esna
-
olmakta olan bir an'a tanıklık eden an.
-
devinim halinde olan zamandaki bir işin yapıldığı an. ayrıca esna ve saniye sözcükleri kökteşler.
yine bu kökten olan sena, seny ve senna sözcükleri büklüm, kıvrım anlamına gelirken; yine aynı kökten olan siny sözcüğü ise bükmek, kıvırmak, pli yapmak anlamlarında.
sözlük
arapça kökenli olan bu sözcüğe göre zaman bükülüyor.
benzer bir anlamı bizim dilimizdeki bükmek anlamındaki "bur" kökünden türeyen sözcüklerde de görüyoruz.
burulma: dönme, dönüş, çevirme, bükülme.
burulma: burulma, çok dönüşlü, burulma yol – çok dönüşlü yol, büklümlü yol.
burulush: dönüm, dönüş, bükülüş.
burna: daha önce; daha erken.
burnaqi: evvelki, önceki, bundan önceki. (burnaqi kim – geçen gün; evvelki gün)
burundin: önceden, eskiden, eskiden beri, çoktan.
uni burundin bilimen (onu önceden bilirim.)
burunqi: önceki, eski, kadim.
(uygur türkçesi)
"zaman" ve "evren" anlamındaki sözcükler döngüsel anlam verdikleri için, zamanın içerisindeki olayları anlatan sözcükler de bu kavramlara bağlı olarak aynı temelde bilgiler veriyor.
devir, dönem, periyot/ evren, devran, felek, universe / yörünge, medar, rota
devran.
edit:
türgün -
bir seyyidhan kömürcü şiiri.
herkesin bıçağı yok bir esnada
eşyanın devamı
senin tamamın olduğum bir evde
sana en uzun yarımlardan bahsediyorum
ben açıkçası seni yanımda hep siyah bir huy gibi taşıdım
kendi masalından düşene biz denir bir vakitte
insan durup kuyusunu beğenmeye gelir bir dünyada
birkaç kişiydik güya
birkaç iş vardı
birkaç ev
iki ömür üç defa eşyanın asıl yerini aradım
aramak eşyanın en kötü yeridir bu bıçak başka
ruhumu kestim ruhumu kestiğim bir zaman biçimidir esna
siyah huylu adamlar var bir dünyada
bak sen sustukça kalbime kaçıyor sesim
bak kendimin devamı değilim ben
yüzümün devamı değil gövdem
yazık ki terbiye eşyaya mahsus insan unutkan
eskinin eski kıymetiyle utan dedim
utan ve güle kırmızı davran
eski seslerin aşkıyla ilgilendiğim o vakit
elimde alnın elimde ağız tadın
elimde seni sevme tehlikesi geçirdim diye bir ilan
gül'e sabır et sabr'a bıçakla katlan
başka hayal girince aşkın girmediği evlerde
kapının sesine inanmak feci
biz demek korkunç
zaman yok esna yalan
eşyanın asıl yeri kimin haddi
kimin hesabı sevişmeyi artık unuttum sanmak
bu sefer suyuma saplandı masalını yazdığım bıçak
bu yüzden ruhumu kesti masalını olduğum insan
işte bütün bütün suları daha iyi düşündüm
sesimin kara devamıdır sesin
insan aslen fazlasıdır bir dünyanın
her şeyi suyla düşünecek kadar pişmanıdır bıçak
burada hep iki kişiyiz ama üç ağız tadım var
hep üç cümlem var üçü de aynı:
insan bizzat fazlası olur bir dünya
dersi tarih olanların en önce ellerini yıkaması içinmiş su
en uzun yarımlarla unutanmış insan -
orta mısır'da nil nehri kıyısında bir şehir. nüfusu yaklaşık 70.000 olup eski mısır tanrısı khnum 'a adanan dünyaca ünlü esna tapınağını bünyesinde barındırmaktadır.
-
sıra yerine kullanılması hoşuma giden, arapça kelime. 'sani'nin çoğuludur, yani saniye ile esna akrabadır efenim.
-
bir işin yapıldığı an, sıra
-
saniye ile göbek bağı varmış gibi gözüken arapça kökenli kelime.
-
bir şeyin yapıldığı an değil de iki şeyin üst üste geldiği zamanlamaya denir. (bkz: sani)
-
seyyidhan kömürcü
-
parlayan ışık anlamına gelen bir kız ismi.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap