• 14 haziran 2013 gezi görüşmelerinin neticelenmesi üzerine yapılan yorumlardan , bu kadar zamandır süren direnişten hiç bir şey kazanılmadığı fikri çıkmış gibi görünüyor, çoğunluk sonuçtan rahatsız, bu rahatsız olan kişilerce cevaplanması gereken sorudur.

    lütfen bu yazımı okuyun... katılır katılmazsanız ama lütfen okuyun ve düşünün...

    direnişcilerin yaşının genç olmasından dolayı hala heyecanla karar verdiklerini , olaya çok dar açıdan baktıklarını düşünüyorum, bu şekilde devam edilirse ne yazık ki tarihi bir fırsatı kaybedeceğiz, kazanmaya başladığımız ! bu uzun sürecek mücadelede akp nin oyununa gelip yenileceğiz.

    bu tarz direnişler halk ile zafere ulaşır!

    öncelikle halk olmadan hiç bir zafer kazanamayız, bunu kafanıza sokun, mücadele sadece sokakta kazanılmaz, yeri geldiğinde çekilerek, aldığın halk gücünü arttırmaya yönelik stratejiler oluşturmalısın. halk desteği olmadan yenilirsin , bu gün gelinen nokta sokaktaki direnişten çok evlerinde oturan halkın da arkanda olmasındandır.

    bu yüzden halkın ne istediğini ne beklediğini , yapısını iyi analiz etmek ve ona göre stratejiler belirlemek gerekir. taksime gelmeyen eylemlerin içinde olmayan ama her gece camlara çıkıp tencere tava çalan , mahallesinde yürüyen , milyonlarca insan ne istiyor nasıl bir mücadele istiyor bunu iyi görmeniz gerekiyor. bu insanları kaybettiğiniz an bittiğiniz andır. yapmayın bunu... lütfen heyecana kapılmayın , yanlış karar almayın... lütfen...

    herkes hak ve özgürlüklerini geri istiyor ama bütün bunları sadece sokakta çatışarak kazanılmayacağının farkına varın, şu an rüzgar bizim arkamıza geçmişken, daha çok insana bunları anlatmalıyız, akp nin yalanlarını göstermeli kendi tarafımıza çekmeliyiz bunu sadece sokakta çatışarak yapamazsın, çatıştık bir şeyleri uyandırdık , artık halk korku duvarlarını kırdı, yan yana durunca bir şey olmadığını aksine daha da güçlü olduklarını gördü, bunları daha çok insana göstermeliyiz, şimdi öğretme zamanı , bunu göremiyor musunuz.

    eğer çatışmalar devam edersek halkın desteğini tamamen kaybedeceğiz ve halkın gözünde tam da onların istediği gibi marjinal gruplar olarak gözükeceğiz. şimdi hepiniz sinirlisiniz, somut bir şeyler istiyorsunuz biliyorum , ama şimdiyi değil üç adım sonrasını düşünerek hareket etmek gerekiyor.

    yazık oluyor direnişe , kazanım yok diyorsunuz ama esas bütün kazanımlar çöp olmak üzere...
    lütfen düşünün..

    yapmayın, lütfen heyecanla karar vermeyin!

    edit:
    yanlış mı anlaşıldı ama ben evimizde oturalım demiyorum
    yerlerde sürüklenen avukatların
    cezalandırılmaya çalışılan doktorların
    her gün polis şiddetinin devam ettiği ankara'nın
    hesabı sorulana kadar devam edilmeli ama bunun şekli çok önemli

    onlar olayı sadece gezi parkına indirgemek istiyorlar, ve biz gezi parkında olduğumuz sürece bunu başaracaklar, artık gezi parkından çıkmalıyız

    her gece taksimde yine olalım,
    bunların sorumluları bulunana kadar tencere tava caldırmaya devam edelim.

    dikkat edin ben geziden çıkalım diyorum yatma konaklama olayı yani işgal gorunumunu kaldıralım ortadan, ama direnmeye devam edelim her gece gidelim, sanatcılar gelsin , piyanolar çalsın, sesimizi çıkartalım, insanlara olanları anlatalım, unutturmayalım.
    savunma durumunda her gece taksimde direnmeye devam.. ama işgal ortamı kalkmalı!
  • gezi parkı direnişi kesinlikle sadece gezi parkına indirgenmemeli... en önemli noktası bu, çünkü hükümet kendilerine karşı olan bu direnişi halkın ve orada olmayanların gözünde sadece gezi parkına indirgeyip "bakın dediginizi yaptık konuştuk anlaştık referandum bik bik.." diyerek gerçek direnişi kurmayı amaçlıyorlar.... ve başarılı olacaklar gibi bi hava da var...
  • sokaklarda gösteri yaparak değil, şehir şehir gerekirse köy köy gezip basın-yayın yoluyla öğrenilemeyen halktan saklanan gerçekler, icraatlar, kararlar halka anlatılmalı, vatandaşın seçim günü oyunu bilinçle ve farkındalıkla atmasının yöntemleri araştırılmalı, emek ve enerji bu konu üzerine harcanmalıdır. böylesi hem çok daha demokratik hem de çok daha somut sonuçlar almayı sağlar.
  • bana göre bu direnişi bu kadar büyük yapan gördüğü polis şiddeti karşısında vicdanı rahatsız olan halkın kendiliğinden korkmadan sokağa çıkmasıydı. akpnin tüm tepkiye rağmen halkın haklılığını görmezden gelmesiyle rte'nin aşağılayıcı bir dil kullanmasıyla direniş daha da büyüdü ve mesele sadece gezi parkı meselesi olmanın ötesinde akpnin yıllardır uyguladığı baskıya, rte'nin otoriter tavrına karşı bir itiraz halini aldı. ve hatta benim için bu hükümet meselesi de değildi çünkü baskının sadece akp hükümeti ile ilgisi olmadığını geçmiş hükümet örneklerinden biliyordum. benim için hükümetinde ötesinde türkiye'deki demokrasi anlayışı ile ilgili direniş.

    direnişin halka ulaşabilmesi ise meşruluğu sayesinde oldu. bence bundan sonra önemli olan dünkü açıklamalar göz önünde bulundururlarsa meşru zemini kaybetmeden direnişi devam ettirmek ve başlatılacağı söylenen hukuki sürecin takipçisi olmak. belki de bugüne kadar direnişe katılmamış olan insanlara ulaşmak. bunun için ise direniş şeklinin değişmesinden yanayım. gelinen noktada gezide düzenli bir işgalden ziyade hayatını kaybedenlerin ve yaralananların haklarının aranması için cumartesi annelerinin yaptığı gibi haftanın belli bir günü istanbulda gezi parkında ve direnişe destek veren illerin meydanlarında eylemler yapılabilir. bu eylemlerde hem adalet çağrısı yapılır hem de direniş boyunca da dile getirdiğimiz yaşam tarzına müdahale eleştirilir. hukuki sürecin uzunluğu ve isteklerimizin kapsamı dikkate alındığında direnişin sürekliliği ve meşru zeminin korunması açısından en iyi yolun bu olduğunu düşünüyorum.

    tanım: direnişin istenilen başarıya ulaşabilmesi için üzerinde durulması gereken soru.
  • 14 haziran 2013 recep tayyip erdoğan konuşması na bakarak, bundan sonra atılacak adım, tam yukarda bahsettiğim gibi , bunların oyununa gelmeden, gezi parkını işgal görünümünden çıkartıp her gece taksim'de buluşarak eylemlere devam etmeliyiz.

    gezi parkında kaldığımız sürece, aynı bu gün yaptığı gibi olayı gezi parkında sınırlı tutarak, gezi parkında kalanları terörist olarak gösterecek. buna izin vermeyelim, hepimiz sinirliyiz, ama sinirimize yenik düşmeyelim mantıklı olalım,

    gezi'den çıkalım , her gece taksim'de buluşalım.
  • devam etmesi gerektiğini düşündüğüm eylem.

    bu sadece gezi parkında olmak zorunda da değil.

    seçim ve oylar konusunda sahtekarlık yapılmaması için dijital ortama geçilmesiyle ilgili çalışmalar yaparak bunlar üstünde çalışılanarak da olabilir.

    yoksa seçimlerde neler olduğu malum
  • insanlığın hikayesi memento gibidir, her doğan bütün insanlığı kendi ömründe yeniden keşfeder ve yaratır.

    ben ortaokul bebesiyken o zamanki yetişkin abiler de turgut özal'dan nasıl kurtulacaz diye tartışırdı. elbette tarzı tayyip'le kıyaslanamaz olsa da, özal da aynı yolun oğludur. zaten bilbordlarda gördünüz kendi kurdukları özdeşliği. o zaman da özal'ın "alternatifi yok" denirdi. "kime oy verecez" denirdi. "hadi bunu yolladık, yerine kim geçecek" denirdi. ikinci köprü tartışılırdı, taralabaşı bulvar dönüşümü tartışılırdı. o zamanlardan unutmayacağım sözü gece nöbetindeki doktor abi söylemişti: "şartlar alternatifleri yaratır." sene 1987 falan.

    direniş nasıl devam etmeli?

    öncelikle tüpten çıkan macun bir daha asla içeri girmeyecektir. bugün direnişçiler evlerine dönse de bir kere sokağa çıkılmıştır.

    ikinci olarak "mücadele" özgürlükler ve demokrasi içinse, kendisi de demokratik olmalıdır. demokrasi mücadelesi ise bir günlük değildir. gerektiğinde tonunu azaltır, gerektiğinde sokaklarda barikat kurar. unutmayınız ki 10,5 yıl sonunda akp ve tayyip erdoğan ilk defa ricat etmiştir. gün gelecek sizler de ricat edeceksiniz, ileri daha büyük bir adım atmak için... bu mücadelenin bütün merhalelerini ve yöntemlerini kabul etmeyen yıkılır gider. tayyip gibi....

    üçüncüsü artık yalnız olmadığınızı biliyorsunuz, birbirinizi tanıyorsunuz ve en önemlisi korku yok oldu. dolayısıyla bu sorunun cevabı benim için şudur: öfke patlaması bittiğinde ortak aklınızı da ortaya koymanız gerekecek. bunun için eve dönmek bir kayıp değil, tam tersine ileri doğru , sokağa çıkmaktan daha cesur bir adımdır. çünkü esas direnen fikirlerdir.

    evet, şartlar alternatifleri yaratır... bundan sonra gezi parkı direnişi -ağaçları ve parkı kurtarma girişimi saklı ve baki kalmak şartıyla- kendi seçimini kendi üretmelidir.

    tayyip ne derse desin zaten, ben sadece "biz haramidere'den çatapat ahmet'in arkadaşlarıyız" gibi gübelemeler duyuyorum :)
  • bu akşam, 14 haziran 2013'te halkın karar vereceği sorudur.
    (bkz: 14 haziran 2013 gezi parkı anması)
  • recep konuşmaya devam ettikçe direnerek devam etmeli diye düşünüyorum...
  • (bkz: #34575180) ta en başında uyarmıştık. hemen karar almayın , halkı iyi analiz ederek karar alın, 1 adım geri çekilmek yenilmek değildir demiştik, ama yanlış bir karar alındı , fark ettiklerinde iş işten geçti.

    taksim dayanışma ilk gün oradaki gençliğin gazına geldi ve rest çekti, durumu farkettiğinde çadırları topluyoruz tek çadır olacak dediğinde , akp bunu gördü buna fırsat vermeden saldırdı, dediğim gibi taksim dayanışma ilk gün 1 adım geri atsa , aslında halkın gözünde geri adım atıyormuş gibi gözükse, parkı boşaltsa , akp saldırmak için neden bulamayacaktı, pazar günü yine bayram havasında 100 binlerce insan taksime gidecekti, o evinde çanak çömlek çalanlar orada olacaktı, akp bunu farketti ve çadırların toplanma kararı alındığı an saldırdı.

    bundan sonra artık geri adım atılamaz dediğim gibi en başta bir tercih yapıldı, yanlış bir tercihti sonrası hesaplamadan alınan bir karardı, bu saatten sonra ne yazık ki sendikalar ve o hep aman gelmesinler denen marjinal gruplara bakar iş. artık evinde tencere tava çalan insanı arkana alıp sokağa dökmen çok zor. o rüzgarı kaçırdık maalesef..
hesabın var mı? giriş yap