21 entry daha
  • insanların birkaç adamın büyük paralar kazanması için üreyen basit organizmalardan pek de farklı olmadığını gösteren madde.

    glifosat hedef ürünlere zarar veren bitki türlerini öldürse de bu esnada ekilen buğdaylar da ölüyorken monsanto’nunkiler ölmüyorsa ve biz glifosata rağmen ölmemiş ürünleri bize bir zararı olmamasını bekleyerek tüketiyorsak burada alenen bir gariplik var. (sonrasında kanser yaptığı mahkemede kanıtlanmış ve monsanto’nun sahibi bayer tazminat ödemek zorunda kalmıştı.)

    kansere ek olarak; blokladığı enzim nedeniyle bir sürü sorun daha yaşıyoruz.

    buna rağmen glifosat hala kullanılıyor çünkü devasa bir endüstriden bahsediyoruz.

    gene too big to fail meselesi yani...

    ***

    burada dünyadaki kaos ve giriftlik devreye giriyor. bir gün yasaklanacaktır, ancak yasaklanana kadar milyonlar ölüp gidecek, daha fazlası da farklı rahatsızlıklardan mustarip olacaktır. bu dünyanın bir özeti işte.

    insanın ve insanın kurduğu sistemin acizliği, hantallığı, verimsizliği...

    genetiği değiştirilen her ürüne karşı değilim (zira yararlı olduğu da oluyor), aksi takdirde dünyadaki açlık sorunu çok daha sert olurdu. (çoğalamazdık demiyorum çünkü çoğalmak için tek etken değildi ancak çoğalanlar birbirini daha çok katledebilirdi.)

    evet, devam edersek genetikle oynanabilir, ancak bu değişimler yapılırken yan etkiler çok yakından izlenmeli ve öyle piyasaya sürülmeli. mesela kanser yavaş ortaya çıktığı ve her bünyedeki spesifik nedeni tam bilinmediği için bu tür zararlı gıdaları tespit etmek zor, çok uzun zaman gerek. uzun yıllar süren gözlemler gerekir.

    gel gör ki öyle olmuyor çünkü bu işe girişen grup ürünü hızlıca piyasaya sürüp para kazanmak istiyor zira insan ömrü zaten belli; mevzbahis grubun da pek ömrü kalmadığı için kimse p.s. 20 sene testleri beklemek istemez.

    aciz insanlık da genel olarak bir musibet bin nasihattan iyidir şeklinde çalıştığı için birilerinin başına bir şeyler gelene kadar harekete geçemiyor. (mesela sigara ve eroin zamanında normaldi.)

    ***

    dünyada her gün öyle bir devinim var ki, her çıkan ürünü “8 milyar insandan birine bile zarar gelebilir mi acaba?” diye denetleseniz ekonomiyi 10-20 yıl geriye atarsınız bu da korkunç kriz demek. hem firmalar, hem ülkeler, hem bireyler için...

    düzen bu... yani on yıllar/ yüz yıllar içerisinde farklı farklı fraksiyonlar olarak belli parçaları geliştirdikten sonra onları bir araya getirip yarattığımız, ve hala (düzenin tümüne hakim olamaksızın) yeni yeni parçalar bir araya getirmeye devam ettiğimiz, bazılarını da çıkarttığımız çok girift bir düzen (aslında düzensizlik) söz konusu. bu nedenle zararlarını görsek de dümeni hemen kıramıyoruz, çünkü sistem tabiatı gereği çok hantal.

    çok fazla birbiriyle rekabet eden ve yer yer birbirini destekleyen çıkar grupları, çok fazla stk, çok fazla değişik gruplara (ve bazen insanlarına da) hizmet eden devlet yöneticileri var. sınırlardan bağımsız herkesin çeşitli ilişkileri var ve neredeyse herkes kandırılabiliyor, satın alınabiliyor, stk’lar tarafından ikna edilebiliyor veya düzenin iyi işleyen bölümlerinde vicdanlı mahkemelerde yargılanabiliyorlar (ancak bu örnekteki gibi çok geç olabiliyor).

    çığ düşüyor ve anında yönümüzü değiştiremiyoruz, beklemek zorundayız. yani genelde çığ altında kalıyoruz.

    bu örnek özelinde de, genelde de şu denilebilir:

    bir gün mevcuttakinin etki ağırlığından daha fazla etki ağırlığı olan bir grup geldiği zaman şikayet ettiğiniz durum değişecektir, ancak bu gibi milyonlarca durum var ve her zaman yozlaşmış olanın etki ağırlığına denk olanını bulamıyorsunuz: bu da beklemek demek.

    monsanto ve glisofat da buna harika bir örnekti. bakalım glisofattan tamamen kurtulabileceğimiz etki ağırlığı ne zaman gelecek?
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap