353 entry daha
  • hakkında bu kadar değerlendirmeyi hakedecek bir yazı değildir aslında. ama, ahmet hakan’ın yazısından bağımsız olarak konu ülke açısından o kadar vahim ki, insan yorum yapmaktan kendini alamıyor.

    asıl konuşulması, üzerinde düşünülmesi gereken konu şu: gidenler acaba güle oynaya mı gittiler, yoksa gitmek zorunda mı bırakıldılar?

    “en son umutlar ölür” der bir rus atasözü.

    içinde geleceğe dair en ufak bir umut kırıntısı kalmamışsa ve imkanın varsa gitmeyip de ne edeceksin?

    ilerde kaçak yollarla gitmek zorunda kalmaktansa, imkan varken pasaportla insan gibi gitmek daha mantıklı değil midir?

    senin ver(e)mediğin mücadeleyi, ne hakla başkalarından bekliyorsun?

    madem mücadeleye davet ediyorsun, neyle mücadele edilmesi gerektiğinin de adını koysaydın bari. ama onu yazamazsın işte. bu kadarına bile cesaretin yok ama gidenlerin arkasından sallamak daha az maliyetli geliyor bulunduğun konum itibariyle.

    bir ülkenin en büyük sermayesi yetişmiş insan gücüdür. bu gücü elinde tutamayan toplumlar 3. dünya ülkesi olmaya, sömürülmeye mahkümdür.

    yetişmiş insan gücünün bir ülke için neler yapabileceğinin en güzel örneği, 2. dünya savaşında hitler zulmünden kaçıp ülkemize sığınan bilim insanlarının verdiği hizmetlerdir. mali sistemimizden, itü gibi marka üniversitelerimize kadar bu insanların olağanüstü katkıları olmuştur.
50 entry daha
hesabın var mı? giriş yap