• yine ekonomi dehaları gelmiş ya. eskiden sadece dolar başlığında olurdunuz, şimdi her yerde görüyorum.

    neymiş işte üye sayısının az ya da çok olması önemsizmiş, onlardan alınan aylık ücretlerin bir olayı yokmuş da asıl önemli olan marka değeriymiş. ekonomi çok değişmiş, eskisi gibi düşünmemek lazımmış. biz hala netflix’in o filmleri bizlerden aldığı ufak paralarla mı yaptığını sanıyormuşuz falan filan.

    netflix’in bugün yaklaşık 200 milyon aktif üyesi var ve kullanıcı başına ortalama geliri 8 usd. bu da demek oluyor ki netflix, üyelerinden her ay ortalama 1.6 milyar usd topluyor. az para mı lan?

    hadi diyelim bu üyelerden gelen para hiç önemli değil, öyle yazmış sözlüğün ekonomi uzmanları. peki bu şirketlere para nerden geliyor abicim? dünyayı yöneten 5 aile* kendi arasında tombala çekip o ayın talihli platformuna bağış mı yapıyor? galaksiler arası film yapımcıları federasyonu ayın platformunu seçip 3 milyar andromeda doları yardımda mı bulunuyor? “abi 1 milyon dolar’a x’e verir misin?” sorusunda da bahsi geçen, sırf tanımadığımız adamlarla yatalım diye bizi paraya boğan o gönlü zengin insan mı finanse ediyor lan bu platformları? sapık mısınız oğlum siz?

    öğrenmişsiniz bir marka değeri, sike boka yazıyorsunuz. dağılın şimdi kavga çıkmadan.

    ha dur bak gitmeden aklıma geldi. bu platformla alakalı her başlığa “sixxen izlemem eki eki eki” diye espri yapan yavşaklara da iki çift lafım var. oğlum bak aklına ilk gelen espri buysa, muhtemelen 4 milyon kişinin daha aklıma gelmiştir. her başlıkta aynı espriden en az 35 tane var. insan bir bakar diğerleri ne yazmış diye, sonra yapar esprisini. kalitesiz puştlara bak hele ya. yine sonlara doğru sinirlendim.
  • ercik kral gelirse üye olacağım platform.
  • şimdi programlara baktım da, gerçekten büyük iş.

    youtuber tayfasına program çekerek hem nispeten tecrübeli ve ucuz ,hem de hazır kitleyi platforma çekmek adına çok mantıklı. bu şekilde hızlıca çeşitlilik arttırabilir.

    sana bana çöp olması bir şey ifade etmiyor. zeki hareketler bunlar. exxen patlarsa tv8’de yayınlarsın. tutarsa elindeki daha fazla imkanla daha çok içerik koyar, özgün işler çıkarırsın.

    insanları ikna edersen, yeni düzene daha hızlı adapte olabilirsin. blubtv, puhu tv 5-10 yapımla girdiler bu işlere. exxen’de izleyicisi hali hazırda 20’den fazla yapım vardır.

    neresinden tutarsan tut, büyük iş.
  • masterchef türkiye entry’si debe’ye ilk sıradan girmiş ama sorsanız kimse almayacak. bir gülme geliyor ki sorma!
  • ben hala buna akp projesi diyorum.olası netflix,youtube gibi platformların kapatılmasına karşılık,insanların kontrollü bi yerde toplanması sağlanacak.
  • video platformları klasik televizyonculuktan farklı dinamiklere sahip. ücretsiz ulusal kanalların modeli belli, digiturk-bein, d smart vb. gibi ücretli platformlar da futbol yayın hakları olmasa ayakta kalamazlardı. dijital platformlar için ise denklem biraz daha karışık; ne yazık ki türkiye için bütün istatistiklere sahip değiliz ama netflix'in 1.7-2 milyon civarı abonesi olduğuna dair haberler var, keza blutv'nin de sayılarının çok iyi olduğuna dair çeşitli haberler mevcut, bunun üstüne amazon'un prime hamlesi ile amazon prime video'nun da ciddi bir potansiyeli var.

    dijital platform üyelikleri çok kolay başlatılıp bitirilen şeyler. hatta deneme süresi veren platformlar için yeni üyeliklerinin önemli bir kısmının ücretli üyeliğe dönmemesi çok olağan bir şey çünkü kullanıcı 30 günlük (ya da 7 günlük) sürede izleyeceği diziyi bitirip çıkabiliyor. bu nedenle herhangi bir anda hem üye çekecek yeni yapımlarınız olması lazım, hem içerde mevcut üyeleri maliyetlerinizi karşılayacak kadar içerde tutacak bir arşiv lazım. yani bir, iki tane programa bel bağlamak, eğer lig yayın hakkı vb. gibi bir şeyden bahsetmiyorsak, çok mümkün değil. öyle olsa netflix milyar dolarları dandik de olsa yeni dizi ve filmlere gömmek yerine sabahtan akşama la casa de papel ve stranger things kasardı; ama ortalama üye kalma süresi 3 ay falan olacağı için de batardı (şu anda farklı kaynaklarda 43 ile 50 aydan bahsediliyor)

    şimdi bunların ışığında exxen'in önündeki zorluklar şu:

    1 - şu anda herhangi bir platforma üye olmayan insanları aboneye çevirmek ve uzunca bir süre de öyle kalmalarını sağlamak.

    2 - netflix, blutv ve amazon prime video üyeliği olan insanları ikna edip bir de kendisine de abone olmasını ve uzunca bir süre de öyle kalmasını sağlamak.

    ilk kalem daha zor olan, zira daha önce hiç bu tür servisler için ödeme yapmamış insanların önyargılarını kırmak gerekeceği gibi burada bir sürü teknik husus da aşılmalı; mesela bu insanlar sana kart bilgilerini verecek kadar güvenecek mi, seni kaliteli izleyecek internet bağlantıları ya da geniş ekran televizyonları var mı, vb.

    ikincisi teknik açıdan kolay; bu insanlar zaten dijital platformlara aşinalar ama orada da bunlara her ay fazladan x lira daha ödetmenin zorluğu var zira herkesin bir şeyler izleyebileceği zamanı ve/veya bunlara harcayacağı bütçesi belli. dolayısıyla bir anlamda "netflix'i bırak, buraya gel" noktasına geleceksin, bunun için de karşılığında daha iyi bir şey sunman lazım.

    neticede bir dijital platform olarak exxen oldukça riskli bir yatırım ama öyle olması da normal. açıkçası ben açıklanan programlar vb. dışında da şapkadan bir tavşan çıkmasını bekliyorum zira bir yandan da gain medya'nın da geldiği düşünülürse türkiye'nin bir yandan bunca dijital platformu, diğer yandan bein ve d smart'ı barındırması biraz zor gözüküyor. bunların içinde netflix ve amazon'un cebinin dibinin olmadığı düşünülürse yerlilerin işi daha da zor. zira onlarla nefes tutma yarışına girilmez... eğlenceli günler bizi bekliyor. rekabet iyidir. programları da sadece ekranda gördüklerinizden ibaret düşünmeyin. kamera arkasında onbinlerce insan var toplamda, onlar da ekmek yiyor.
  • millet yerli film ve dizilerden kaçmak için dijital platformlara abone oluyordu. sonra yerli dizi hayranları da bu popüleriteye katıldı. baktılar ki bu platformlar çok tutuyor, eee bunun yerlisini yapalım dediler tabi.
    yerli film ve dizi sektörü kalitesini artırmadıkça zor tutar diye tahmin ediyorum.
    acun'un yaptığı programların kalitesi de ortada.. vatana millete hayri olmayan 7/24 yayınlanıp milleti hipnotize eden şeyler. bu programların sesini duyunca bile kaçıyorum.
    bakalım dizi ve film sektörümüz çağ atlayacak mı? yoksa sadece para için kurulmuş, tv'nin denge kurallarınından sıyrılmış daha küfürlü, daha çıplak, daha ahlaksızca program yapmak için yarışacaklar mı..
  • adam vizyoner. içeriği beğenin ya da beğenmeyin yeni nesili yakalamak için onların en sevdiği içerik üreticilerini topluyor. hepimiz biliyoruz ki klasik yayıncılık bitiyor. o da bu pazarda kendine yer açıyor. kâr zarar olayına girersek yeni açılan restoran mantığı ile düşünebiliriz. ilk müşteriler memnun olursa onların reklamı ile büyüyebilir. memnuniyet olmazsa da belirli bir kitleye hitap eden özel içerik üreten youtube kanalı muamelesi görür. ya netflix olacak acun ya da mubi, göreceğiz...
  • tolga çevik’in sansürsüz halini izlemek için ekşi ahalisinde patlama yaşanacağını öngörüyorum.
  • bu platformu her gün sözlük frame'ine bilerek isteyerek taşıyanlar var.
hesabın var mı? giriş yap