7 entry daha
  • bugünkü programda anladığım kadarıyla - ki daha öncede az buçuk rastlamışlığım vardır - hazırlanmasında ve sunulmasında emeği geçen sorumlu kişilerin hani o bi yere sürülür ya işte oraya sürülecek kadar dahi aklı olmadığını anladığım programdır. şimdi bugünkü konuk yığınını vererek başlayayım isterseniz; ahu tuğba, asena, fuat ve ekürisi -sanırsam- granit, oğuz yılmaz. ayrıca sürpriz olarak gelmiş yıldırım mayruk, nur yerlitaş ve bir efemine modacı abimiz. sadece bu isimlerin konuk olarak iştirakı dahi programın adını gurula taşıdığını anlatıyor fekat, fuat ın müziği konusunda bişeyler söylerken kullandığı "türk kültürü göçebe bir kültürdür..." sözü -ki bitmemiş bir cümlenin başıdır- programın esas karakterinin ortaya dökülmesine fırsat verdi. bu sözün peşi sıra o ana kadar her fırsatta her söze karışan efemine modacı bey; türk kültürünün kendince bir tanımını yaptı azıcık ofansif bir biçimde. ööle oldu bööle oldu ortam gerildi derken, programın ilerleyen dakikalarında adının boys anılar gibi birşey olduğunu tahmin ettiğim çeşitli çap ve ebatlarda bir miktar adam fuat ı cahillikle felan suçladı şarkısını söyledi ve stüdyodan ayrıldı. fuat, "nasrettin hocanın torunuyuz beah" tadında, bir şarkıyla ve bir miktar küfür performansıyla cevap verir iken bu bir miktar yediği lafı hazmedemeyen müzik grubu tekrar stüdyo ya dalıp fuat ı ve muhtemelen sayın granit i bi temiz dövdü -sanıyorum, zira yayın kesildi necefli maşrapa gibi bişeyler izledik- televizyonlarda pek sık rastlanmayan bir hadise olduğundan, bir miktar şaşırdım haliynen yahut televizyon programlarının dibe vurma süratine yetişemediğimden demeliyim belkide. cidden şaşırdım kendimi çemkirdim gecenin bilmemkaçında "olm televizyonda bişeyler oluyo gelin la" gibisinden eşe dosta anırdım, hatta arada kültablasını da devirdiğimi itiraf etmeliyim. ha şimdi nedir bu derken gözümü ekrandan ayıramadığımı farkettim, öyleki tuhaf şeyler adında ki bu programın daha önce görmediğim belkide asla görmeye tahammül edemeyeceğim vtr lerini soluk almadan izledim merakla kavganın neticesini yayının devam edip etmeyeceğini bekledim. inanılmaz bir pişkinlikle program yayınına kaldığı yerden devam etti. yayına dönüldüğünde sayın oğuz yılmaz dottiri dottiri gibisinden bir şarkı söylüyor izleyicilerse kah gerdan kırıyor kah el çırpıyor ritm tutuyorlardı. ne olduğuna anlam vermezken sayın mesut yar ın canlı yayının azizlikleri hehe hehü şeklindeki açıklamasıyla hadisenin vehametini idrak ettim, peşi sıra geçtiğim televizyon makinası nda ise okan bayülgen yabancı bir konuğa ingilizce şarkı söyletip nihat doğan dan o şarkıyı tekrar etmesini isteyince ise neler olduğunu anladım. açık konuşmak lazım henüz bilgi zihnimi yakacak kadar taze ve bir o kadar önemsiz. ama şudur; arkadaşlar günde 30 dakka televizyon izleyen bir insanın doğru ynan yanlışı ayırma becerisinden bişeyler kaybettiğini düşünüyorum. hangi programı izlediği yahut saati sepeti bişey değiştirmez heralde çünkü yaklaşık 3 saat süren bu deli dumrul senaryosu benden epey bişey götürdü, maviler mavi değil, sağ yanımdan blur yemiş gibiyim, link hattımda da bi hata var. memleket olarak nasıl bir hızda ve nereye koşuyoruz ondan korktum ben televizyon izlerken bugün. sözde eğlence kisvesi altında bişeyler icra ederken bu insanlar ne yapıyor olduklarını düşünüyolar mı acaba? bunu merak ettim. uzun zamandır televizyon izlemiyordum, sanırım yoksunluktan da olsa gayet doğru bir iş yapmışım...
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap