7 entry daha
  • geldik bir senenin daha özetini yapmaya... geçen yılki yazımı devamı seneye diye bitirmişim, hakikaten de devam etmeye geldim. bu kadar uzun süren bir şeyi daha önce hiç bu kadar istek hatta hevesle devam ettirmemiştim.

    geçen yıl, 2018 için ne hedefler koymuşum, neleri başarmışım neleri ertelemişim, bende iptal pek olmuyor, genelde aklıma koyduğumu yapıyorum o yüzden ertelemişim dedim, onlara bakalım:

    ana çerçevede kendime daha fazla yatırım yapmak.(bunu kariyer anlamında yaptım) alt başlıklarda ise;

    - keman çalmayı öğrenmek(ertelendi)
    - daha düzgün, daha maskülen bir fiziğe sahip olmak(nisana kadar evet sonra ara verildi)
    - daha çok kitap okumak, daha çok tiyatroya gitmek(bunda bir başarısızlık söz konusu)
    - 2017'de edindiğim güzel dostlukları devam ettirmek ve yenilerini eklemek(check)
    - en önemlisi ise yeniden bir şeylere karşı heyecan duyabilmek(yaaani ehh)
    - para biriktirip yurtdışında bir ülke bile olsa tatile gitmek( norveç- isveç- aurora ışıkları, triple check)
    - eğlenmek, hem de çılgınlar gibi eğlenmek(yarım check)
    - mizahi ve analitik zekam yeterince yüksek ama yaratıcı zekam için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, yaratıcı zekamı geliştirmek.( ertelendi)

    2018’i şöyle sadece önemli pozisyonları gösterilen bir futbol maçı özeti gibi gözümün önüne getirdiğimde, gençlikten olgunluğa atılan ilk adım olarak pek de basite indirgenemeyecek bir cümleyle anlatabilirim. bu yıl hiç olmadığı kadar saçımda beyazların nüfusu arttı, hiç yaşamadığım kadar stres yaşadım, bunu özellikle kariyer anlamında bahsediyorum, yeni hayatımın bir mücadelesi olarak ele aldığımdan, 7 ay gibi bir sürede işin uzmanı olacak kadar mesafe kat ettim. bunu yaparken de önemli olanın, o şeyi başarmak değil, mücadelede olmak olduğunu bir kez daha tecrübe ettim. benim de hoşlandığım durum bu, mücadelede olmak! bu zamana kadar mücadele edip başaramadığım bir durumla pek karşılaşmadım, demek oluyor ki çok klişe olan “çalış senin de olur” düsturu gayet yerinde bir çıkarım.

    bulunduğum ortamlarda genelde muhalif olmaya çalışırım, irrite edici her şeye karşı çıkanlardan değil ama başka açılardan olayları görebilmeyi kolaylaştıracak kadar bir muhaliflik... bu da insanların genelde bir durum ya da eylem karşısında önerdiğim bir düşünceye bir kaç saniyelik kafa sallamadan sonra 3 hece bir nefeste mantıklı demelerine epey bir katkısı oluyor. kendimi fazla kaptırdığım bazı zamanlarda tamamen tersini düşündüğüm halde, sırf başka açıdan düşünmek için giriştiğim konuda sonradan haklı duruma düştüğüm(haklı olmak değil haklı duruma düşmek) bayağı bir şaşırtıcı örneğim oldu. bu yıl farkettiğim ve keyif almayı zamanla geliştirdiğim durumlardan biri şuydu, insanların eylemlerinde; fikirlerimin yansımasını görmek, bende mutluluk, övünç ve kıvanç karışımı hoş bir duygu uyandırıyormuş, farkedilmenin, önemsenmenin ve fikirlerine dolayısıyla kişiliğine saygı duyulmasının göstergelerinden biri, mersi canım!

    2018’in öne çıkan durumlarından biri, yalnızlığın keyfini yeterince çıkaramadığım, keyfimce yalnız kalamadığım bir yıl olmasıydı. işin komik yanı, hem en çok yalnızlıktan kaçtığım hem de en çok yalnız kalmaya çalıştığım, bunlar için azımsanmayacak kadar efor harcadığım bir yıl oldu. kitaplardaki eski kurallarıma dönüp karşısına çoktan yanlış yazdığım şeyleri tekrar uygulamaya koyup yanlışlıklarını, insan zamanla ayrıntıları unutuyor, tekrar hatırlamam gerekiyordu ve gerçekten zamanında üzerinde mesai harcadığım düşüncelerimde haklı olduğum gerçeğiyle yüzleştim, belki farkedilmiştir ama olumlu şeyleri olumsuz bir durummuş gibi yazıyorum. bunun en büyük gerekçelerinden biri “farkına varmak”; bu mutsuzluğa ön sıradan 2 bilet anlamına geliyor, bir kere ön sıradan ikili koltuğun tadına vardıktan sonra da arkada kalan tekli koltuk pek cazip gel(e)miyor. durumun lanetli tarafı da sanırım bu. bir iyi niyet olarak düşüncelerimin arkasında daha sağlam durduğum bir yıl olsun 2019!

