• şarkıların çoğu 10000 days albümünün bonus tracki gibi ne yazık ki
  • benim için hayal kırıklığı olan tool albümü. beğenene saygım sonsuz, ki kötü bir albüm de değil fakat biz dinlemekten sıkıldık, adam jones binlerce dolarlık ekipmanla garip sesler çıkarıp drop d'den basit ama aksak ritimde riffler çalmaktan sıkılmadı. bu kısmı geçersek albüm ile ilgili söylenebilecek birkaç şey var:

    -her tool albümünde olduğu gibi şarkı aralarında birkaç filler kayıt bulunuyor, sırf albüm dolsun kafası desem değil, albüm onlar olmadan da bir saati dolduracak uzunlukta zira. neden bu konuda inat ediyorlar allah bilir. hani güzel bir into olur anlarım ama öyle de değiller.

    -introlar çok uzun. ama esas problem uzunlukları değil, zira reflection, 10000 days, eulogy gibi bir çok tool şaheserinin de introları gayet uzun. bu albümdeki sıkıntı sıkıcı introların uzun olması. albümde tek bir şarkı yok ki şöyle ilk girdiği anda tabiri caizse ıslanalım, vurulalım. nerede stinkfist, nerede triad.

    -albümde maynard'ın öfkeli vokallerinin eksikliği dışında pek bir yenilik yok. grubu tanımayan birine sırasıyla lateralus ve bu albümü dinletseniz ikisini aynı albüm sanabilir.

    -"uuuuh chocolate chip trip çok deneysel" falan diyen olmuş. şaka herhalde. benzeri önceki albümlerde bulunan tarzda filler şarkılardan birinin üzerine danny abimiz tabiri caizse öküz gibi davul çalmış, şarkı diye koymuşlar. zaten arada "lan kesin danny sıkıldı da davul çalmak istedi, 'bari kırmayalım adamı amk' diye albüm kaydettiler diye düşünmüyor değilim. *bir de plağı 150 dolarmış, yuh artık. buna o parayı vereceğime ikinci el bir aenima veya lateralus, geri kalan parayla da maynard'ın şarabından alırım, daha iyi bir yatırım olur.

    -tool'un belki de en çok bas cover'ı yapılmış gruplardan biri olmasına sebep olan, milletin tonunu tutturmak için bir yerini yırttığı justin bu albümde çok arka planda kalmış. bu adamın o "deprem basları" nerede? 46 & 2'yu, the pot' u, the grudge'ı uçuran, rosetta stoned'un sonlarına doğru ön plana geçip insanı kendinden geçiren baslardan eser yok.

    kısacası ortada yeni pek bir şey yok, bildiğimiz eski tool. madem aynı formülü kullanıp yeni (!) bir albüm yapacaktınız, bir tane de daha canlı şarkı yapsaydınız. tool'un bugüne kadar çıkardığı tüm albümlerde grubun sound'u bir nevi korunmuş olsa da hep değişen bir hava vardı. undertow, aenima gibi albümler kıpır kıpır, öfkeli, "hisli" iken lateralus ve 10.000 days daha "matematiksel", karmaşık ve ecnebi tabiriyle laid-back albümlerdi. bu albüm de ikinci jenerasyonun havasına sahip. belki 2-3 yıl aradan sonra çıkmış bir albüm olsa "eh, yine aynı nane" der, yine de daha yüksek puan verebilirdim. fakat 13 yıl aradan sonra ortaya yeni bir şey koymadan, üstelik grubun enerjisinden de kırparak böyle bir albüm çıkarınca insan ister istemez hayal kırıklığına uğruyor.
  • yıllarca gelecek diye bu albümün kulaklarını mı çınlattım ben diye sordurtmuştur. fear inoculum parçasını yayınladıklarında fena gaza geldim. direkt indirip müzik çalarıma attım. (evet 2008 yapımı müzik çalar kullanıyorum hala) bugün tamamı paylaşıldı ve başka hiçbir şarkı müzik çalarıma girmedi. aynı hayal kırıklığını pink floyd'un 5-7 sene önce çıkan albümünde de yaşadım. bak adını-tarihini bile anımsamıyorum. bu da öyle olacak.
  • 10,000 days albümünün ardından 13 yıl geçmesine rağmen kaldıkları yerden, çizgiyi hiç bozmayarak masterpiece denilebilecek bir albüm ortaya çıkarmışlar. adam jones'un özgün gitar riffleri, danny carey'in davul ve perküsyon partisyonları, justin chancellor'un kemik bassları ve soloları, ve maynard james keenan'ın depresif ve agresif vokalleri muhteşem bir uyum yakalamış. şarkıların çoğu kallavi uzunlukta olsa da bunu fark etmiş olup aralara minik nefes almalık parçalar yerleştirmişler (litanie contre la peur , legion ınoculant , chocolate chip trip ve albümün sonunda beklenmedik bir sürpriz olarak mockingbeat. benim için albümden öne çıkan parçalar pneuma(lateralus dönemini hatırlatan klasik bir tool parçası), culling voices(yavaş ve sakin başlayıp sonlara doğru sertliğini arttıran bir eser) ve 7empest (bu anlatılmaz iyisi mi dinleyin). 13 sene marine edildikten sonra ortaya böyle ince elenip sık dokunmuş bir masterpiece çıkınca insan "acaba bu iş buraya kadar mıydı?" diye düşünmüyor değil. ancak şu an için yapılması en makul olan umutsuzluğa kapılmayıp bu güzide albümün tadını çıkarmak
  • götüyle dinleyen yorum yazmasın kardeşim!
  • bilmiyorum sadece bana mı öyle geldi ama eski bir albümü dinlemişim gibi hissettim sanki 13 yıl önce zaten bu albüm kaydedilmiş ve her şarkıyı duymuşum biliyormuşum gibi hissettim.
    tool'dan ekstra hiçbir şey beklemediğim için sadece 'yeni' bir şeyler duymak bana fazlasıyla yetti. beklentimi tamamen karşıladı diyebilirim.

    pazar günü yaklaşık 1000 kmlik uzun bir yolculuğa çıkıyorum ve tool albüm çıkarmış daha ne isteyebilirim ki bol bol dinleyeceğim.

    herkes gibi descending aşırı hoşuma gitti.
    pneuma ve 7empest de oldukça güzeldi.
  • tool'un beklentileri -en azından benim beklentimi- karşılayan, "13 yıl geçti, adamlar bozdu" diyemeceğim , adam jones'un drop d'den ödün vermediği albümü. tabii ki beklentilerin nasıl olduğuna bağlı. kimisi yenilik bekler, kimisi deneysellik bekler, kimisi "yahu 13 sene oldu artık adam jones, john petrucci gibi sololar kassın" der, kimisi ise tazını bozmamasını bekler. ben, tool'un aynı tarzda devam etmesini uman biri olarak bu albümden bayağı memnun kaldım. hatta utanmasam 10.000 days: disc 2 diyebilirim ama o kadar da değil. daha çok, 10.000 days'den 2-3 yıl sonra çıkmış gibi.

    hiç ayrıntıya girmeden:

    - fear inoculum: yayınlandığından beri 100 kere dinlemişimdir
    - pneuma: dün geceden beri 3 saat civarında loopdaydı. diğer şarkılara geçemedim.
    - invincible: jambi'yi anımsattığı için bayıldım. uzun süre loopta kaldı diğerleri gibi.
    - descending: son 1 haftadır canlı versiyonunu izleye izleye hastası oldum. albüm versiyonunu merak ediyordum; çok daha iyi. boğuk başlayıp ardından deniz dalgalarına dönüşen ve bass ile devam eden sakin introsu müthiş.
    - culling voices: introsu biraz fazla uzun (6 dakika) ama sonrada coşup hakkını veriyor.
    - chocolate chip trip: işte deneysel parça; bir die eier von satan değil ama.
    - 7empest: rosetta stoned + third eye. albümün en progresif parçası, öğrenmek zaman alacak. bir 20-30 kere daha dinlemem lazım.
  • bugün ortamlara yasal olarak hoş gelmiş tool albümüdür, 13 yıl aradan sonra. atanlar tutanlar var a perfect circledan pek bir fark yok diye ama işin özü öyle değildir. vokal aynı olduğu için bir yerde kaçınılmaz fakat gerek grubun doğası ya da şarkı uzunluklarına bakıldığında bile bu bildik tooldur. yıllarca bizi bekletti fakat değdi. doyuyoruz efendim tekrardan kendilerine. 7empest bu albümün en güzellemelerinden.
  • klasik bir tool albümüdür. hiç risk alınmamış. başkaları ne düşünür bilmem de benim takdirimi kazanmıştır. tool, dinleyicisine istediği müziği vermiş. pekala kadirşinas bir tutum. bunca yıllık beklentiden sonra opeth'in son üç-dört albümdür yaptığı tarzda slow işler çıkartsaydı ihanete uğramış hissederdik. ne istediysek vermişler. nasıl tool şarkısı yazılırsa öyle yazmışlar işte. sindirince daha bir yerine oturacaktır.
hesabın var mı? giriş yap