6 entry daha
  • son yıllarda ben ve latin amerika gerilim/korku/gore filmleri arasında tatlı bir flörtleşme var. bayılıyorum klişe leş amerikan filmlerinden kaçmaya, istediğim tadı da hep alıyorum.
    şu ana kadar beğendiğim gelmiş geçmiş en tekinsiz film listemde özel bir yere sahip meksika filmi hi va el diablo/here comes the devil yanına kattım aterrados'u. bu kelime terörize etmek, yıldırmak anlamlarına geliyor ki filme müthiş uygun. amaçları tam olarak açıklanmayan varlıklar (filmin güzelliğinin ve tekinsizliğinin asıl kaynağı da bu zaten) seçtikleri ailelerin ve olayı çözmeye çalışanların hayatını rüyalarında göremeyecekleri bir şekilde terörize ediyorlar. halüsinasyon gördürme-vampirlik-zombilik gibi yolları da ellerini korkak alıştırmayarak bir güzel kullanıyorlar.
    her şeyin tam da güneşin ilk ışığıyla çözüldüğü korku filmlerinden gına geldiyse izlemelisiniz. filmde her şey tam kararında, abartısız, çok fazla kafa ütüleyen, olayın gizemini önünüze komik denecek bir ezberle seren ukala yok, "hmmm bak sen, demek ondan öyleymiş, vay babanın".
    . demiyorsunuz, dedirtmiyor, pek de iyi ediyor.
    çok beğendim, tüm ufak aksaklıklara rağmen, egzotik bir yemek gibi, alışılmadık ama tatmaktan memnunluk duyacağınız türden. sırası gelmişken içimdeki roger ebert der ki bir filmde aksaklık ya da tutarsızlık dediğiniz asıl şey çatıdan çatıya uçan ve gerçek hayatta on dakika giyseniz poponuzun pişik olacağı bir lateks-naylon kıyafetle yemeyip, içmeyip, tuvalete girmeyip dünyayı kurtaran kahramanlardır.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap