• bu sözün kendisi de, ironik bir şekilde, kendini doğrular niteliktedir. lugat sözcüğü arapçada müennes yani dişil bir sözcüktür ve niteleyen sıfat da bu cinsiyete uyum sağlamak durumundadır ve lugat-ı fasih değil lugatı fasiha denmesi yapısal olarak doğrudur. sözün doğrusu galat-ı meşhur lügat-ı fasihadan evladır olmalı iken galat-ı meşhur lugat-ı fasihten evla olduğundan galat-ı meşhur lugat-ı fasihten evladır şekli evla sayılır.*
  • yanlış olduğu halde dille bütünleşmiş deyim, kelime vs. düzeltilmesinin çok da gerekli olmadığını anlatan osmanlıca deyim.
    sadeleşmiş türçesiyle, sözlükte ayan beyan olandansa meşhur olmuş hata daha iyidir, şeklinde söylenebilir (çok güzel sadeleştiremedim gerçi, kusura bakmayın).
  • bir unsuru, fiili, eşyayı vs. tanımlayan net bir kelime varken, farklı anlamda başka bir kelimenin onun yerine geçmesi galat-ı meşhura konu olamaz. o bildiğin cehalettir. telaffuz hataları ise yaygınlaştıkça ve kulağa doğru gelmeye başladıkça galat-ı meşhur haline evrilir.

    "150 çok büyük bir rakamdır" › rakam değil, sayı. ya da o anda tanımladığın şey neyse o. mesela 150 çok büyük bir miktar, hacim, ağırlık vs. olabilir. tabi ölçü ifade ediyorsa 150cm, lt, kg gibi birimlerin de kullanılması gerekir. yine de 150, bir tek "rakam" olamaz. rakam 0-9 arası sayı işaretlerine verilen addır. biz rakamları kullanarak sayıları yazarız. tıpkı harfleri kullanarak kelimeleri yazdığımız gibi. yani "150 çok büyük bir rakamdır" demek ile "dümbük çok komik bir harftir" demek arasına teknik hiçbir fark yoktur. yüzden bu kullanım galat-ı meşhur değildir, net bir hatadır ve öyle kalacaktır.
    -edit: benzer yönde birçok mesaj aldım, kafa karışıklığını gidereyim: belirsiz bir sayıdan ya da birden çok sayıdan bahsederken rakam(lar) kelimesi kullanılabiliyor çünkü rakamlardan teşkil bir ifade var ortada. miktar belliyse birimle ya da basitçe sayı kelimesi ile ifade edilmesi gerekiyor.-

    şarz › şarj. zaten yabancı dilden girmiş bir kelime olarak şarj türkçe'de kabul gören ilk yazım ve telaffuzdur fakat bu dili konuşan halk kendi içinde, en azından belli bir kesim içinde şarz sözcüğünü daha çok benimsemiş olabilir. bir süre sonra galat-ı meşhur haline gelip sonrasında türkçe kelime dağarcığına resmen girmesi de mümkündür.

    buna ek olarak mesela "su uyur düşman uyumaz" atasözü aslında sû/sü yani asker sözcüğünden türemiş olsa da şu anki kullanımda tuhaf bir şekilde hem anlamsız hem de vermek istediği mesajı halen verebilen bir halde. bu da her ne kadar beni rahatsız etse de galat-ı meşhur kabul edilebilir.
  • örnek: genelde kullanılan bir deyimdir "sükut'u hayale uğramak". halbuki bu," sessiz hayale uğramak" gibi bir mana taşır. doğrusu "sukutu hayale uğramak"tır ve sukut, kırılmak, parçalanmak manasındadır. ama bunu her duyduğumuzda uyarmaya, avcılık yapmaya gerek yoktur. zira artık sükutu hayale uğramak "galat-ı meşhur" olmuştur.
  • kimi zaman bir dile başka dillerden giren yabancı sözcükler zamanla halkın süzgecinden geçerek farklılaşabilirler bu durum onların ilk anlamları dışında kullanılmasına ya da anlamı değiştirecek şekilde yanlış yazılmasına veya telaffuz edilmesine yol açabilir. halk diline yerleşmiş bu sözcüklerin hatalı hallerinin daha fazla kullanılması onları yaygınlaştırır ve daha meşhur hale getirir. öyle ki yanlış da olsalar yaygın olmalarından dolayı doğru kullanıma üstünlükleri için galat-ı meşhur lügat-ı fasihten evladır denir.

    bazı örnekleri:
    ane gibi yar bağdat gibi diyar olmaz ifadesindeki, yerine dilimizde ana kelimesini kullandığımız ane bağdat yakınlarında ünlü bir uçurumdur.

    rüzgar farsçada zaman, vakit anlamlarını karşılar.

    elinin körü deyiminin gerçek hali ölünün guru şeklindedir ve gur farsça'da mezar anlamına gelir.

    ateş olsa cürmü kadar yer yakmak deyiminde cürüm (suç, hata) galat haliyle kullanılmıştır. doğrusu "hacim, ebat" manasına gelen cirim sözcüğünün kullanılmasıdır.

    dilimizdeki darağacı sözcüğündeki dâr farsçada zaten ağaç anlamına gelmektedir, sonuna yeniden ağaç sözcüğünü ekleyerek galat hale getiriyoruz.

    dilimizde "kuytu, harap yer" anlamında kullanılan izbe kelimesinin gerçek anlamı slavcada çalı çırpıdan yapılmış kulübedir.

    göz var nizam var ifadesinin doğrusu göz var izan var olmalıdır.

    ayrıca geldikleri dilde zaten çoğul olan kelimeleri de onlara çoğul eki getirerek galat hale getiriyoruz.
    tacir --> tüccar
    şey --> eşya
    veled --> evlad
    hadim --> hademe
    karib --> akraba
    fakir --> fukara
    varak -->evrak
  • misal vermek gerekirse, ikametgâh ilmuhaberinin sahih telaffuzunda "ka" hecesi, kâtip kelimesindeki gibi ince değil, kadın kelimesinde olduğu gibi kalın okunur. lakin ince vaziyeti galat-ı meşhur olduğundan kalın telaffuzu, muhtar, muhtarlıkta çalışan eleman ve orada bulunan diğer insanlar tarafından yadırganmanıza neden olabilir. hatta, "varoş cahile bak" diyen bile çıkabilir. bu sebeple galat-ı meşhur, lügat-ı fasihten evladır efendim.
  • bu deyişin teşbihte hata olmaz lafındakine yakın bir mantıkla follofoş edildiğini düşünüyorum. bir kelime sözlük anlamı ve kullanımıyla dahi henüz yerli yerinde dururken çok denyoca bir kullanımın ortaya çıkıp kötü para iyi parayı kovar misali aslını dejenere etmesi söz konusuyken bir de hatalısını kullandıktan sonra galat-ı meşhur lugat-ı fasihten evladır demezler mi? sonra düzeltince ukala oluyosun, sen kötü oluyosun. bana de ki 300 yıl önce aslından uzaklaşmış, amenna, 300 yıl öncekinin günahıdır. ama bundan böyle, kulağa daha hoş gelenler müstesna, galatımeşhurlara karşı tek yürek tek yumruk olalım kardeşlerim!

    ikisi de bir de değil, utanmadan evla oluyor bir de. allaam ya.
  • örnek olarak:

    (bkz: göz var nizam var)
    (bkz: göz var izan var)
  • affa lüzum olmayan sürç-i lisan halleridir.
  • sanırsam ve korkarım tiki türkçesi, facebook türkçesi, ergen türkçesi adına ne derseniz, bu anlayışa oturuyor. (gerçi onlar dj qalat~ı meshu® falan diyodur kendi aralarında buna.) bunlardan sonraki nesil nasıl konuşup yazacak valla merak ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap