türkiyenin su-57e savaş uçağını alması

• çeşitli entrylerde parça parça yazdık, toparlayalım.
  
  belki takip eden vardır , başlamadan daha önceki tezlerimden birini çürüteyim;
  nato uçaklarına aşina olmuş , ingilizce ve teknik döküman konusunda kendini yetiştirmiş personel farklı bir paktın uçağını alınca yeni sisteme angaje olması zor olur demiştim.
  habere göre konuşacak olursam ve fotoğrafta gördüklerime dayanarak söyleyebilirim ki , export versiyon muhtemelen kiril alfabesinde teknik neşriyatla veya uçak üzerinde rusça yazılarla gelmeyecek. bu da en azından yer ve uçuş ekibinin eğitiminde bir iki tık daha kolaylık sağlayacak demektir.
  
  şimdi gelelim neden olmaz kısmına ,
  
  lojistik konusu:
  
  yedek parça ve yer destek teçhizatı konusunda nasıl bir yol izlenecek ? elde mevcut bulunan elektrikli veya diesel ydtler bu uçakta kullanılabilecek mi?
  bunu soruyorum çünkü 50 uçak aldım bitti diyemiyorsunuz , en az bir o kadar da bunlara para harcamanız lazım.
  
  nato sistemine alışmışız, bu paktın dışından bir uçak gelecek , yedek parça alıştığımız gibi hemen elimizde olamayacak. gerektiğinde (muhtemelen) muharip bir uçağı çok siktiriboktan bir somun veya kupi yüzünden günlerce yatırmak zorunda kalabiliriz. bu hem esnkeliğe hem de operasyonel etkinliğe zarar verebilir.
  
  harekat ve eğitim sorunları,
  
  yıllardır doğu bloğuna karşı yazdığın harekat planların ve bu planları dayandırdığın filoların yapısını (ki ne yazık ki 15 temmuzdan sonra altüst ettiğimiz) rus uçağına uyarlamak , nato ülkeleri ile değil de ruslarla veya çinlilerle vs tatbikatlar yapmak bizi muhtemelen sersemletecektir diye düşünüyorum. umarım yanılıyorumdur. daha fazla derine inemiyorum , anlayışla karşılayacağınızı umarım.
  
  antlaşmalar;
  f-35 konusunda antlaşma metni tbdl yani (bkz: to be defined later)’lar ile doluydu. bi taraftan aslında almadığımıza sevindim bile diyebilirim zira henüz üretildiği ülkede bile karşılaşılan lojistik sorunları hem abd ordusunu hem de programa üye ülkeleri endişelendiriyordu. rusların askeri konularda daha disiplinli oldukları aşikar. en azından adamların bin yıllık bir ordu gelenekleri var . ancak bizim taraf tekrar aynı boku yer de bu daha sonra kararlaştırılacak şeyleri antlaşma yapmadan önce baskıyla düzeltemezlerse elimizde alıp da ne bok yiyeceğimizi bilemeteceğimiz çok pahalı oyuncaklarımız olur.
  
  etkinlik mevzusu;
  hem nato hem de doğu bloğundan ellerinde savaş uçakları bulunan nato ülkeleri veya tam tersi mevcut . ne kadar efektif kullanabildikleri ise uzun ve detaylı bir tez konusu . ancak bizim altından kalkamayacağımız birşey değil.
  
  gittiğimiz , katıldığımız her uluslarası atış yarışmasından veya tatbikatlardan büyük başarılarla dönmek gibi bir alışkanlığımız var . medyanın bok ata ata bitiremediği f-4 uçaklarının bizim pilotların elinde harikalar yarattığını fazla bilen yoktur. zira katıldığımız her tatbikatta diğer ülkeler görece bizden daha iyi ve daha yeni uçaklarla geliyorlar ancak ona rağmen bizde onlarda olmayan önemli bir koz var , bileği kuvvetli pilotlarımız.
  bizim pilotlarımızın uçuş saatleri ve tecrübeleri , kullandıkları uçaktan veya sistemden çok daha büyük avantaj elde etmelerini sağlıyor. şöyle ki , aynı uçakla katıldığımız bir tatbikatta x ülkesinin uçağı 2000-3000 saat uçmuşken bizim uçaklarımızın 7000-8000lerde gezdiği , aynı yaşlarda iki pilottan türk olanı 3000 saatlerdeyken yabancı olanının 1000saate yeni yaklaşmış olması sürekli biz teknisyenlerin gözlerinin takıldığı rutin şeyler oluyor.
  toparlarsak, bize bi savaş makinası verin , malzemeyi sağlayın , gerisini hallederiz.
  
  bitirmeden önce belirtmek isterim ki, olayın yerel ya da global siyasi boyutu , sonuçları vs konularını konuşabilecek ya da değerlendirebilecek kadar kendimi yetkin veya tecrübeli hissetmiyorum . illa ki atladığım yerler olmuştur, bilahare editlerin.
  
  saygılarmla.