• yazarın hiç dokunmadan, çika'nın ağzından çıkan her şeyi tüm doğallıyla aktardığı kitaptır.
    kitabı sanırım 3 saat içinde okuyup bitirdim, sonra da hararetle arkadaşıma tavsiye ettim. tek problem kitabın adını hatırlayamamam oldu. baktım olacak gibi değil, daldım bir kitapçıya ve kitabı istedim;"orospu veronica var mı?"

    kitapçı hiç ses etmeden fahişe çika'yı çıkarıp verdi. morartıyla kasaya doğru ilerledim.
  • thomas korovinis, 1989'da istanbul'da konsolosluğun önünde karşılaşıyor çika'yla ve kaydediyor hayatını anlatışını. 8 yıl sonra da bu hikayeyi yayınlamaya karar veriyor ve kendi deyimiyle "bu 'halk hikayesini' yoğuruyor."

    70 sayfadan az çika'nın hikayesini gerçekten de kendi ağzından, yanında dinliyormuş gibi hissettim okurken. ilk sayfayla başladı anlatmaya ve son sayfaya kadar gözümü kırpmadan dinledim resmen. anlatılan dönem rumları, türkleri, genelevleri, kadınları ve iki ulusun birbirine bakışından mustafa kemal'e kadar tatlı tatlı bir sürü şeyden bahsediyor.

    "hangi yolu alayım, kime derdimi anlatayım, dünya kafamın içinde bir yumak, başım bir fırıldak gibi dönüyor, nerede bulacaksın sana benzeyen bir kalp, sana acıyacak bir yürek?" s.41.
  • tiyatro sergüzeşt tarafından "çika" ismiyle tek kişilik oyun olarak uyarlanmış röportaj metni. şubat ayında, cumartesi günleri saat 17'de karaköy'deki tiyatro ikincikat'ta oynuyormuş.
  • istos yayınevinin, hazırladığı ilk kitaplardan biridir. yaklaşık 70 sayfalık, bir çırpıda okunabilecek enteresan bir hikaye. kitabı çeviren kişi rum asıllı olduğu için çevirisinde, özellikle de başlarında bunu dilinden kolaylıkla hissedebiliyorsunuz. 20. yüzyıl içerisinde istanbul'daki azınlıklara bakışı algılayabilmek açısından oldukça güzel bir çalışma.
  • osmanlı döneminde giresun’da doğan, pontus soykırımı sonrası istanbul’a gelmek zorunda kalan ve galata genelevlerinde çalışan, rum kızı eftelya’nın istanbul’da fahişe çika’ya evrilen hayatı...

    hayatım kalbimde bir dikenle geçti...
    --- spoiler ---

    eftalya’nın okuldaki bir gününe acı bir katliam ve gittikçe büyüyen bir aile trajedisi sığıyor. okul sırasında uyuyakalan küçük kız, gözünü bambaşka, kapkaranlık bir dünyaya açıyor. erzincan mütarekesi’nin imzalandığı 1917’de, giresun sokaklarında asılarak öldürülmüş karadenizli hıristiyanların cansız bedenleri sallanırken, o, gördüklerine anlam veremeden, evine, annesine ulaşmaya çalışıyor. babası amele taburu’na gönderilen eftalya, annesini, ninesini, ailesinin diğer fertlerini art arda kaybediyor. sonra da, biraz saflıktan, biraz da çaresizlikten, ona her el uzatanın peşinden gidiyor, kendini farklı insanların evinde, kimi zaman korunurken, kimi zaman da onların çıkarlarına hizmet ederken buluyor. bir eftalya oluyor, bir de çika, fahişe çika.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap