• kalin bagirsaklarindaki strese bagli kanama nedeniyle ameliyat olmus ve iyilesene kadar yetkilerini kardesi raul castro'ya devretmis lider.

    bu haber uzerine miami'deki kubalilar ellerinde bayraklar, sokaklara dokulmus bayram ediyorlar. yahu hele bir durun; adam eski toprak, hepimizi gomer, siz de kös kös evinize donersiniz. dokuz ay zor dayanmis olmalilar.
  • yetkilerini kardesine devretmesinin diktatorlukle alakasi olmayan kuba lideri. kendisi, bir ulkeyi tek basina yonetmesinden dolayi diktatorluk tanimina uyabilir. ancak yetkilerini devrettigi kisi* sadece kardesi degil, devrim mucadelesnin en basindan beri dava arkadasidir.
  • dünyanın bu halinde, fazlasıyla ihtiyacımız olan efsanevi lider.

    bir an önce sağlığına kavuşmasını dilemekteyiz.

    fakat dünya ölümlüdür. fidel birkaç yıldır küba devriminin, kendisinden sonrası için hazır olduğunu açıklamaktadır çeşitli yerlerde.

    raul da devrimin baş mimarlarındandır, halkın gözünde raul da büyük bir kahramandır.

    chavez'in vietnam'dan haykırdığı gibi: çok yaşa fidel!
  • küba'da insanlara babasının ismini sorduğunuzda "hangi babam?" diye cevap verirler.
    "honkkk" diye kalıp "nasıl yani?" dersiniz.
    der ki:
    "biri gerçek babam. onun adı; bla bla. diğeri ise fidel. diktatör olan yani. çünkü o bana okumayı öğretti. sağlıklı kalabilmeyi öğretti. sanatla uğraşmayı öğretti. diktatördür falan ama iyidir hani. "
  • küba için varlığını ortaya koyan insandır ve halkı 47 yıldır inatla devrimine sahip çıkmaktadır.işte devrimden sonra ülkesine katkıları :

    60 yeni üniversite açılmıştır (dünya ve bölgede sağlık alanında oldukça başarılı tıp fakültesi ağırlıklı).

    onbinlerce spor kompleksi, kültür merkezi ve enstitüler açılmıştır (sağlıklı bir kuşak ve sosyalizmin kültürel anlamda yerleşmesini sağlamak amaçlı).

    abd'de binde 12, türkiye'de binde 80 olan çocuk ölüm oranlarını binde 6'ya kadar düşürmüş bir ülke.

    koruyucu hekimlik dalında çok ileri bir noktada olan küba'da, ortalama yaşam süresi erkeklerde 75 kadınlarda 77'ye kadar yükselmiştir.

    küba'da okuma yazma oranı %100 ve dokuzuncu sınıfa kadar zorunludur.

    oy verme yaşı 16, sendikalaşma oranı yüzde 95'tir.

    küba"da yaşayan herkes sağlık ve eğitim hizmetlerinden ücretsiz yararlanır.

    her aileye, aile büyüklüğüne göre konut tahsis ediliyor ( sokakta yaşayan kimse yok).

    küba enternasyonalist dayanışma anlamında latin amerika ve 3. dünya ülkelerine binlerce doktor gönderen ve bu ülkelerden 17.000 tıp öğrencisine ülkesinde ücretsiz eğitim veren tek ülkedir.

    işsizliğin olmadığı küba'da, her 100-120 aileye bir doktor düşüyor.

    bütün yöneticiler yılda bir ay tarlalarda ya da üretimde çalışıyor.

    nüfusu 11 milyon olan küba'nın (yüzde 66'sı beyaz, yüzde 12'si zenci, yüzde 20 kadarı melez) tüm vatandaşları ırk ayrımı olmaksızın halk parlamentosunda eşit temsil ediliyor.

    her ailenin gıda karnesi ve sağlıklı beslenme hakkı anayasal güvence altındadır.
  • yetkilerini devrettiği kişi kardeşi olmasından öte aynı zamanda bir de savunma bakanıdır. hani işkembeden sallamış olmayalım, bilgi sahibi olalım sonra fikir sahibi olalım vs...
  • george w. bush'tan daha iyi bir liderdir.
  • guney amerika basınında oldugu açıklanan kuba lideri.
  • başlarken: kesin bir ölüm haberi yok. bu satırlar, görevden ayrılışının ardından "görevden geçici?! ayrılışını kendisinin deklare edememesi, küba hükümetinin de bunun sebebini ameliyat bahanesiyle geçiştirmesi" neticesinde (muhtemelen ölmüştür şüphesiyle olmasa bile) bir daha asla ülkesinin başına geçemeyeceği düşüncesiyle kaleme alınmıştır.

    ***

    26 temmuz 1953'ten 1 agustos 2006'ya dek, tam 53 sene ve 5 gün boyunca süregelen mücadelenin odağındaki devrimci.

    her ne kadar temmuz 1953 ile ocak 1959 arasındaki amaç ve düşünceleri, devrimin ertesindeki uygulamalarına çokca yansımasa da yarım asırlık dünya karşıtlığı ile benim gözümde her zaman o beş buçuk senedeki devrimci mücadelesi ile var olacaktır.

    zaten her zaman derim, domuzlar körfezi harekatı olmasaydı (yani bu -cia'in orospu çocukluğuyla tetiklenmiş abd piçliği- olmasaydı), castro kendi içinde bir karşı devrim yapmayacaktı. kendi güvenliğinden sürekli şüphe eden bi memlekette, özellikle böylesine dev bir gücün hemen dibinde var olma mücadelesi veriyorsa bu memleket, ütopik bir düzeni oluşturmasını kimse bekleyemezdi castro'dan. ben de beklemedim nitekim. o yüzden de hala gözümde en kral devrimcilerden biridir. öyle de kalacak...

    not: kullandığım küfürler yüzünden başta cia bütün amerikan derin devletinden özür dilerim bu satırlar aracılığıyla... ama başka kelimelerle anlamanızı istediğim anlam malesef vermek istediğimden çok uzak olacaktı.
hesabın var mı? giriş yap