• çingenelerin hayatına tanıklık etmek de belgesel tadında fakat belgesel sıkıcılığında olmayan filmdir.

    --- spoiler ---

    fransız stefan, ölen babasının severek dinlediği şarkıcı nora luca’nın izini sürerken romanya’da çingenelerin arasında bulur kendini.
    stefan başta herkes için bir gadjo yani yabancıdır, ortak bir dilleri olmamasına rağmen anlaşmakta zorluk çekmezler ve çingenelerin sıcaklığı, eyvallahsızlığı ve doğal yaşamı içinde kendine bir turist olarak yer bulur.
    stefan, zamanla sıradan bir avrupalıdan özgür ruhlu bir çingeneye dönüşür; kılık kıyafet değişir, içki içmeyen stefan neredeyse alkolik olup çıkar, çingene dansını bir çingene kadar iyi yapar. özellikle son sahnede, köyleri yakılıp yıkılan roman dostlarının ardından özenle doldurduğu tüm kasetleri, aldığı notları kazdığı çukura gömer, içkisini içer ve romanlardan öğrendiği çingene dansını bir saygı duruşu niteliğinde tüm ruhuyla yapar.

    --- spoiler ---
  • her çingene filminde hissedilen ırkçılık,müzik ve mutlu görüntünün altında mevcut olan dramatik hayatların anlatıldığı bir film.
    iyidir, kült olması gerekmektedir.
  • --- spoiler ---

    son sahnelerde çingenelerin köyden kaçışı baya etkiledi. bir halkın vatanından kovulması tüyler ürpertici
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    hem hüzünlendiren hem de güldüren, izlerken en çok keyif aldığım filmlerden birisi. kendisiyle tanışmamız biraz geç oldu ama geç olsun güç olmasın değil mi? birkaç yorumla başlayayım o zaman.
    mükemmel bir kültürleşme örneğini bu filmde görebiliyoruz, stephan’ın kasetleri gömüp içki döküp mezarın üzerine şişeyi koyup oynaması, sürekli tükürmesi gibi.
    farklı bakış açıları, önyargılar, farklılıkları kaydetme telaşı çok iyi şekilde işlenmiş. sona doğru yangın, ölüm ve kaçış sahneleri bakış açılarımızdaki değişimin gerekliliğini de ortaya çıkarıyor.
    ha bir de, filmden sonra tutti frutti tekiiiilaaaaasssss ezgileri zihinlerde durmaksızın dolaşıyor, geçmesi için hot tamale açtım o bile etkilemedi, bu konuya dikkat ediniz.
    --- spoiler ---
  • sabina'yı oynayanın çingene dostu olmamızı garantilemese de yolu yarılatacağı sinema masalı. birkaç kere izlemekte hiç sakınca yok. ikinci veya üçüncü izleyişimde birden bir kardeş katli temalı ağıt dikkatimi çekti. başta da zaten 'tanrım beni niye terkettin?' diyen izidor serban'ın isa'laşması kolay bir ipucu bağlantıydı. çingene karısının ağıtı ayrıca kürtlerin pepuk* öyküsünü aklıma getirdi. bu uzak dolayım-bağlantı yeni bir derinlik.

    bilip bilmeden ortalık bulandırmak gibi olacak, tony gatlif'in filmi gadjo dilo'daki gadjo gaca, dilo da deli anlamında kullanılıyor galiba. "deli gaca", "deli yerli" ama, filmdeki çocuk yerli değil; sanırım çingene olmayanlıktan yerli kontenjanına sığıyor. gacanın dişil formu bizim daha fazla aşina olduğumuz gacı. burada gacanın gacalın bir eşdeğeri veya benzeri olduğu şimdilik benim spekülasyonum. (bkz: gacal/@ibisile)

    (ilk giri tarihi: 1.5.2015)

    (bkz: gringo)
    (bkz: goy)
    (bkz: gavur)
    (bkz: soluk benizli)
  • bugün bu filmin başlığında entryim olduğuna dair bir arkadaşımla iddiaya girdik ve kaybettim. yokmuş! hala inanamıyorum. yıllarca herkese anlatıp iki satır yazmamışım. bu da benim ayıbım olsun. iddiada tekrar kaybetmemek için bu sefer eşeği sağlam kazığa bağlıyorum:

    sinema okulu ilk derste anlatılması gereken film. filmin ismini ben çevirseydim türkçeye coni diye çevirirdim.
  • film o kadar samimi ve doğal ki oyuncularla birlikte gülüp, ağlıyor hatta dans ediyorsunuz. siz de hala izlemeyenlerdenseniz kaçırmayın.
  • tony gatlif’in en sevdigim filmi. bu filmle ilgili de gerizekalica bir anim var. doktora ders doneminde su an ismini hatirlamadigim bir dersin hocasi odev vermisti. sinifimizdaki bir savci arkadasimiz da bu filmi secmisti odev konusu olarak.neyse adamcagiz filmi bulamiyor ben de dedim ki savcim bende film var size getiririm. evet, bende film vardi dogru. ama orjinal degil torrentten illegal yollarla indirip dvdye bastigim sekliyle vardi. ben de adamcagiza filmi kopyaladim, hatta dvdye kapak olsun diye filmin afisinin ciktisini alip dvd kapagi yaptim. adeta korsan dvdci profesyonelliginde calistim yani. aldim dvdyi derse goturdum. tam savciya savcim buyrun dvdniz diyecegim bi an ulan elimde gayet illegal bir sey tuttugumu farkettim. sanki evde uretim yapip el atindan satiyormus gibi hissettim. hemen savcim korsan dvdyi veriyorum ama sorumluluk almam dedim. adam da guldu yok yahu abartma dedi. ınsan bi tirsiyor. oyle iste.
  • gecenin ayak izlerine notalar serpiştirerek merhaba diyen tony gatlif filmidir.
    filmde, gerçeklikle pazarlık yapmamanın saf duyguları, en uç noktalarda yaşamaya ve müzikleri ifâ ederken elleri yeni takılmış gibi ve onları koyacak yer bulamamanın öznelliğiyle tek başınalığın notalarla duraklamasına öykünmesi başrolde yer almaktadır.
  • cogu duyguyu bir arada hissedebileceginiz cok guzel bir film. nese, huzun, ask, baskaldiri, duygusallik hepsi. ve o kadar icine cekiyor ki sizi, bittiginde muziklerini mirildanirken bulabilirsiniz kendinizi. ozellikle tuttu frutti tekila derken :)
    farkli kulturlerin filmleri konu alan filmleri hep cok sevmisimdir. cingeneler zamanindan sonra 2. favorimdir gadjo dilo.
hesabın var mı? giriş yap