22 entry daha
  • artik yaslanmis olan lord hidetora uyku sersemidir belki biraz da cakirkeyif.. sicak bir yaz gunu oglen vakti topraklarini uc oglu arasinda paylastirmaya karar verir. sari sancakli ordusuyla en buyuk ogul taro topraklarin ucte birini alir. ayni miktarda toprak kirmizi sancakli ordusuyla jiro'ya kalir. mavi renkli sancagin efendisi en kucuk ogul saburo ise dramin cordeliasidir. saburo kendisine onerilen topraklari geri cevirir ve babasini uyarir sert bir uslupla. kurosawa bu eserinde shakespeare'in king lear'ini animsatan bir hikayeyi takip ediyor. lord hidetora ve korumalari once taro'ya biraktigi buyuk kaleden, ve sonra jiro'ya biraktigi kaleden iceri alinmaz. hidetora soytarisinin korumasinda gozlerden uzaklarda dolanmaya terkedilmistir artik.. soytarisi soyle der kendi kendine, "dunyaya aglayarak geliriz, yeterince agladiktan sonra da olup gideriz.."; lear'daki su cumleye paralel olarak: "dogdugumuzda aglariz, su sersemlerin gosterisinin ortasina dustugumuzden aglariz".

    yalniz ran, lear'da paraleli olmayan bir karaktere sahip: lady kaede. filmlerden akillarda kalan en karanlik kadin tiplemeleri dusunuldugunde nedense kaede hep gormezden gelinmistir. baslangicta hic dikkat cekmeyen, haremdeki tum diger cariyeler gibi bir surunun icindeki koyun misali hayat surduren cariyelerden biri gibidir kaede, o sikica sarilmis mukellef kimonosu icinde.. ancak once iradesinin sonra kilicinin gucuyle farkli oldugunu hepimize gosterir.

    son derece karamsar bir destan olarak ran'in baska bir emsalini dusunemiyorum. oldukca soguk bir rasyonellik, bir kadercilik tasiyor anlatimi.. kurosawa, filmin bu karakteristigini hidetora'yi ulkenin merhametsiz hukumdari olarak tanitarak iyice derinlestiriyor: hidetora nereye yuzunu donse gencliginde zulmettigi bir grup cikiyor karsisina. (king lear'in kor gloucester karakteri dahi hidetora'nin emriyle kor edilmis mesela.)

    ran'in savas sahneleri, renklerin de mukemmel kullanimi ile, hafizalara kaziniyor. ilk buyuk savas, kalenin saldiriya ugrayisi kurosawa'nin essiz kaos (japoncasi ran) sunumu.. katledilmis bir okcu yattigi surun uzerinden bir caglayan misali kan akitmaktadir; bir baska asker gozumuze ilisir sonradan, aklini yitirmis, yere oturmus ve vucudundan kopmus koluna bakarak sizlayan.. kurosawa bazi sahneleri klasik western hikayelerinden esinlenmis, genis bosluklari ile, nehri gecen suvarileriyle; ancak ran bir hedefe kenetlenmis insanlarin enerjisini kesinlikle ovmuyor..

    filmin son sahnesi -ucuruma dogru yurumekte olan korun enstantanesi- kurosawa'nin gecmise hangi gozle baktigini anlatiyor bize; ve hatta belki gelecege de..
130 entry daha
hesabın var mı? giriş yap