1 entry daha
  • muhtemelen çoğunluğun seveceği, yılın en iyileri listelerine girecek bir film. oscar'a aday olur mu bilemem -akademi üyeleri için yavaş tempolu bir film, sıkılabilirler-. neyse, ben sevmedim filmi. bunun da nedeni yarattığı lazzaro karakteri. lazzaro tertemiz birisi. o kadar temiz ki... kelimelerle anlatılamayacak kadar temiz. gerçek olamayacak kadar temiz. herkesin yardımına koşan, sömürülen ama sömürüldüğünü fark etmeyen, kimseyi sömürmeyen, kimseye yalan söylemeyen, kim ne derse yapan, aşırı iyi niyetli birisi. tek tip. kötülükten eser yok bu gençte. böylesi var mı diye sorası geliyor insanın. yani yabancının birisi "hey biz birbirimize benziyoruz. yoksa üvey kardeş miyiz?" esprisini dahi ciddiye alan, o kişiyle kardeş olduğunu düşünmeye başlayan, kötülük, espri nedir bilmeyen birisi. uzaylı lan bu. filmin sorunuysa bu denli temiz bir karakter yaratınca yeşilçam gibi gencin başına sorun üstüne sorun getirmesi. en sevmediğim senaryo tipi.

    ha bu adam saf da akrabaları, mahallelisi çok mu akıllı? değil. diğerleri onun kadar temiz değiller tabii ki, onunla dalga geçiyorlar falan. lakin bu insanlar da mesela sömürüldüklerinin farkında değiller. film sömürülen işçi sınıfıyla sömüren üst sınıfı anlatmaya yelteniyor ama gerçekçi karakterler yaratamayarak fırsatı tepiyor. mesela işçilerin okula sadece zenginlerin gidebildiğini sanmaları veya emeklerinin karşılığını almayıp tam tersi halen borçlu olduklarını sanmaları... her şeyi geç, marabalığın kalktığından haberleri yok. "ben patronumun malıyım" diyor. yahu geç de değil, 1980'lerin italyası. bilemiyorum, böylesi karakterler bana gerçekçi görünmedi, ki filmin amacı da işçi sınıfının sömürülmesini anlatmak. ama bunu gerçekçi karakterler yaparak anlatabilirdi. lazzaro mesela gerçekçi olamayacak kadar tek tip. hayır, iyi insanlar, çok iyi insanlar da var da bu kadar iyisi ancak kutsal kitaplardaki azizler... lazzaro'yu izlerken sinirlerim bozuldu. saf karakterleri sevmiyorum azizim.

    ilk bir saat neyse de ikinci saatine geçince senarist hanım senaryosunu vasatlığa sürüklemeyi başarmış. velhasıl çok övülecek, belki akademi'ye de aday olacak, ama neticede vasata zar zor ulaşıyor.
58 entry daha
hesabın var mı? giriş yap