57 entry daha
  • çok sevdiğim bir duvar yazısı vardır: iyi insanlar cennete gider değil, iyi insanlar nereye giderse orası cennet olur.

    bu mantıkla hareket edersek tabii "kötü" insanları da bir araya koyarsan orası cehennem olacak ve onlar zaten hayatı birbirlerine zindan edeceklerdir.

    diziyi izlerken hep bunu hatırlıyorum. ama işler hiç de beklediğimiz gibi gitmiyor.

    neyse işte dizi beni çok güldürdü, güldürürken de düşündürdü. bu dünya, öbür dünya, iyilikler, kötülükler, bencillikler.

    geçen gün üniversitede kütüphane otoparkına girdim bütün yerler doluydu mesela. çıkmaya çalışan bir aracın arkasında da ona dar bir alan bırakmış lastiği patlamış bir araba vardı. dedim bunun çıktığı yere ben girerim. kimseye kaptırmamam lazım. sonrasında da kendimi "tamam lastikleri patlamış bu üzücü evet ama onlar orada duruyor olmasaydılar ben kesin bu park yerini bulamazdım" derken ve buna sevinirken buldum. ve fark ettim ki o an tam bir eleanor'dum. yine de çok kötü sayılmam. the good place olmasa da medium place'i hak ediyorum bence de.*

    neyse ikinci sezonunda birkaç nokta belki gereksiz uzatılmış diye düşündürebilir ki ben diziye bayıldığım için onları da bayıla bayıla izledim. her bir karakter bence oynadıkları karakterlere süper uymuşlar.

    üçüncü sezonda ilerlerken the good place bittiğinde hayatımda oluşacak kocaman boşluğa üzülüyorum ben şimdiden.
745 entry daha
hesabın var mı? giriş yap