11 entry daha
  • bir edip cansever şiiri.
    "adam yayınları" - "şairin seyir defteri" - "sonrası kalır"

    hava poyrazladı yağmur yağacak
    yanıp yanıp sönüyor ışıklandırılmış gözlerin
    yukarda
    küle gömülmüş bir elma gibi gökyüzü
    patladı patlayacak
    olanca hışmıyla kentin.

    sensin
    akıyor ön dişlerin beyaz beyaz yanıma
    her şey rengine göre kanar bilirsin
    tırnakların pembeye boyanmış bir koy gibi
    pespembe kanar
    ve herbir renkte kanayan gözlerin
    çınlatır eluard’ın mısralarını orada
    “içinde uçtuğum gözlerin
    yolların gidişine
    dünyanın dışında bir anlam verdi.”
    demek oluyor ki bu dünyada olmak öyle derin
    öylesine anlamlı ki insan
    bizse bu anlamın işçilerinden ikisi
    yağmur yağacak.

    yarı karanlık odamız, üstelik soğuk
    isıtıcı bir soğuk bu, değişik
    sensin, bir yüzümde geziniyor şimdi yüzün
    bir elimizdeki kitaplarda
    şiirler okuyoruz bugün
    limanlık bir deniz gibi kıpırtısız önümüzdeki taş masa

    uykuya yatmış gibi bütün balıklar
    gemileri kaptansız tayfasız
    gidip gidip geliyor kimi zaman da
    anayurduna dağlara
    şiirler okuyoruz bugün.

    yaşlandık da ondan mı
    susarak katlanıyoruz her mutsuzluğa
    saatlendiriyoruz günü
    bölüyoruz dakikalara
    bir hiç oluncaya kadar bölüyoruz onu.
    bölüyoruz yani bütün mutsuzluklara
    bir yaprak saniyesi geçiyor usul usul
    penceremizden
    mavi mavi hatmiler parlıyor dışarıda
    dışarıda küçük bahçemizde
    ayak izleri gibi gökyüzünün
    hatmiler
    bırakıyoruz bu sessiz uyuma kendimizi
    derken bir mavi damar, bir dudak büküş
    iyi anlaşılamayan bir ses sokaktaki
    çırpına çırpına yükselen duman
    bir tutam saçın öne düşüşü
    sanki bir sardunya bir yaz boyu ne kadarcık uzarsa
    kaça alınırsa bir tükenmez kalem
    doluyor içimize öyle
    hayatın birdenbire anlaşılması gibi bir duygu gürültüsü
    yağmur yağacak.

    yaşını çoktan aştım orhan veli’nin
    ölümle duruyorsa eğer yaşlanmak
    onun bir sonbahar yağmuruna gömülü ölüsü
    yağdı yağacak
    “ölünce kirlerimizden temizlenir
    ölünce biz de iyi adam oluruz...”
    sade ve ince
    dünyaya uzun parmaklarıyla dokundu dokunacak.

    yorulduğun zaman söyle
    susalım, hiç konuşmayalım istersen
    sussak da, hiç konuşmasak da, sözlerin senin
    açık denizler gibidir zaten elimde
    her zaman ama her zaman bir kıyıyı sezdiren
    hatırlıyorum da kelimelerini bir bir:
    şairlerin flaşları kalpleridir
    dışarıya da parlamalı biraz
    kaldı ki ben içimde gezinmekten yoruldum
    sensin, iyi anlarsın beni
    gözlerine başka türlü bakıyorum
    ben bütün gözlere başka türlü bakıyorum şimdi
    nemli bir tülbent olup buğulanıyor
    ve yaslı ve mahzun
    ve devrilmiş bir boya kabı gibi de yoğun
    memleketimin gözleri
    yağmur yağacak.

    öyle bir yağmur ki bu, bilirsin
    dam saçak demeyecek, yağacak
    yağacak bir hışım gibi canevine kentin
    kalplerimiz küle gömülmüş elmalar gibi
    patladı patlayacak
    alacak sonunda kendi rengini.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap