9 entry daha
  • dunyadaki endustrilesmis ulkeler icinde, aldigi ruzgar dusunuldugunde, metrekareye en yogun cis kokusunun dustugu sehirden bozma semt. (bu tespiti yanlislayabilenin gozlerinden operim) nedeni de bircok evsizin burayi mesken tutmasi. zaten ilk dikkati ceken durum da bu; bu kadar zengin bir mekanda nasil olur da bu kadar evsiz olabilir. bu bir yanilsama aslinda. bircok evsiz oraya mekan zengin oldugu icin geliyor zaten. ama daha onemlisi, evsizlerin sayisi da, ortamin sterilligi yuzunden iyice goze batiyor. oysa los angeles downtown'daki evsiz sayisi buradakinin en az 10 misli. bu evsizlerin ucte birinde en az bir cesit akil hastaligi var fakat kendi kendine bagirip cagirmanin otesine gecip baskalarina satasani neredeyse hic gorulmez, sehir geneli epey guvenli.

    [bu arada los angeles bolgesinde her gece sokaklarda ortalama 90 bin evsiz varmis; bu sayi daha kalabalik olan new york ve cevresinde 40 bin, ulkenin ucuncu buyuk sehri chicago ve hippi merkezi san francisco'da ise 10 binin alti. isin ironik taraflarindan biri de, bu evsizlerin yaklasik 10 bininin hollywood civarinda yasamasi] http://www.wsws.org/…es/2005/oct2005/home-o17.shtml

    kutuphanesi guzeldir. ehliyetini gosterenin bes tane dvd, cd, kitap, audiobook alma hakki vardir, uyelik basvurusu tamamlaninca sinir kalkar; hepsi bedava tabii.

    starbucksin hear music denen ve subesi olmayan dukkani vardir. yarisi muzik dukkani seklindedir ve satilan her cd, duvara monte edilmis ve merkezi bir hard diske bagli 40 kusur terminalden dinlenilebilir. yeterince otlanildiktan sonra, kahve icilen bolume gecilir, herkesin onunde bulunan touchpad ekranlardan istenilen sarkilar secilir ve kahve icilirken o sarkilar cd'ye taze taze kaydedilir. dukkanda bulunan her sarki secilebilir sanirim. tabii muzikten pek anlamayan beni asil hayrete dusuren, bunlarin ticari anlasmalarini nasil yaptiklari. yani bir cd satilsa sarkicinin, record label'in, distributorun alacagi pay bellidir de, hit sarkisindan 36 tane, dandik sarkilarindan da 4-5 tane secilip cd'lere yazilinca ne oluyor, kim ne aliyor belli degil. guzel bir hizmet ama.

    ikisi de uc katli olan ve bir blok mesafeyle ayrilmis, barnes and noble ve borders kitapcilari sahane mekanlardir. dergi bolumlerine girip, koltuklar dolu oldugu icin baskalari gibi yere uzanip, 5-6 saat boyunca onunuze gelen her dergiyi okumaniza ve sonra hicbirsey almadan cikmaniza kimse birsey demez; bilakis kitapcinin olayi budur. etrafta kitap/dergi okuyan insanlarin bulunmasi, musterinin alisveris tecrubesini zenginlestirdiginden, siz hicbirsey almasaniz dahi dukkana hizmet ediyorsunuz, uzulmeyin.

    ote yandan, benzer bir halti yiyip, dukkana zerre hizmetinizin dokunmadigi bir yer var ki, oradakilerin sabrinin sirrini cozemedim. brookstone denen ve bir suru high-tech ev/konfor urunleri satan bir vaha burasi. bu vahanin girisinde de 6-7 tane degisik masaj koltugu var. denemesi bedava. denemeyi asip, isi piskinlige vurup sira bekleyenlere aldirmadan uyuyormus yahut sakatmis numarasi yaparak suistimal etmek de bedava. hatta piskinligi de asip, gercekten uzerinde uyuya kalmak da. eger sansina tum masaj koltuklari doluysa, arka tarafta hamaklar satiliyor, orasi gasp edilebilir. yol ustunde de portatif masaj cihazlari kapilir, hamakta yayilirken oranizini buranizi titrestirirsiniz, disardan bakana sempanze olursunuz.
50 entry daha
hesabın var mı? giriş yap