• sanırım bi yerden sonra gerzeklik ile arasında çok yoğun bir bağ oluşuyor. yani gerçekçi olmanın bi sınırı olmalı. hayalperest bi insan aynı zamanda gerçekçi olabilir mi? olamaz sanırım. ben mesela gerçekçi miyim gerzek miyim çözemiyorum.

    az önce bi başlık gördüm masturbasyonda düşlediğiniz 99 ünlü diye. lan bi şeyler yaziim diye bi hafızamı zorladım ama yok anasını satim. yani bunca yıllık osbirciyim hayatımda bi kere ünlü düşünmedim. düşünene de büyük saygı duyuyorum lan. yani evde oturuyosun pazar günü misal canın sıkıldı, bi rahatliim dedin. eeeee? hadi lan bugün de keti perry'i skiim mi diyosun? nasıl düşünüyosun lan harbiden. ''keti ile yataktayız şimdi ıımmmppfffhhh'' e gtk sen nası girdin o yatağa o karıyla? o aklına gelmiyo mu, tıkanmıyo mu düşüncelerin birden? ''buraya konsere gelmiş, ben de konsere gitmişim. en önden izliyomuşum, gözü bana takılmış. yaa bisiktirgit nereye takılıyo gözü allahını seversen yaaa''

    işte burada gerçekcilği bırakmak lazım. üzümünü ye bağını sorma lan salak. keti peri yatağa geliyo, meğer dolapta riyanna varmış o da zıplıyo yanına, kapıcının kızı eva mendes'miş derken ooooh sabahlar olmasın gtk. ben sevmiyorum gerçekçiliği ama elden gelen bi şey yok, hayal kurdurmuyo bana. *

    galiba en kötü özelliğim bu, bi de mükemmelliyetçi olmam. bi de insanlara çok kolay güvenmem. bi de bi de çok bonkör ve aynı zamanda yaşımdan çok genç göstermem :/ bi de ebemin amı.
  • dört başı mamur bir sofraya yarasa sütü koymaktır. yine de bir şeyler eksik kalır.
  • gerçekçi olmak duygularınıza zincir vurup ne kadar zor olsa da olması gerekeni yapmaktır.gerçekçilik ne kadar kötü olsa da canı uzun vadede yanmış kişilerin tek yoludur.bir nevi devrimleridir.böyle insanların karakterleri genelde sert olur ve mükemmeliyetçi olurlar.dışarıdan da sert gözükürler.fakat zamanla tanıdıkça içini görür,seversiniz.hayal kurmak birde pek mümkün olmuyor mesela benim sadece çok fazla önemsediğim olaylarda hayal kurabiliyorum o da bütün olabiliteleri hesaplamak ve her şeye karşı hazırlıklı olmak için.güzel şey aslında,kafan rahat oluyor.
  • "yerine koyabilecek 'daha iyi' bir şeyiniz yoksa insanların ellerindeki iyiyi almayınız.."
    bu cümle ile değişti gerçekçi olmanın ne zaman, nerede ve nasıl olması gerektiğine dair düşüncelerim.

    herkesin gerçekliğe katlanma gücü bir değildir. o nedenle dürüstlük ile sonuna kadar çelişmesine rağmen "bazen" yapılması gereken tam da bu.

    son olarak şu cümleyi de eklemek isterim:
    "söylediklerinin sadece doğru olmasına değil, konuştuğun kimsenin bu doğruya katlanabilecek olmasına da dikkat et." *
  • kırıcılıkla aynı şeyler değildir.

    siyahi bir insana sütün beyaz olduğunu ''bu süt senin gibi pis bir siyah renge sahip değil, bu süt beyazdır'' dediğinizde gerçekçi değil kırıcı olursunuz.

    gerçekçi olun lakin kırıcı olmayın, ibneler, evet.
  • "dikkatimizi gerçekçilik olgusu üzerinde yoğunlaştırmaya kalkıştığımızda tuhaf bir gelişmeyle karşılaştığımızı sık sık fark etmişimdir. baktığımız nesne sanki titreşmeye ve bulanmaya başlamış gibi olur ve o noktada toplamaya çalıştığımız dikkat de fark edilmez biçimde bölünüp iki uca doğru kayar: gerçekçilik hakkında değil de, gerçekçiliğin doğuşu hakkında düşünürken buluruz kendimizi; nesnenin kendisi hakkında değil de çözülüşü veya sona erişi hakkında. "

    (bkz: fredric jameson)
    (bkz: gerçekçiliğin çelişkileri)
  • bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan demek olan gerçek (réalisme, realismus), aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici, temel, başlıca, asıl anlamlarına gelmektedir. öte yandan, tabiattaki gibi olan ya da tabiatı var olduğu gibi yansıtan demek de olan gerçek, gerçek durum, gerçeklik, realite kelimeleriyle de karşılanmaktadır.

    kesinlikle yalan olmayan, doğru sayılan şey karşılığını taşıyan gerçek, felsefede, düşünülen, tasarlanan şeylere karşılık olarak önümüze çıkar.

    genel olarak, olguları ne kadar aykırı görünürlerse görünsünler, oldukları gibi, şeyleri gerçekte oldukları şekliyle nesnel olarak ve dürüstçe kabul etme tavrı veya belli bir kategoriye giren varlık ya da nesnelerin zihinde bağımsız olduklarını öne süren bir doktrindir.

    gerçekçilik, insan varlığıyla, onun dışındaki maddi nesneler arasındaki temasın algı yoluyla olduğunu, insanın algıda, kendi zihninden bağımsız nesnelere nüfuz edebildiğini savunan öğretidir gerçekçiliği, çeşitli bakış açıları ve alan ve bilim dalları tarafından açıklamak ya da tanımlamak mümkündür.

    belli bir kategori ya da türden, “şey” ya da “nesne”lerin zihin veya düşüncemizden bağımsız olduğunu ve bundan ötürü bu nesne türlerinin keşfedilebileceklerini ya da bilinebileceklerini öne süren realizmin öğretisinin daha özel örneklerinin başında ontolojik realizm gelir.

    ontolojik realizme göre, biz, insan varlıkları, bizden tamamıyla bağımsız olarak varolan bir dünyada yaşamaktayız. bu dünyanın bizden bağımsız olan olgularının büyük bir bölümünü bilebilsek dahi, henüz bilgisine erişemediğimiz, bizim kavrayışımız dışında kalan olgular mevcuttur.

    gerçekçilik, modern felsefede, zihnimizden ya da kendilerine ilişkin duyu-deneyi ya da bilgimizden bağımsız olarak varolan hiçbir maddî nesne bulunmadığını, bütün bu evrenin zihnimize bağlı olduğunu, ya da zihinsel bir yapıda olduğunu öne süren idealizmin ve maddi nesnelerin, yalnızca mümkün ya da aktüel duyum ya da zihin hali öbekleri olarak varolduklarını öne süren fenomenalizmin karşısında yer alan epistemolojik ve metafizik bir öğreti olarak; genelde gerçekliğin insan zihninden bağımsız olduğunu, bilgide zihne sunuluşundan ayrı ve bağımsız biçimde var olduğunu, maddi nesnelerin bizim dışımızda ve duyu deneyinden bağımsız olarak varolduklarını iddia eden anlayışı ifade eder.
  • daimiciligin ve esasiciligin temellerinde yer alir.

    (bkz: daimicilik)
    (bkz: esasicilik)
hesabın var mı? giriş yap