7 entry daha
  • serdar ortaç'ın dediği gibi hepi topu 7 notamız var. bunlar do, re, mi, fa, sol, la ve si. bir do'dan diğer do'ya gittiğimiz zaman bir oktav elde ediyoruz. batı müziği'nde bu 7 notanın arasında bir de yarım sesler var, yani diyezler.

    do, do diyez, re, re diyez, mi, fa, fa diyez, sol, sol diyez ve si. (mi ve si'nin diyezleri yok)
    (bir oktav içinde, her biri birbirine eşit mesafede, toplam 12 yarım ses)

    aha işte şu anda batı müziğinde kullanılan bütün notalar bunlar. iki nota arasında sadece yarım ses var.
    piyanoyu gözümüzün önüne getirelim. beyaz tuşlar do,re, mi, fa, sol, la ve si oluyor, siyah tuşlar da diyezler. piyanonun sol başından sağa doğru kalından inceye doğru oktav oktav gidiyoruz. tüm matematik bu. peki ama türk musikisindeki makam müziği ve koma sesler olunca bunları nasıl çalacağız bu batı enstrümanlarında?

    bildiğiniz üzere bizim müziğimizde batı müziğinde çalınamayacak bir takım ara sesler mevcut. bu seslere özellikle türk sanat müziği ve türk halk müziği'nde sıkça karşılaşıyoruz. elimize şu an bir klasik ya da elektro gitar alsak, bu enstrümanların sahip olduğu perde sistemi nedeniyle bu mikroton sesleri çıkaramayız(bunu sağlamak amacıyla yapılan bir takım teknikleri bu tanımın dışında tutuyorum). dolayısıyla da mikrotonal gitarda perdelerin arasına perdeler eklenerek bu koma sesler elde edilmek istenmiş. hatta ayarlanabilir mikrotonal gitarda, tellerin altında bulunan kanallar sayesinde bu ek perdeler hareket ettirilebiliyor.

    isterseniz bu mikroton konusunu biraz daha derinleştirelim. sedat ergin'in 2013'te hürriyet gazetesinde yayınlanmış olan yazısından konuyu desteklemek adına alıntılama yaparsak eğer:

    "batı müziğinde 17’inci yüzyıldan itibaren ‘eşit tempere’ (eşit taksimat/equal temperament) sistemi kullanılıyor. bu sistemde kalın do sesinden bir sonraki ‘do’ya gidene kadar olan güzergah 12 eşit sese bölünüyor. bunları (do/do diyez/re/re diyez/mi/fa/fa diyez/sol/sol diyez/la/la diyez/si/do) diye adlandırıyoruz. burada bir oktav içinde her biri birbirine eşit mesafede toplam 12 yarım ses yer alıyor. piyano, akordeon ve ayrıca perdelerin birbirine eşit olduğu gitar ve mandolin eşit taksimat sistemine göre düzenlenmiş çalgılar. oysa doğu’nun sınırlarından içeri girdiğimizde bambaşka bir ses dünyasının içine adım atmış oluyoruz. bizi farklı bir ses yazılımı, farklı bir ses atlası bekliyor. batı’da bir oktav arasında 12 eşit aralıklı ses ölçü alınırken, doğu’da hem bu sesler kullanılıyor, hem de bunların arasında gizlenmiş çeyrek, çeyrekten de küçük değerlerle ifade edebileceğimiz koma, yani ara (mikrotonal) sesler de bize göz kırpıyor. klasik türk musikisinde ise bir tam ses tam 9 aralığa bölünüyor."

    "batı’da klasik müzik, pop, rock ya da caz türlerinde bütün eserler -istisnalar hariç- 12 ses değeri üzerinden bestelenirken, osmanlı makam müziğinde 24 ses üzerinden oluşturulan makamlarla daha zengin bir seçenek çeşitliliği var. batı’da do ile re arasında ara ses olarak yalnızca tek bir ses (do diyez) var, türk musikisinde ise komalar nedeniyle 3 ara ses. enstrümanda çalgının sapında milimetrik farklarla, nüanslarla basarak çıkarttığımız bu komalı sesler oluşturdukları doku ve renk farklılığı üzerinden bambaşka bir ses dünyası ve duygu iklimi yaratıyor."

    bu güzel yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz:
    http://www.hurriyet.com.tr/…krotonal-gitar-22934670

    bu da tolgahan çoğulu'nun resmi sayfasında paylaştığı bilgiler:
    http://www.tolgahancogulu.com/mikrotonal-gitar/

    yani şunu öğrendik esasında. batı müziği barok dönem'den beri, yaklaşık 400 yıldan beri bu eşit aralıklı akort düzenini(tampere gam) kullanıyor. johann sebastian bach'tan beri akort sistemine bir standardizasyon getirilmiş. kulaklarımız hep mikrotonsuz müzikler dinlemeye alışmış. halbuki batı müziğinde barok dönem'den önce rönesans dönemi'nde bu mikrotonal müzik kullanımı da mevcutmuş. tolgahan hoca'nın da bu amaç için üretilmiş 2 çeşit gitarı var. üstte yazdığım gibi tekinin perdeleri sabit, diğerinin ise tellerin altındaki kanallar sayesinde bu ek perdeler çekiç yardımıyla hareket ettirilebiliyor. bunun haricinde çift taraflı bantla perdeler arasına ek perde yapıştırma yöntemi de var. yani mesela siz, kendi gitarınızda bir perdenin 3'te 1'ine bu ek perdelerden yapıştırırsanız pekala mikroton elde edebilirsiniz.

    esasında tolgahan hoca'nın altını çizdiği ve vurguladığı nokta, mikrotonal müzikle çok daha zengin ve leziz bir tat alınabileceği gerçeği, hem de bizim gibi bu yönde inanılmaz zengin kaynağa ve ilhama sahip coğrafyalarda. belki bizim yapamadığımızı kilometrelerce uzaktan anlayarak gerçekliştirmiş king gizzard & the lizard wizard var mesela. sözün özü tolgahan çoğulu çok açık bir şekilde bu mikrotonal gitarın tüm dünyada daha da popülerleşmesine ve gelişmesine ön ayak oldu diyebiliriz. kendisinin youtube videolarına yabancılar tarafından epey ilgi var. dünya'nın dört bir yanından seminerlere ve konserlere çağrılıyor. kendi youtube kanalında mikrotonal gitar yarışmaları düzenliyor. onun istediği şey, pop-rock-jazz demeden mikrotonal müziğe daha çok ilgi duyulması, özellikle türk rock gruplarının mikrotonal gitarı daha çok kullanması, ülkenin müzikal köklerinden faydalanılması şeklinde belirtebiliriz.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap