190 entry daha
  • sık karşılaşılan bir tür yumuşak doku kanseri. tespiti ve tedbiri nispeten kolaydır, ancak her yumuşak doku kanserinde olduğu gibi kolay yayılır, metastaz riski çok yüksektir. erken tanı büyük önem arz eder.

    kanserli bölgenin temizliğinin ardından kanserin türü ve yayılımına göre farklı bir süreç başlar, kemoterapi, radyoterapi gibi. kemoda immün (bağışıklık) sistem çöker, bu yolla olası mevcut kanserli hücrelerin temizliği sağlanır. kemo ilacının bulantı, koku hassasiyeti gibi yan etkileri vardır ancak çok daha önemlisi, vücut her türlü dış kaynaklı soruna açık hale geldiği için hastanın kapacağı basit bir enfeksiyon dahi ölümcül olabilir. ağızda çıkabilecek küçücük bir aft büyük bir çileye dönüşebilir. hastanın bulunduğu ortam tamamen steril olmalıdır. kanserin her türü için sterilizasyon kadar, hatta ondan daha önemli olan şey, yüksek moraldir. unutmamak gerekir ki kanser aslında bir "üzüntü hastalığı"dır. mehmet öz'ün verdiği örneği unutmuyorum: aynı koşul ve yaşlarda iki hastamız vardı, aynı tedavi sürecinden geçen. birinin sürekli ziyaretçisi, arkadaşları, sevenleri yanında, destek oluyorlar, ilgileniyorlar, diğeri yalnız. yalnız olan hastayı kaybettik, diyor.
    annemin bu illeti yenmesinin onuncu yıldönümü. bir memesi alındı, lenf bezleri kazındı. annem yalnızca bir kür kemo alabildi, ardından öyle ağır bir cilt hastalığına tutuldu ki kemo derhal kesildi. vücudu -artık olmayan- saç diplerinden ayak tırnaklarının arasına kadar saran, ağrılı kabartı ve yaralar sardı. kanseri unuttuk, tanısı dahi çok güç konulan bir sedef hastalığı tedavisine başladık. ilaçlar, kremler losyonlar, batticon banyoları... kemo alan her hastanın tecrübesi farklı, bizimki de böyle oldu. bünyeye, yaşa, ilaç tipi ve doza bağlı olarak vücut tepkisi de değişebiliyor, kemo sürecini hiç sorunsuz aşan yakınlarım da oldu. saç dökülmesi de yaşamadılar.
    sterilizasyon, sterilizasyon, sterilizasyon... temizlik hastası oluyorsunuz. her yeri ve her şeyi dezenfekte etme gayreti, bir yandan sürekli "pozitif olma" gayreti... ardından acaba tamamen temizlendi mi şüphesi, sonrasında bitmeyen rutin kontroller... dahası, genetik yatkınlıktan ötürü ailenin diğer kadınlarının da kontrollerini aksatmaması gerekiyor.

    bir kadın için psikolojik yıkım, protez meme kullanmak zorunda kalmak. o güzel saçlarını kaybetmek... aslında hasta yakını olarak siz ne kadar güçlüyseniz, hastanız da o kadar iyi oluyor. kendi adıma en büyük tecrübem bu.

    belki fazla karanlık oldu ama geçen on yılın sonunda geriye bakınca, insan sadece bu can sıkıcı tabloyu görmüyor. başa gelen çekiliyor ve sizi yıkmayan şey gerçekten de sizi daha güçlü kılıyor. annem bugün taş gibi, mutlu, torunlarını seviyor... bir koluyla ağır şeyler kaldırması yasak, onun dışında hayatını kısıtlayan hiçbir şey yok. yalnızca sıkıntılı dönemlerinde ellerinde hala tek tük kabartılar çıkıyor... eskisinden daha gür çıkmış güzel gri saçları var, proteziyle de oldukça barışık. sizi hayata bağlayan güzel şeyler varsa, protezleri, eksik organları umursamıyorsunuz zaten. ailede sonradan başımıza gelen ağır operasyonları, kalp ameliyatlarını falan da daha büyük olgunlukla savmamızı sağladı bu tecrübe.

    o günlerde konuştuğum amerikalı hanım arkadaşımın dediği gibi, "küçümsediğimi düşünme ama bizim burada bu illet nezle gibi, hepimizin başına bela ve erken teşhisle sıyrılması çok kolay". gerçekten de yapılacak şey basit bir muayene, elle kontrol. kitle fark ederseniz profesyonel yardım alacaksınız, bu kadar. o kitle de kötü huylu olacak diye bir kaide yok... genelde basit kural şu: hissettiğiniz kitle ağrı yapıyorsa büyük olasılıkla iyi huyludur. 10 mm'den küçük olanları için masaj ve/veya ilaç tedavisi yoluna gidilir.

    kanser türlerinin tümüne yol açan veya tetikleyen şeylerin başında -üzüntü ve stresten sonra- beslenme alışkanlıkları geliyor. sağlıklı, plastikten, şekerden, paket ve hormonlu gıdalardan mümkün olduğunca uzak, dengeli beslenme alışkanlığı.

    hiç de bilimsel olmayan, tamamen gözleme dayalı tespitim şu ki bizim memlekette bugün otuzlu-kırklı yaşlarını yaşayan kuşak oyuncakta-gıdada-ambalajda plastiğin en adisine, zirai ilaçlamanın en kontrolsüzüne ve hormonlu gıdaların da ilk örneklerine maruz kaldı. bu demek oluyor ki bu kuşağın kanser riski yüksek ve yakın gelecekte bizde de bu tür kanser vakaları nezle gibi yayılacak. tespit bu, kötümserlik değil. yapılması gereken şey bireysel ve kitlesel olarak önlem almak.
168 entry daha
hesabın var mı? giriş yap