• en sevdiğim sinema türü. bence fransızlar sinema hollywood gişe yapar diye bir gerçek var.
  • komedileri iyidir ama aile ilişkileri üzerine yaptıkları filmler insanı boğum boğum boğar.

    seçici olmakta fayda var.
  • seyrettiğim hiç bir fransiz filmi kötü değildi. fransız kültürüne bir yatkınlığım yok ama filmleri diğer sinemalardan farklı geliyor bana. geçmişte de öyleydi, günümüzde de öyle.
  • (bkz: delicatessen)
  • fransız sineması sürekli gelişen bir organizma gibidir. yeni hikayeler ve onları anlatmanın yeni yolları için birçok yönetmen çıkarmıştır. fransız sinemasına damga vurmuş 20 fransız yönetmenden 20 müthiş film için bir liste hazırladım. listedeki filmlerle fransız sinemasının başlangıcından, olgunlaşmasına kadar her basamağa şahit olabilirsiniz. keyifli seyirler.

    (bkz: l'atalante) / yönetmen jean vigo / 1934

    jean vigo'nun tek uzun metrajlı filmidir ve çok erken yaşta veremden öldüğünde yapılmıştır. bir fransız mavnası l'atalante'nin kaptanı jean ile evli olan küçük kasaba kızı juliette'in hikayesine tanık oluruz. juliette gemiye bindiğinde, jean'e olan belirsiz aşkı ile teknenin kısıtlayıcı sınırlarının ötesinde bir dünya görme arzusu arasında kalır. tarifi imkansız bir seyir, kısmen komedi ve trajedi, romantizm ve gerçekçilik, film ve rüya arasında bir şey.

    (bkz: la grande illusion) / yönetmen jean renoir / 1937

    değerler ve insan ahlakı hakkında müthiş bir film. birinci dünya savaşı sırasında almanlar tarafından esir olarak tutulan üç fransız subayla ilgilidir: aristokrat de boeldieu, işçi sınıfı marechal ve zengin yahudi rosenthal.

    (bkz: les enfants du paradis) / yönetmen marcel carne / 1945

    carne'nin zengin, edebi romantizminde dört adam bir kadının, çelişkili, sfenks benzeri garence'ın, bir buz kızının sevgisi için mücadele eder. göz kamaştırıcı sinematik dokunuşlar için mutlaka izlenesidir.

    (bkz: la belle et la bete) / yönetmen jean cocteau / 1946

    şair, oyuncu, sanatçı, yönetmen cocteau'nun freudyen peri masalı ''güzel ve çirkin''de saf neşe, çocukluk fantezileri ve yarı hatırlanan rüyalarla süslü çarpıcı filmidir.

    (bkz: la beaute du diable) / yönetmen rene clair / 1950

    filmi hazırlamadaki kusursuz referanslarıyla clair, bu nostaljik faust efsanesine sartrean bir bakış açısı sunar. varoluşçuluğun izlerini bu filmde görebilirsiniz.

    (bkz: le plaisir) / yönetmen max ophüls / 1952

    ophüls, zevk ve ölümü karşılaştırmayı amaçladığı bu ilminde yaşlılık, saflık ve evlilik üzerine müthiş göndermelerde bulunur. ''mutluluk şaka değildir'' repliği her aklımdadır.

    (bkz: les quatre cents coups) / yönetmen françois truffaut / 1959

    truffaut'un kendi çocukluğunun denemelerini hassas bir şekilde yeniden yarattığı, çocuklarına karşı hep belli bir mesafede duran ebeveynleri tasvir ettiği, baskıcı öğretmenleri ve işlenen küçük suçları duygusallıktan uzak mükemmel bir şekilde tasvir ettiği, kendisinin eleştirmenlikten fransız yeni dalgası'nın 20.yy'a damga vuran auteur'üne dönüşümünü başlattığı sinema tarihinin belki de en iyi filmlerdendir.

    (bkz: cleo de 5 a 7) / yönetmen agnes varda / 1962

    varda'nın ikinci uzun metrajlı filmidir ve paris'in doğal güzellikleriyle doludur. varda'nın her zamanki gibi gençlik sevincini ve hayatın, sevginin ve arzunun dalgalanmalarını ve değişimlerini ifade etmesini en çok da bu filminde görüyoruz.

    (bkz: le feu follet) / yönetmen louis malle / 1963

    malle'nin erken dönem filmlerinin tartışmasız en iyisi olan bu filmde, bir intiharın hayatın son 24 saatinde sakince nesnel ama derinden şefkatli bir anlatımıdır. malle'nin başarısı sadece baş karakterlerinin duygularını ince ama net bir şekilde tasvir etmesinde değil, aynı zamanda hayatın tavizlerini kavramasında yatmaktadır. paris sosyetesinin portresi insanı yorar, asla kolay değildir ki malle bunu bu filminde gerçekten ince anlatmış.

    (bkz: pierrot le fou) / yönetmen jean-luc godard / 1965

    belmondo bir partide samuel fuller'e yakınlaşır ve doğal olarak ona sinema hakkındaki düşüncelerini sorar. fuller cevaplar: 'film bir savaş alanı gibidir. aşk, nefret, aksiyon, şiddet, ölüm. tek kelimeyle: duygular.'' işte bu filmde tam bir savaş alanı gibidir.

    (bkz: mouchette) / yönetmen robert bresson / 1967

    bresson'un mouchette'i, hayatı ıssızlık ve vahşete saplanmış, yabancılaşmış bir genç kızın yürek burkan hikayesinde, o kadar çarpıcı bir şekilde seyirciye aktarılır ki bu hiçbir zaman tanık olmadığımız türden bir trajedidir. cahil ve ön yargılı bir toplumun bir insanın hayatında nelere yol açabileceğinin hikayesidir.

    (bkz: les demoiselles de rochefort) / yönetmen jacques demy / 1967

    rüyalar, romantizm ve kader hakkında yapılmış müthiş bir müzikal, klasik hollywoodvari müzikal filmlerin şablonunu, yeniden işler ki ben müzikal film sevmem diyorsanız bu filmi mutlaka izleyin, fikriniz değişebilir. bir de catherine deneuve ve françoise dorleac'ı aynı filmde izlemek paha biçilemez.

    (bkz: la collectionneuse) / yönetmen eric rohmer / 1967

    rohmer'in altı ahlaki hikayesinin üçüncüsü ve filmlerinin geniş çapta tanınmasını sağlayan ilki.

    (bkz: l'enfance nue) / yönetmen maurice pialat / 1968

    pialat'ın ilk uzun metrajlı filmi. 10 yaşındaki bir çocuk ve annesi tarafından terk edildikten sonra üvey ebeveynleri ile birlikte gemiye bindiğinde suçluluğa düşüşünü konu alan harika bir hassas çalışmadır.

    (bkz: la femme infidele) / yönetmen claude chabrol / 1969

    chabrol'ün orta dönem başyapıtlarından biridir ki burjuva evliliği ve cinayetinin zekice ikircikli bir incelemesidir.

    (bkz: l'armee des ombres) / yönetmen jean-pierre melville / 1969

    melville'in 60'ların sonundaki müthiş gerilim filmi. film bence, şaşırtıcı bir görsel kaliteye de sahip. merak uyandıran alacakaranlık sahneler gerçekten çok lezzetli.

    (bkz: je t'aime je t'aime) / yönetmen alain resnais / 1969

    başarısız bir intihardan sonra rich, hayatının bir anını tekrar yakalayıp yakalayamayacağını görmek için geçmişe yansıtmak için (zaten bir fare ile denenmiş) bir deneye katılmaya davet eden iki adam tarafından ziyaret edilir. yaşama arzusu yoktur ve bu nedenle geleceği yoktur ki bu iş için o mükemmel bir adaydır. kayıtsız bir şekilde, bir banliyöden bir laboratuvara sürüklendiğini kabul eder ve tuhaf, masalsı yolculuğuna başlar.

    (bkz: la haine) / yönetmen mathieu kassovitz / 1995

    kassovitz belki de dünyaya sadece bu filmi yapmak için gelmiştir kim bilir?! harika bir film.

    (bkz: le fabuleux destin d'amelie poulain) / yönetmen jean-pierre jeunet / 2001

    amelie'yi koymassak ayıp ederdik. jeunet'e daha da ayıp ederdik.

    (bkz: enter the void) / yönetmen gaspar noe / 2009

    özel efektler eklenmiş, bir şehrin, tokyo'nun ve hayaleti belli belirsiz bir budist içinde yüzen ölü genç amerikalı oscar'ın ruhunu yakalamaya yönelik kinetik bir girişim.
  • ben de ikonik yeni dalga yonetmenlerinin bir ara kafayi takmis gorundukleri kadin oyuncular hakkindaki seckimi paylasayim. bir suredir kenarda biriktiriyordum bu isim ve eslesmeleri.
    amacim her seyi ele almak degil. hicbir uzmanlik iddia etmiyorum. sadece o bagi hissedebildigim iliskilere deginecegim.

    1- yonetmen: claude sautet
    romy schneider: sinemada iyi ki olmus bir isbirligi. hem sautet'nin 1970li yillardaki filmlerine hayat ve derinlik katmis hem de romy schneider'i bir 10 yil daha bu dunyada tutmustur.
    birlikte filmleri:
    les choses de la vie 1970
    max et les ferrailleurs 1971
    cesar et rosalie 1972
    mado 1976
    une histoire simple 1978

    emmanuelle beart: sautet iyice yaslanmis olmasa belki de bu ikiliden birkac film daha izlerdik. beart'in duru guzelligi iki filmde de basrolde. beart ayrica, chabrol, claude berri, jacques rivette hatta francois ozon'la da calismisti. hala aktif olarak oyunculuk yapiyor.
    birlikte filmleri:
    un coeur en hiver 1992
    nelly et monsieur arnaud 1995

    2- yonetmen: claude chabrol
    burada aslinda jean seberg de olmaliydi sanirim ama 1960lari yeterince bildigimi iddia edemem. o yuzden sadece isim olarak bahsedip geceyim.

    stephane audran chabrol'un en uzun sure birlikte calistigi aktris. hatta 1964-82 arasinda evlilermis. audran ondan once de, gecenlerde kaybettigimiz jean-louis trintignant'la evliymis. 1959'daki les cousins'den 1992'ye kadar beraber calismislar. sert yuzlu ve soguk bir havasi var.

    marie trintignant hemen yukarida bahsettigim jean-louis trintignant'i kizi. basligi tikladiginizda direkt olarak ölüm haberini okuyorsunuz :(
    birlikte filmleri:
    une affaire de femmes 1988
    betty 1992

    isabelle hupert
    1978'den 2006'ya kadar surmus bir ortaklik. isteyenler bu ortakligin hangi filmlerde gerceklestigini buradan inceleyebilir.
    la ceremonie 1995 bu filmlerden en meshuru olabilir. sozlukte de teveccuh gormus bir film.

    sandrine bonnaire
    kendisi hakkinda daha once soyle bir seyler yazmistim. fikirlerim hala ayni. 90lardan sonra oynadigi filmlerde son derece alimli. gorsel
    bir diger ortak filmleri de au coeur du mensonge 1999

    3- yonetmen: eric rohmer
    rohmer en sempati ve saygi duydugum yonetmenlerden. kendisi ve filmleri hakkinda gerekli gereksiz bircok sey yazmistim. o yuzden de bu listeye almadan olmaz. zaten bu liste fikri muhtemelen rohmer filmografisine duydugum ilgiden ortaya cikti.
    beatrice romand
    burada bahsetmistim. ortakliklari 1970 tarihli claire'in dizi'yle basliyor ve 98 tarihli sonbahar hikayesiyle sonlaniyor. uc ana uc de yan rolde gorulmus. gorsel
    guncel

    marie riviere hakkinda daha once soyle bir sey yazmistim:
    "... anlattigina gore rivière l'amour l'après-midi'yi izledikten sonra rohmer'e bir mektup yazmis. ardindan da bulusmuslar. bir sekilde dostluklari baslamis. en sonunda rohmer rivière'den esinlendigi anne karakterini yaratmis ve pilotun karisini yazmaya koyulmus.
    1956 dogumlu rivière once bu filmde ardindan da 1986 yapimi rayon vert'de basrol oynayacak. rohmer filmlerinden kapanisi da yan basrolde 1998'de conté d'automne'la yapacak. daha ufak tefek rolleri de var. gorsel
    birlikte filmleri:
    la femme de l'aviateur 1981
    le rayon vert 1986
    conte d'automne 1998

    amanda langlet imdb
    amanda langlet ile rohmer'in uc filmi var. ozellikle ilk ikisi cok sempatik buldugum filmler oldugu icin kendisine de ozel bir sempatim var. gorsel
    birlikte filmleri:
    pauline a la plage 1983
    conte d'ete 1996
    triple agent 2004

    arielle dombasle
    gorsel
    gorsel
    birlikte filmleri:
    le beau marriage 1982
    pauline a la plage 1983
    l'arbre, le maire et la mediatheque 1993

    4. yonetmen: jean luc godard
    anna karina
    fotografi vivre sa vie'den sectim. hala bana gore onu en iyi temsil eden rol bu sanirim.

    5. yonetmen françois truffaut
    jeanne moreau
    gorsel
    birlikte filmleri:
    jules et jim 1962
    la mariee etait en noir 1968

    claude jade
    claude jade'i antoine doinel serisinin son uc filminde butun guzelligiyle izliyoruz.
    baisers voles 1968
    domicile conjugal 1970
    l'amour en fuite 1979
  • bence en karanlık sinema türü. boğucu ve kasvetli bir anlayışları var.
  • teknik ve sanatsal açıdan en önde olan (sektöre en büyük katkıyı yapmış) sinemadır

    kaynak https://www.amazon.com.tr/…ide-cinema/dp/1405363169
  • özellikle sıfır bedene yakın fit ve aryen tipli sarışın fransız kadınlarının oynadığı filmleriyle sinema dünyasının en güzel filmlerini üretmiş olabilecek sinemadır. düz adamım, filmlerdeki karılara bakıyorum.
hesabın var mı? giriş yap