50 entry daha
  • insanın film izleme zevkini de mahvedebilen süper seyirlik. mesela crash adlı süper filmi izliyoruz diyelim. noluyo, iki african american arkadaşın bir arabayı nasıl çaldığını da görüyoruz. sonra, o iki tipten bitanesi ne yapıyo, her arabaya yapıştırdığını iddia attiği bir ikonanın nah böyle önce altını yalayıp, sonra pat diye ön konsola yapıştırıyor. bak işte. lan salak, şimdi grissom gelecek, catherine ile. napıcak önce, oralara hep bişiler sıkacak kalıntı var mı diye bakıcak. konsolda bi bakacak, böyle yuvarlak bir iz. hemen bizim kulak temizleme çubuğunun daha büyüklerinden alıp o izin üzerine bir güzel sürecek, sonra üzerine başka bir sıvı damlatacak ve al işte pamuk oldu mavi. kırmızı olsa kan olurdu çünkü. sonra grissom gene yanındaki cath e dönüp akıllıca ama kısa ve öz bir cümle söyleyeyip, cath in hafifçe gülümsemesine yol açacak, sonra da gelsin minik bir reklam. bittin oğlum sen.

    bütün film boyunca bunu düşündüm bak yalanım varsa. seyir zevkim kalmadı artık. bir de ryan phillippe işlediği suçtan kurtulmaya çalışıyordu ki, ooooh, yavrum o kurşunu bulup araştırmayacaklar mı sence, polissin sen kayıtlarda olmaz mı o kurşun, warrick iki dakikada ensende değil mi? diye sormak istiyorum buradan kendisine.

    biz dönüp dolaşıp ilk iki-üç sezonu izlediğimiz için, özellikle son sezonları çok merak ettiriyor. ama dayanamayıp izlediğim 5. sezon finali grave danger, ne miamisinin ne de newyorkunun öz be öz nevada las vegasın yanına yaklaşamayacağını iyice gözümüze sokuyor. bir kere, sevin sevmeyin, tarantino kısa bir otopsi sahnesiyle kendisini öyle bir gösteriyor ki, susup izlemek kalıyor insana. sonra bir de şahane george eads faktörü var, maaşallah nick her zaman süperdi zaten. boşuna dememişler what happens in vegas stays in vegas diye, başka bir şehire taşındığımızda asla aynı zevki alamıyoruz. ben de vegasta olup orada kalmak nick in çocuklarını büyütmek istiyorum artık.
210 entry daha
hesabın var mı? giriş yap