk ediyor ama sıra çok yavaş ilerliyor. bu sırada sorumlu jandarma astsubayın gözü sıranın en sonundaki bize ilişiyor. üç bira o dönemde bizde bir şişe soda etkisi yaptığından, hiçbir alkol belirtisi göstermeden sakin sakin sıramızı beklediğimizi görüyor. yanımıza yaklaşıyor ve hayatımın her döneminde yüzüme gülen şans yeniden kapıyı çalıyor adeta: "gençler sizde bişey yok galiba?". nereden geldiği belli olmayan biz özgüvenle, verilecek olan cezanın büyüklüğünden bihaber olmanın da getirdiği cahil cesaretiyle bu soruyu şu sığırlıkla cevaplıyorum: "bilmem üfleyince göreceğiz hehehe". adam yine de iyi niyet göstergesi olarak sıranın en önündeki alkolmetreyi alıyor bana getiriyor, "al bakalım o zaman. üfle de gidin boşuna beklemeyin". işte alkolmetreyle ilk temasım o an yaşanıyor. üflüyorum, 5-10-20-50-60-100-110 derken astsubay "ohooo senin işin uzun" deyip alkolmetreyi benim aracın kaportasına koyup ceza tutanağını almak için geri dönüyor. gözüm alkolmetrenin dijital ekranında durmadan değişen sayılarda ve en sonunda sayıların dönüşü duruyor: tebrikler 148 promil alkollüyüm. 800 tl gibi bir para cezasını yapıştırıp 6 ay ehliyetime el koyuyorlar. hikayenin bundan sonraki eve dönüş kısmımız daha komik ancak konuyla alakasız olduğu için o kısmı geçiyorum*. neyse sayılı gün çabuk geçiyor ve ehliyetimi almama bir hafta kala kendimi derin düşünceler içinde buluyorum. malumunuz belli bir zaman zarfı içinde arka arkaya alkolü yakalanma durumunda cezalar kat kat sertleşiyor. en sonunda bu zıkkımı bırakma ihtimalim olmadığına karar verip bir alkolmetre satın alıyorum.

    dostlarım, işte burada şimdiye kadar işe yaramadığı belirtilen ya da ileride belki işe yaradığına inanılarak paylaşılacak olan bütün yöntemleri (kırmızı marlboro promil yükseltir/soğuk su düşürür/karanfil düşürür/diyafram nefesi/üflemeden önce derin derin nefes al ver/vs vs vs) elimdeki alkolmetreyle tek tek denedim. size kötü bir haberim var, hiçbiri işe yaramıyor. eğer alkol aldıktan sonra yakalanmadan kendi aracınızla eve gitmek istiyorsanız, şansınıza güvenmekten başka yapabileceğiniz şeyler çok sınırlı. eğer tek başınızaysanız bir alkolmetre edinip arabada minimum üç saat uyumak bunlardan biri olabilir. yine de benim tercihim ve sizlere önerim, alkol aldıktan sonra trafiğe çıkmamak.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap