• ben beğenmedim. hiç beğenmedim. çok oldu izleyeli gerçi, tam ayrıntıları hatırlamıyorum, ama hatırladığım kadarıyla beğenmemiştim. diyorum ya, ben bunu izleyeceğime; g.i. joe, kobranın şahlanışı isimli güzide eserehehreh... lan gülmekten söyleyemedim bile. eheh.
  • ne kadar klişe olursa olsun insanın içini ısıtan, jennifer garner'ına gurban olup michael douglas'ına bittiğim sağlam film.

    hem akıl var mantık var; adamlar bir klasik*'ten uyarlama yapıyorlar; milet de "ayy çok klişe" diyor..

    insaf diyor; her romantik kız ve erkeği bu müstesna eseri takip etmeye çağırıyorum.
  • dun gece, o kadar çok romantik komedi izleyeyim ki, ne kadar boktan bir hayatım olduğu gerçeği yüzüme çarpsın istedim, kimin oynadığına bile bakmadan sırf ismine bakarak bunu seçtim..

    ve evet, bu film tek başına yetti.. gayet boktan bir hayatım var, tüm gerçekliğiyle hissediyorum şu an..
  • filmin sonlarındaki cenaze töreni sahnesi dışında pek etkileyici olmayan film. en azından benim için.
  • a christmas carol 'ın modernize ve kadın-erkek ilişkilerine uyarlanmış haliymiş film, bugün doğru dürüst izleyince onu fark ettim. ha güzel olmuş mu derseni eh derim.

    --- spoiler ---

    çoktan ölmüş uncle wayne rolündeki michael dougas'ın gelip esas oğlana "bu gece seni üç hayalet ziyaret edecek" demesi, hayaletler, filmin sonundaki cenaze töreni vs. hep christmas carol'u çağrıştırıyor. esas oğlan da tıpkı scrooge gibi cimri, ancak para konusunda değil, duyguları konusunda...
    --- spoiler ---
  • connor'ın filmin başında prova yemeğinde yaptığı evlilik karşıtı konuşma, filmin sonunda düğünde yaptığı ve film gereği asıl etkileyici olması gereken konuşmadan daha etkileyiciydi.
  • baştan aşağı amerikan romantik komedi klişeleriyle dolu bir film olmuş. neyse asıl bahsetmek istediğim şey de filmin senaryosu ya da nasıl olduğu değil zaten. sayesinde şunu gördük [ki şahsen hiç bir şüphem de yoktu aslında] emma stone'a seksenlerin o akıl almaz kıyafetlerini de giydirsen, üstüne kocaman bir saç ve o korkunç diş tellerini de taksan, kız yine çok tatlı, yine bi başka. en çok onun olduğu sahnelerde eğlendim zaten [ve tabii michael douglas'ın olduğu anlar].
  • bence bu filmin en ilginç yanı 13 going on 30 filminde jennifer garner'ın çocukluğunu oynayan christa b. allen'ın yine aynı rolde olmasıdır...

    jenny elini çabuk tutarsa kız büyümeden 2 film daha çıkarabilirler aradan diye düşünüyordum ama sanmam, christa bile 20sine gelmiş artık...

    ha bir de okçu kako...

    e bir de aqua velva...
  • klasik, pop corn, komedi filmi..
    yani eleştiriyorsunuz ama, afişi, özeti belli olan bir filmden godfather performansı mı bekliyorsunuz..
    benzeri binlercesi gibi, seyirlik, akılda pek fazla bir şey bırakmayan, öylesine ticari bir yapım işte..
    finali belli, jennifer garner'n çocukluk aşkı matthew mcconaughey ile sonunda mutlaka halvet olacağı bir film..
    aksi mümkün değil..
    ama izleniyor işte.. yoksa koca koca adamlar yazmaz, birileri de çekmezdi di mi..?
    michael douglas da oynamazdı.. (insanı bıraktıktan sonra bile viskiye başlatır bu adam)..
  • a christmas carolun ilişkilere uyatlanması ama bir onun kadarda eğlenceli.
    okadar cok benzerliği var ki ikisinide izlemiş birinin gözden kaçırması imkansız.

    işte bazıları

    --- spoiler ---
    -ikisinde de coktan ölmüş biri gelip bu gece seni 3 hayalet ziyaret etcek diyor. ve bu gelen kişi ikisinde de tanıdık.

    -ikisinde de kahraman cimri ve kendini düşünen biri sadece birinde para hırsı birinde kadın hırsı.

    -ikisinde de ilk gelen hayaler kıpır kıpır bişey ve geçmişe goturuyor

    -ikisinde de ikinci hayalet otoriter ve patronluk taslıyor ve şimdiki zamanı gösteriyor.

    -ikisinde de şimdiki zamanda onu seven bir kişi var

    - ikisinde de üçüncü hayalet konuşmayan sessiz biri.geleceği ve kahramanın ölümünü gösteriyor.

    - ikisinde de hayaletler gidince kahraman camdan dışarı bakıp aşagıdaki çocuga bugun gunlerden ne yoksa noelmi geldi diye soruyor

    ve daha birsürü şey.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap