171 entry daha
  • geride kalan ptt 1. lig 2018-2019 sezonunda belgesellere bile konu olabilecek bir yıl geçiren ama maalesef sonunda yine yeni yeniden finalde kaybederek hikayeyi yarım bırakan şehir takımım.

    sözlükte yazmayı bıraktığım döneme denk geldiği için yazmadığımdan, tarihe not düşmek adına -hazır iyi gün taraftarı olanlar da bu aralar suskunken- geçen sezonun genel bir değerlendirmesini yapmak istedim.

    spor toto 2. lig 2017-2018 sezonunda çoğunluğu 2. ve 3. lig topçularından olan takım lige iyi başladı. iyi oyun, takımdaşlık ve taraftar desteği vs derken 16 yıl aradan sonra 1. lig'e yükseldik.

    ptt 1. lig 2018-2019 sezonunaysa ilginç bir şekilde 2. lig'den kalan kemik kadronun üstüne çok fazla as oyuncu transferi yapmadan gerekli yerlere transfer yaparak başladık. ilk 4 hafta lige alışma süreci ve hocanın sistemi oturtma işleri derken kötü geçti ardından tüm türkiye'nin ilgisini çekip saygısını kazanacak ve gerçekten herkese muazzam keyif veren bir futbol anlayışıyla oynadık her maçı. arada tecrübesizlik veya hocanın oyun sistemine sadık kalma tercihlerinden dolayı son dakikalarda şanssızca veya malca yediğimiz goller oldu. maalesef yediğimiz o goller sozun sonunda ligi ilk 2 takımın ardından 3 puan farkla 3. sırada bitirip şampiyonluğa ulaşamamak anlamına gelecekti.

    ardından playoff süreci ve tarihin en güzel maçlarından biri olan (bkz: 26 mayıs 2019 hatayspor adanademirspor maçı/#92239554) galibiyetiyle gelen final ve maalesef şanssızca kaybedilip süper lig hayallerimizi, tarihi hikayemizi yarım bırakan (bkz: 30 mayıs 2019 hatayspor gazişehir gaziantepspor maçı/#94702426).

    burada hatayspor'un kazandığı saygının sebebi, 2. ligdeki kadroyu bozmadan, iskelet kadronun üstüne kısmen tecrübeli ve az da olsa üst liglerde mücadele etmiş olan isimlerle harmanlamasıyla da başarılı olunabileceğini herkese göstermesiydi. gerçekten baktığımızda özellikle türkiye'de alt ligde şampiyon olan takımın futbolcularının ve elbette teknik ekibin kısacası neredeyse şampiyon takımın tamamının şampiyonluktan hemen sonra dağılma geleneğinin doğru olmadığını ve başarının bu şekilde gelmeyeceğini cümle aleme göstermesiydi. aslında bunu herkes görüyordu ama kimse uygulamaya cesaret edemiyordu. onursal başkan lütfü savaş (severiz sevmeyiz tartışmasından bağımsız yorum yapıyorum) çok fazla para harcamadan, takımda en az 4-5 yıl oynayabilecek, devamlılığı olan ve o eski yiyici yönetimlerden uzak kurumsal bir kimliğe sahip bir kulüp, bir takım kurma düşüncesini hayata geçirdi ve bunda da başarılı oldu.

    elbette futbolcuların kalitesi de önemli ama belli bir sisteme sahip olmadan, oturmuş bir kadroya sahip olmadan kurulan takımlar hep fiyasko sezonlar yaşamıştır. örnek vermek gerekirse türkiye'deki futbol takımlarının neredeyse tamamı.

    taraflı tarafsız herkesçe beğenilen, bütün türkiye liglerinin en pozitif, en iyi, en kaliteli topunu oynayan, ligin standartına göre biraz daha aşağıda görülen ama sistemiyle, kemikleşmiş yapısıyla bir mucizeye imza atan kadronun 2. lig'den gelen ve 1. lig'de banko ilk 11'de oynayan iskelet kadrosuna baktığımızda;

    (bkz: akın alkan) (takımda 3. yılıydı / bütün kariyer 3. ve 2. liglerde geçmiş. ilk defa 1. lig'de oynuyordu.)
    (bkz: caner hüseyin bağ) (takımda 3. yılıydı. / bütün kariyeri 2. ligde geçmiş ilk defa 1. lig'de oynuyordu.)
    (bkz: selim ılgaz) (takımda 3. yılıydı. / fransa'dan gelmiş ilk defa hatayspor'da profesyonel olmuş biriydi. ilk.defa 1. lig'de oynuyordu.)
    (bkz: murat paluli) (takımda 2. yılıydı/ bütün kariyer 3. ve 2. liglerde geçmiş ilk defa 1. lig'de oynuyordu.)
    (bkz: yılmaz özeren) (takımda 3. yılıydı / bütün kariyer 3. ve 2. liglerde geçmiş ilk defa 1. lig'de oynuyordu.)
    (bkz: hamza gür) (takımda 3. yılıydı / bütün kariyer 3. ve 2. liglerde geçmiş. daha önce sadece 1 sezon 1. lig'de oynamış).
    (bkz: sadi karaduman) (takımda 3. yılıydı / bütün kariyer 3. ve 2. liglerde geçmiş ilk defa 1. lig'de oynuyordu.
    (bkz: mesut çaytemel) (takımdaki 4. yılıydı. tecrübeli bir isim, 1. lig'de 150'den fazla maçı olan ama son 7-8 yıldır 2. lig'de forma giyen biriydi.)

    bu isimlere katılan türk futbolculardan kubilay sönmez, gökhan karadeniz, mirkan aydın ve yusuf abdioğlu'ndan çok iyi verim aldık. bu isimler daha önce 1. ligde oynama şansına sahip olmuş tecrübeli türk oyunculardı. tek sıkıntı mirkan aydın'ın sezonun ilk devresinde takıma geç katılması ve yaşadığı sakatlıktan ötürü ilk devreyi kapatması olmuştu. sezonun ilk devresinde oynayabilseydi santrafor eksikliğini giderir belki de evimizde yaşadığımız o basit puan kayıplarıyla karşılaşmaz ve playoffa kalmadan süper lige çıkabilirdik çünkü sezonun ilk devresi gerçekten çok ihtiyacımız olan santrfor eksikliğini çok hissetmiştik zira sinan kurumuş ilk 10 haftadan sonra kadrodışı kalmış forvet oyuncularından santrfor yaratmak durumunda olmuştu hoca.

    gelen yabancılara baktığımızda en çok verim aldığımız ve bu sezon süper lig'e transfer olan sadio diallo, ilk geldiğinde forma bulan ama daha sonra sakatlık, formuzluk veya beklentilere tam cevap verememe durumlarından ötürü vasat bir katkıda kalan dmytro korkishko ve wellington brito da silva ile birlikte lisans sorunundan dolayı ilk devreyi oynayamayan ama ikinci devre zaman zaman takıma girebilen ve iyi gibi bir perfonmans ortaya koyan bakary nimaga haricinde kalan yabancılar -ki zaten çoğu genç ve geleceğe yatırım olarak alınmışlardı- maalesef takıma hiç katkı veremediler. bu durum dışarıdan bakıldığında takımın tecrübeli futbolcu ihtiyacının karşılanmadığı gösterir gibiydi ama siz de biliyorsunuz ki sistem bir takımın olmazsa olmazıydı. dediğim gibi kalite olarak baktığımızda çok üst düzeyde olmayan futbolculara rağmen topçuların aralarındaki uyum, inanmışlık, yardımlaşma ve topçuların ilhan palut'un oynatmak istediği dakika-skor ne olursa olsun özellikle ayağa top, sakin ve ne istediğini bilen, hem defansif hem de ofansif anlamda yardımlaşma, bir değil birçok topçunun yükselebilip sorumluluk aldığı ve sistemi uygulayabilme refleksini gösterebilmeleri bir takımda yıldız statüsünde olan yabancı oyuncu ihtiyacını hiç hissetmememize yardımcı oldu.

    gerçekten türkiye'de 2018-2019 futbol sezonunda bütün profesyonel liglerdeki en iyi ve en pozitif futbolunu oynayan takımıydık. oturmuş kadronun, planlı sistemli işleyen bir taktiğin ve pozitif düşünen bir kulüp olmanın mevyesini sezon boyunca aldık diyebiliriz ama işte maalesef önemli olan şeyi, yani tarihe altın harflerle yazilacak o büyük başarıyı, yani şampiyon olarak süper lige çıkma başarısını elde edemedik bu da geçtiğimiz o güzel sezonun tadının damağımızda kalmasına sebep oldu. 25 yıldan fazladır maç izlerim. dünya futbolunu da çok yakından takip ederim. hayatta en çok zevk aldığım 5-6 futbol sezonundan biri de kesin olarak hatayspor'un 2018-2019 sezonunda oynadığı oyundu.

    mesela geçen sezon türkiye kupası'nda da kendi adımıza tarih yazdık. bütün kupa serüveninde de rotasyon yapmamıza rağmen çeyrek finale kadar çıktık. başakşehirspor ve galatasaray'a bir maçta 4 gol atarak kimselerin kolay kolay yapmadığını da yaptık ama istanbul'da oynadığımız maçta gs'ye karşı 90+'da yediğimiz golden dolayı kupaya çeyrek finalde veda ettik lakin hem prestij hem de kulübümüzün marka değeri için türkiye kupasında yakaladığımız başarı da çok önemliydi.
    (bkz: 24 ocak 2019 hatayapor başakşehir maçı/#94602237)
    (bkz: 6 şubat 2019 galatasaray hatayspor maçı)
    (bkz: 27 şubat 2019 hatayspor galatasaray maçı)

    hatayspor başarılı olduktan sonra türeyen sosyal medya taraftarları bilmez ama hatayspor'u yakından yakip edenler, gerçekten tribüne gidenler, yağmur çamur demeden destekleyenler bilir ki gerçekten çok cefa çektik. 3. ve 2. liglerde çok süründük. kurumsallaşma nedir bilmeyen yönetimlerle çok rezil sezonlar gördük ama geçen sezon (2018-2019) her şeyiyle kesinlikle belgesellere konu olabilecek bir sezondu. keşke finalde 90. dakikada çizgiden çıkan topumuz gol olsaydı da şampiyon olsaydık ve o final hüsranını gene yaşamasaydık. inanın bana bu sene şampiyon olup süper lig'e çıksak bile geçen seneki o patlamayı, duyguyu yaşayamayacağım.

    --- --- ---

    bu sezonun yani tff 1. lig 2019-2020 sezonunun geride kalan kısmı için de bir degerlendirme yapmak istedim.

    3. milli maç arasına girdik. bu da 11. haftanın sonuna yani ligin 1/3'lük kısmına tekabül ediyor ve ligde gene lideriz. hem de zor sayılabilecek takımlarla deplasmanda oynamış olmamıza rağmen zaten ilk 5 maçı saha zemininin yenilenmesinden ötürü deplasmanda veya iç saha adı altında başka şehirdeki statlarda oynamıştık.

    sadio diallo ve murat paluli gelen teklifleri değerlendirip süper lig'e transfer oldular.

    forma şansı bulan yabancılar başka ülkelere gittiler veya türkiye'den başka takımlara geçiş yaptılar. bir futbolcuyu daha üst lige gitmek istedikleri için takımda tutamama sebebini anlarım ama ikk defa senin profesyonel olarak forma şansı verdiğin ve u21 liginde de gol kralı olan honore gomis'in kadroda tutulmamasına anlam veremedim. çocuk bayağı güçlü ve hızlı özellikleri olan biriydi. bence serbest kaldıktan sonra bizimle aynı ligde olan ümraniyespor'a transfer olmasını izlememiz yaptığımız yanlış hamlelerden biriydi bu sezon.

    türkler'den akın alkan, selim ılgaz, caner hüseyin bağ, kubilay sönmez ve yusuf abdioğlu ise süper lig'den birçok teklif gelmesine rağmen takımda kalmaya ikna edildiler.

    kadroya helder barbosa, rayane aabid, idir ouali ve jeremy bokila gibi burada veya başka ülkelerde uzun yıllar süper lig klasmanında yani en üst kategori yer alan takımlarda forma giyen yabancılar transfer edildiler.

    furkan şeker ve alican özfesli de 1. lig seviyesinde olup transfer edilen türk futbolcular olarak kadroya katıldılar.

    takım 2019-2020 sezonuna da iyi başladı ama bu sefer türkiye kupası'nda bal ekiplerinden birine elenerek şok etkisi yarattı bizde. derken iyi ama geçen seneye göre biraz dada durgun ve daha az pozisyonlu maçlar oynamaya başlayınca yönetim çeşitli spekülasyonlar arasında ilhan palutla karşılıklı anlaşarak yollarını ayırdı.

    bu ayrılık olayına da biraz değinmek istiyorum;

    hataylı olup da hataysporla alakası olmayan hataylı iyi gün dostları ki bazıları kendi siyasi çıkarlarını gözeterek "yönetimin şike yapmak istediğini bu nedenle ilhan hoca'yı gönderdiğini dillendirmeye başladılar." bu asılsız iddialara arasında çok sıkıntılı 2 hafta geçirdik. neyseki bu durumun alevlenmesinin ardından milli maç arası denk geldi ve takım toparlanabildi. yönetim de bu iddiaları ortaya atanlardan zaten savcılık kanalıyla şikayetçi oldu. halen daha aynı organizmalar tutturmuş ilhan hoca şike yapmadı diye gönderildi deniyor. yok böyle bir şey arkadaşlar. onursal başkan olan lütfü savaş oldukça egolu bir isim. kendi ayağına kurşun sıkacak kadar da salak olmadığını biliyorum. asıl salaklar lütfü savaş ve yönetiminin takımı süper lige çıkarıp heykelini diktirmek varken tıkır tıkır işleyen bir düzeni bozup takımı şampiyon yapmama gibi bir salaklığı yapmak isteyeceğine inanmaktır. adam şu 5 yılda hataysporu süper lige çıkarırsa zaten otomatikten tekrar hatay büyükşehir belediye başkanı seçilir heykeli de stadın dibine dikilir.

    ilhan palut hoca'nın gitmesinin sebebi yaşanan ego savaşları oldu maalesef. bu da tek taraflı değil çift taraflı olan bir şeydi. gitmesine herkes gibi ben de üzüldüm. yetenekleri kısıtlı bir kadroyla müthiş bir oyun sistemi oluşturdu. muazzam güçlü ve güçlü olduğunu rakibine hissettirebilen, keyif veren, sahada ne yaptığını bilen ve modern futbolun tüm gerekliliklerini yerine getirebilmeyi başaran bir ekip oluşturdu. dediğim gibi hayatımda futboldan en çok keyif aldığım takım perfonmanslarından birini izletti bana. 1. ligdeki ilk sezonu ilk 4 haftasında takım lige alışmamış ve kötü sonuçlar alırken istifa diye bağıranlar şimdi gelmiş ilhan hoca'nın yandaşı gibi yorum yapıyorlar. işte maalesef bu tipler hayatında hatayspor maçına gitmemiş. 3. ligde sürünmemiş, takım için deplasman yapmamış ve üstüste finaller kaybetmemiş kişiler. hatayspor süper lige yaklaşınca herkes başımıza hataysporlu kesildi. herkes hatayspor uzmanı gibi dolaşıyor ortalarda. açın ilhan palut gönderildikten sonra sosyal medyada yazanlara bir bakın. işte orada bu sosyal medya taraftarlarını çok iyi göreceksiniz. adam geçen seneye kadar hayatında hatayspor maçı izlememiş ama ilhan hoca gönderildi diye bundan sonra hatayspor inşallah küme düşer, bundan sonra biz yokuz tarzında yorumlar yapıyor. dostum sen zaten daha önce yoktun ki şimdi gidesin. amk çocuklarının hatayspor'un nerenin, hangi şehrin takımı olduğundan bile haberleri yok sorsan hataysporu çok biliyorlar ve hatayspor fanatiği gibi davranıyorlar. yarın hatayspor kötü gitsin tribünde gene 1000 kişi bizbize kalırız. yeni türeyen bu iyi gün dostu çakma hatayaporlular dünya futbolundan bihaber ve sadece başarı odaklı tipler. evet ilhan palut'un gönderilme şekli ve zamanı hiç doğru değildi ben de üzüldüm ama dünya futbolunda bu tip ayrılıklar maalesef oluyor. ilhan palut gitti diye takımın 2. lige düşmesini dilemek tam olarak orman çocuğu olmak demektir. sizler yokken bizler vardık. bizler derken bu takımı her koşulda destekleyen, yıllarca cefa çeken; adana deplasmanında sağanak yağmur altında 2 saat bekleyip donuna kadar ıslanan, 15 kişilik kötü bir arabayla 18 kişi çanakkale'ye giden, konya'da rakip taraftarlarca taşlar yiyen, yozgat'ta maç saatini beklemek üzere polis eşliğinde berbat bir yerde 8 saat aç susuz bekletilen, zor şartlarda giresun'a, bayrampaşa'ya, ümraniye'ye, ankara'ya, afyon'a, kastamonu'ya vs. giden, her deplasmanda parası olmayan genç arkadaşlarla yemeğini bölüşen, kendi cebinden izmir'e otobüs bileti alarak giden, playoff finalleri için istanbul'a kadar yol çekip bu maçlardan mağlubiyetle ayrılıp dönüş yolunda ızdırap yaşayan gerçek hatayspor taraftarı. ilhan palut üzülmüştür ama kırılmamıştır bile zira hatayspor'un kendisine verdiği şans olmasaydı şimdilerde gene bir yerlerde yardımcı antrenör olacak görev yapıyor olacaktı. neyse, şimdi bu konuda yazdığım her şeyi unutun ama aklınızda sadece bu kalsın;

    - kim olursa olsun isimler gider hatayspor kalır. adamcı olmayın, hataysporlu olun.

    (bkz: bayram toysal/#96242152) yeni hocamız oldu. o da ilhan palut gibi hataylı kontenjanından getirildi. bakalım 2. defa (1.sinde az kalsın takımı 2. lig'den 3. lig'e düşünüyordu. )
    verilen şansı bu oturmuş takıma rağmen hiç mi edecek yoksa kendine süper ligin kapılarını mı açacak ben de merak içindeyim doğrusu. futbolculuk kariyeri ilhan hocaya göre çok daha önde olmasına rağmen teknik direktörlük karizması hiç olmayan, süper ligi geçtim 1. lig takımına bile yakışmayan bir tip. zaten şimdilerde oturmuş takımın, sistemin ekmeğini yiyor. gerçi ilhan palut gittikten sonra takım biraz savruk oynamaya başladı ama halen lider durumdayız. artık düşündüğüm tek şey hatayspor'un şampiyon olarak süper lig'e çıkması. daha sonra da mevcut olan dinamiklerimizi hayata geçirip süper lig'de kalıcı bir takım olması ve şehrin güzel yüzlerinden biri olarak anılmaya başlaması. biz bu potansiyele fazlasıyla sahibiz. şehrimiz 1.7.milyona yaklaşan nüfusuyla, genç nüfus sayısındaki fazlalığıyla, profesyonel spora olan ilgi artışıyla, son yıllarda ekonomik olarak çok fazla sıkıntı yaşasak da devlet desteği olmadan kendini döndürebilen ekonomisiyle, gene şimdilerde sıkıntılar olmasına rağmen sınır kenti olmasıyla, tarihiyle, coğrafyasıyla, mutfağıyla, kozmopolit yapısıyla, anadolu şehirlerine kıyasla sosyal hayatın daha canlı olmasıyla süper lig seviyelerini fazlasıyla kaldırabilecek potansiyeldeyiz. birlik olalım yeter. bu bağlamda iskenderun bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızı ergen triplerini bırakıp biz antakya bölgesinde yaşayanlar gibi şehrimizin takımına sahip çıkmaya davet ediyorum. bu şehir, bu takım hepimizin.

    hep deriz ya; "seni sevmek zor sevmemek kolay" diye, gerçekten de öyle. umarım yarım kalan hikaye ne olursa olsun bu sene son bulur.

    haydi hep birlikte;

    bordoooo beyaaaz şampiyooon beyaaaz!

    (bkz: hatayspor/@kuntz 31)

    debe editi:
    bir arkadaşım* uyardı. hatay olarak ülkede en çok vergi veren 8. il konumundayız ama ödenek alma kısmında çok gerilerdeydiz. gerçekten de yıllardır böyle. devlet babanın artık bu konuda hatay'a sahip çıkması ve hakettiğini vermesi gerekiyor. şehrimize basit bir amme hizmetimiz de olsun dedik.*
990 entry daha
hesabın var mı? giriş yap