    farketmek demişken amerika’yı yeniden keşfetmekten bahsetmiyorum, hayatın anlamını şimdi daha iyi anladım her şeyi daha açık görüyorum dediğim bir durum da söz konusu değil. muhtemelen herkesin belli bir evrede farkına vardığı sıradan gerçeklerdir muhtemelen. gerçekleri can sıkıcı yapan taraf da bu, farkına varmanıza rağmen değiştirememeniz. bunlardan bir tanesi de, hala aklımdan çıkaramadığım bir uykusuz karikatürüdür, dünya resmedilmiş ve üzerinde bir çift yanyana durmaktadır, çiftlerin kendine ait dünyası vardır daha iyi nasıl anlatılabilir bilmiyorum. içinde bulunduğum yaş grubundan da olsa gerek, bu gerçekliğin gözüme gözüme sokulduğu bir yıl oldu. bunu bir adım ileriye götürürsek çiftlerin de çiftlerle kendilerine ait bir dünyası var. çift olmanın, evlenmenin yüceltildiği, bir başarı kıstası olarak kabul edildiği bir yaştayım. yalnızlığınız, karşı tarafta, içinde acıma duygusunun kırıntılarını barındıran iyi temenni cümleleri olarak karşınıza çıkıyor. sizin için iyiyi istediklerine inansanız da o ufak kırıntılar olayın tadını bir nebze kaçırıyor.

    elinizdeki iyi arkadaşlarınızın kıymetinin her geçen gün arttığı bir yaştayım. yeni arkadaşlık edinmek, yeni bir ilişkiye başlamak eskisinden kat be kat zor hale geliyor. hayat her ne kadar hızlı aksa da kıyıda köşede bulunduğu yerin tadını çıkarmaya çalışan ender insanlarla birlikte soluklanma fırsatı yakalayabiliyorsunuz. soluğun ne kadar uzun olacağı iki tarafın da nefesinin kuvvetine bakıyor. bu yıl bu sayı 2’ydi, yıl biterken 1’e düştü.

    his dünyasını biraz geride bırakıp, fiziksel dünyaya adım attığımdaysa, bol bol yeni yerler gördüğüm, yeni denizlerde kulaç attığım, yeni lezzetler denediğim, bol bol yeni insan hikayeleri dinlediğim ki bazılarında çok güldüm bazılarında fena dumur oldum, kiminde kendime pay çıkardım, kiminde dünyanın ne kadar küçük olduğunu anladım. geçen yıl 2018 için koyduğum hedeflerden biri olan daha fazla kitap okumayı gerçekleştirememiş olsam da bu açığı daha fazla insan okuyarak telafi ettiğimi düşünüyorum.

    bu yıl farkına vardığım en büyük gerçeklerden biri yazımın başında da belirttiğim gibi olgunluğun gençliği geçtiği bir yıl olmasıydı. kendimi en fazla konumlandırdığım espritüel kişiliğime hayat tarafından gerçeklik pansumanı yapıldı ve istesem de istemesem de pansuman işe yaradı. eskisi kadar neşeli değilim, esprilerim de eskisi kadar komik değil artık, bu kişilik iyi aferin hayata, iyi oluyor hoşlanıyorum...

    bu yıl en büyük hayallerimden birini gerçekleştirdim ve aurora’yı norveç’te izledim. ayrıca bu yıl, yapmayı hiç istemediğim ve sevmediğim işimi daha doğrusu kariyerimi değiştirdim. yeni kariyerimde çok daha mutlu oldum, çok daha fazla para kazandım, çok daha özgüvenli oldum ve en önemlisi de çok daha fazla kendim oldum. günün sonunda ne yaparsanız yapın en son kendinizle kalıyorsunuz, en değerli ve fazla vakti kendinizle geçiriyorsunuz, dolayısıyla ne kadar kendinizi bulursanız ne kadar kendiniz olursanız o kadar iyi. bir de kendinizi karşı tarafta bulma durumu var ki biz buna tıp dilinde aşk veya ilişki diyoruz. onun da olması gerekiyorsa da zamanla daha bir ihtiyaç haline geliyor. bir şeyin istek olmasıyla, ihtiyaç olması durumu çok farklı. ihtiyacın içinde zorunluluk gizlidir ve bu zorunluluk hali hangi durum olursa olsun çorbadaki sinek etkisine sahip...

    gelelim 2019 hedeflerine:

    - pilotluğu kazanmak
    - yüksek lisansı bitirmek
    - tüm borçları bitirmek
    - asya tarafındaki ülkelere tatile gitmek, gezmek, görmek, deneyimlemek
    - sağlıklı beslenmek ve fit olmak
    - keman çalmayı öğrenmek
    - kendin olmak
    - biraz da şanslı olmak.

    seneye görüşürüz.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap