kabul edilmesi imkansız olanı sonunda kabullenmek
-
"lanet olsun" mecralarinda cebellesen, dirayetin pes onaması .
hani icinde ukte kalir , omur boyu daraltir insani. ve sonunda karsi koyulmazin gucunde yontulmus gibi yorgun hissederiz. delikanli kanimiz sogur, yuzumuze bir, iki cizgi eklenir . hosgorunun ulkesinden adim adim uzaklasirken, zehrin acı tadini kaniksamaya baslariz , iste oyle bir sey.
halbuki bir zamanlar bizi kanindan ve canindan varedenler, kabullenme baskisi altinda, gozumuzun onunde ezildikce, duzenin insan onurunu parcaladigi carkinda gunden gune eridikce, nasil, kahrolur, nasil isyan ederdik. ve nasil da kolayca "arkadas ! ben boyun egmicem !" derdik. henuz zimparalanmaya baslanmamis, bakir kafa yapimizin, isyankar algisinda " duzerim ben boyle hayatin gecmisini " demek , ne kadar kolaydi .
ve en sonunda, kabullenmenin sessiz ikrarini, gormezden gelmeyi ogrenme mecburiyetimizin, o ilk sessiz isyana baglayan 66sında, bogrumuze saplanan, ilk darbe yenilgisi. ve teslimiyete acilan, ezici ve uzun yolun, bir duraklama aninda bize hissetirdigi burukluğun adıdır kabullenmek. hayatın tokadı diyoruz biz buna.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap