• (bkz: 16 mayıs 1953)
    ahmet ve tenzile erdoğanın arasını bozardım.

    bu tüm türkiye için gerekli arkadaşlar...
  • babamın bizi 62 model chevroletiyle abant'a götürdüğü 91 yılının o yaz gününe gitmek isterdim. 10 yaşlarındayım, abant'a ilk defa gitmiştim.

    deniz gibi büyük gölü ilk kez o zaman görmüştüm. denizi ise hiç görmemiştim. su şeffafken göl nasıl mavi görünüyor bilmiyordum. otelin kafeteryasında kola içerken, annemi dürtüp yan masadaki kızın tokalarından istediğimi söylüyordum. annemse yerime oturup, sürekli görgüsüzlük yapmamamı tembih ediyordu.

    gölün etrafında ailecek yürüyüşe çıktığımızda şipşak fotoğraf çeken bir adamı durdurdu babam. annemle babam arkada, biz kardeşimle önde, abant gölü manzaralı bir fotoğraf çektirdik. ben asker gibi eller yanlarda dimdik durmuşum, kardeşimin de saçı dağınık. ama annemle babam güzel... ikisi de hatırlamak istediğim gibi.

    o güne gidebilseydim, fotoğrafçıdan bugün hiç bir araya gelemeyecek o dört kişilik ailenin bir kaç kare daha fotoğrafını çekmesini isteyecektim sadece. yoksa kaderi değiştirmek ne haddimize.
  • "bana beni geri ver, bir şansım olsun"
  • annemin hayatta olduğu, beni koruduğu, sevdiği günlere..
  • (bkz: cumartesi)
    yarın gidiyorum, beklerim.
  • spesifik bir gün olarak değil ama yıl olarak cevaplamak istediğim soru.

    1991'e gitmek isterdim ben. 17 yaşındayım. ergenlik bitiyor, delikanlı çağlarım başlıyor..

    o zamandan bu zamana kadar geçen çeyrek asırdan memnunum, bu 25 yılı yeniden yaşamak için isterdim bunu. ama önemli bir konuda yeniden karar verip onu uygulama şansına sahip olacağımdan da ekstra bir memnuniyet duyardım.

    hayatı bütün getirdikleriyle seviyorum, musibetleri ve hastalıkları da dahil. onlar da benim parçam. hayatta olduğum için şükrederken onlara da şükrediyorum, belki de daha büyük dertleri engelledikleri için. bu hayatta kendimi bildim bileli farkındalığım hep yüksek oldu, her anın benzersizliğinin kıymetini yüreğimde hissettim, jaluzinin aralığından gelen güneş ışığıyla uyandığım her sabah eksiksiz mutlu oldum. suyu yudumlamanın, nefeslerimi fark etmenin, sevdiğim her ne varsa onu ciddiyetle sevmemin bilinci içimi hep kuş gibi tuttu.

    25 yıl önceye gitmeyi ve o 25 yılı yeniden yaşamayı, bana bu hissiyatın aynısını yine getireceğine emin olduğum için isterdim ben. çünkü daha eskiden de, ''çocuk olmak ne güzel'' diyen bir çocuktum..
  • 10 dakika kadar düşünmeme rağmen kesin bir cevap veremediğim anket.

    allaha şükür çok sevdiğim bir yakınımı kaybetmedim, hayatımda hayatımın hatası diyebileceğim bir dönüm noktası yok sanırım. irili ufaklı keşkelerim var elbet ama bir şeyleri düzeltecem diye hayatımın çok daha boktan bir hale gelmesi riskine girmek istemiyorum demek ki. misal sınıra gideceğimi bilsem sikseler asteğmen olmak istiyorum'u işaretleyip o sınavdan ful çekmeye çalışmazdım. ama eminim hayatımda kayıp yıl atfettiğim o askerlik döneminin kötü geçmesi bile bana bir şey katmıştır.

    olduğu halinden memnun olan bir ben miyim, çok kanaatkar bir insan mıyım, yoksa kelebek etkisi filminden çok mu etkilenmişim bilemiyorum ama geçmişe gitsem sadece merak ettiğim bazı şeyleri müdahale etmeden seyretmeye giderdim herhalde.
  • 5 ekim 2014'e gider, sabaha kadar babamın başında nöbet tutardım. 6 ekim sabahı uykusunda ölmüştü çünkü.

    hep kontrol ederdim nefes alıyor mu diye. uyku apnesi dediler ölüm sebebine.
    uyandırırdım filan ne bileyim.
  • (bkz: 11.22.63)

    james franco'ya yardımcı olur onu bill isimli karakterin dingillikleri ile uğraşmaktan kurtarırdım, diziden soğudum eleman yüzünden, swh.
  • bir anket.

    düne gitmek yeterli. (bkz: iddaa)
hesabın var mı? giriş yap